Late Night Talks

210 25 2
                                    

Jungkook'un ısrarları sonucunda geçici olarak kaldığım otelden ayrılmış ve onun yanına taşınmıştım. O umursamıyor gibi görünse de ben umursuyordum. Her şeye tekrar başlayacaktım ve artık onun arkadaşı falan olmayacaktım. Haerin umurumda değildi. Ben yokken ona nasıl yardım ettiği de beni ilgilendirmiyordu. Benim gözümde ona yardım etmek yerine tamamen değişmesine sebep olmuştu. Bu da ondan nefret etmem için yeterliydi.

Oturduğum balkonda hafif rüzgarın ve estetik manzaranın verdiği huzurla sigaramı içiyordum. Günün en sevdiğim saatlerindeydik. Herkesin uyuduğu, benim doğanın müthiş uyumu ve kendi zihnimin arasında sıkışıp kaldığım o özel saatlerde.

"Hala uyumadın mı sen?" Arkadan gelen uykulu sesle fark ettim ki ayakta olan tek kişi ben değildim.

"Bu saatlerde uyanık olmayı tercih ederim." Rüzgarın da sayesinde biraz daha açabildiği gözleriyle yanıma bir sandalye çekti Jungkook. Kendi paketinden bir sigara çıkarıp dudaklarına yerleştirdi ve ben doğayı izlemeyi bıraktım. Az önce bahsettiğim ve uğruna iki kalem içtiğim estetik, şu an gözlerimin gördüğünün yanında hiçbir şeydi.

"Neler yaptığından hiç bahsetmedin Tae. Eskiden olsa bir saniye duramazdın. Şimdi en büyük yardımcınmış gibi susmak."

Beynimin içinde o kadar çok şey dönüyor ki, onları susturamadığım için konuşacak alan bulamıyorum kendime diyemedim. İçimde verdiğim savaşın birazını açsam devamının geleceğini biliyordum ama bunu yapmadım. Yapamadım. Onun yerine derin bir nefes çekip sigaramı söndürdüm.

"Anlatacak bir şeyim yok benim. Yaşadım işte bir süre. Farklı bir yerde, aynı yaşantı."

Gözleri yüz hatlarımda dolanıyordu şimdi, kaşları çatıktı. Onun da benim kadar zorlandığını biliyordum, bu ruh halinden kurtulmamız gerekiyordu.

O da bir süre sonra ortamın aurasından bunalmış olacak ki hararetli olarak o gün yaptıklarını anlatmaya başlamıştı. Ama onu dinleyemiyordum ki. Günün bu saatinde aklım asla yerinde olmazdı benim. Günün en çok bu saati yakışırdı maskesiz suratıma. Yarın maskemi takıp geleceğime söz verdim kendime. Onu daha fazla gerçek Taehyung ile bunaltmanın bir anlamı yoktu. O yüzden o an sözünü kesip ayağa kalktım

"Nasılsa kaldırımda bitmiş bir çiçeğim,
Nasılsa kaldırımda bitmiş bir çiçek o
Sesten, ilgisizlikten bunaldığım bir gün
Tuttum aşık oluverdim
Ben kaldırımın bir ucunda
Ta öteki ucunda o"

Bir Pavese şiiriyle iyi geceler dedim ona. Artık bir şeylerin arkasına saklanmak yoktu. Soru sormasına izin vermeden geçtim içeriye, ardımda aklı karışık bir Jungkook bırakarak..

****

artaelavander: Birer birer aralanacak kapılar

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

artaelavander: Birer birer aralanacak kapılar.

1.889 kişi beğendi. (Bu gönderi yorumlara kapatıldı)


Fuck It, I Don't Wanna Be Your Friend - TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin