Bölüm 9: Sürpriz Kahraman

2.4K 191 232
                                    



"Amelia da gelecek sene Hogwarts'a başlayacak. Şimdiden yerinde duramıyor, bir görsen. Seçmen Şapka hakkında endişeleri var ama. Geçen Paskalya'da eve gittim ne göreyim? Bütün aile albümlerini çıkarmış, fotoğrafları babama gösterip herkesin kim olduğunu öğrenmeye çalışıyor. Eline de bir tüy kalem ve parşömen almış harıl harıl bir şeyler yazıyor. Ames ne yapıyorsun? dedim, bana kafasını kaldırmadan Çok meşgulüm abi, şimdi konuşamayız dedi. Meğer soy ağacı çıkarıyormuş. Babama da aileden kimlerin hangi binaya seçildiğini soruyormuş sabahtan beri. Slytherin'e seçilmekten korkuyor da. Tüm aile gibi onun da Hufflepufflı olacağına ikna etmemiz çok zor oldu. Dönüş için King's Cross'tan trene binene kadar benden güvence isteyip durdu."

Egdar Bones yüzünde heyecanlı ve şefkatli bir ifadeyle kız kardeşinden bahsediyordu. Birbirlerine karşı olan duygularını itiraf ettikten sonra Madam Puddifoot yanlarına siparişlerini almak için gelerek masanın üzerinde duran ellerinin ayrılmasına neden olmuş, kısa süren bir karar verme süreci sonunda Hilal bir limonata Edgar da bir çay almıştı. Şu an her ne kadar çıkıyor olsalar da birbirlerini sadece sınırlı olarak tanıyorlardı. Bu yüzden önce bir süre okuldaki derslerden ve hocalardan bahsetmişler, daha sonra da konu daha kişisel meselelere gelmişti. Mesela en sevdikleri tatlı neydi? Hilal kazan pastası, Edgar elmalı tart seviyordu. Hilal'in en sevdiği renk yeşilken Edgar'ınki sarıydı. Bu şekilde rahatça akan muhabbet en sonunda ailelere gelmişti. Büyücü ve sevgi dolu bir aile olan Bonesların birbirinden eğlenceli bir sürü anısı vardı. Hilal de elinden geldiğince kendi annesi ve anneannesinden bahsediyordu fakat konu kardeşlere geldiğinde anlatacak bir şeyi yoktu.

"Peki ya senin kardeşin?"

"Benim ablam var bir tane. Muggle'dır kendisi. Bizim ailedeki tek cadı benim."

"Bayağı bir hayran olmalı sana da anlattığın bu dünyaya da."

"Yok aslında hiç öyle değil. Pek anlaşamıyoruz biz. Bitirdiysen kalkalım mı? Kath'le Gerald bizi Üç Süpürge'de bekliyor. Yanlarına uğrarız demiştim. Senin için sorun olmaz değil mi?"

Hilal'in Yıldız'ı düşünmesi üzerine hissettiği can sıkıntısı, buluşmanın en başında duyduğu o heyecanı neredeyse yok etmişti. Edgar'ın teklifi kabul etmesi ve hesabı ödemesiyle dükkândan çıkıp kendilerini güneş altında yürürken buldular. Hilal birkaç adım sonra Edgar'ın elinin kendininkini tuttuğunu hissetti. Birbirlerine hafifçe gülümseyerek Üç Süpürge'nin yolunu tuttular.


*


"Bence ben Şifacı olma hayallerime veda etsem iyi olacak."

"Neden öyle diyorsun?"

Lysander uzanıp masanın altından suratını asan Kath'in elini tuttu. Bu temas kızın eğdiği başını kaldırmasına sebep oldu. Sözlerine ona bakarak devam etti.

"Aslında Şifacı olmak için almam gereken derslerin hiçbirinde kötü değilim ama hocaların F.Y.B.S sınıflarına kabul edecekleri kadar da iyi değilim. Profesör Sprout insaflı kadın, en azından Uygun ile Bitkibilim'e kabul ediyor. Tılsım'dan Beklenenin Üstünde alırım herhalde ama Karanlık Sanatlara Karşı Savunma, İksir ve Biçim Değiştirme beni çok zorlayacak. Muhtemelen de istenen notları alamayacağım."

"Ben başaracağına inanıyorum, Kath."

Lysander kızın elini hafifçe sıkınca Kath geri sıktı. "Çok tatlısın, Lysander."

Karşısında oturan ve her an öpüşeceklermiş gibi görünen ikiliyi yüzünde yarı tiksinmiş yarı gülümser bir ifadeyle izleyen Gerald araya girme ihtiyacı hissetti. "Siz var ya çok tatlı oldunuz böyle. Öyle tatlısınız ki dişlerimi fırçalamak istiyorum. Ayrılın bakayım. Öpüşmenizi benim önümde yapmazsanız sevinirim."

Elyelin BüyüsüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin