4.Bölüm

336 23 11
                                    

Çıplak ayaklarımla ezdiğim taşların ıslaklığı işliyordu içime, gök yüzü her zamankinden daha mavi ve her zamankinden daha koyu siyahtı. İyi ve kötü gibi arşı ikiye bölmüşlerdi bir yanı alabildiğine huzur mavisi diğer yanı ise katran siyahı. Sarmaşıkların ağaçları sımsıkı sardığı bir ormanda yürüyordum yürüdüğüm yol taş zeminlerle düzenlenmişti kenarlarında büyülü çiçekler vardı tam gökyüzünün ayrıldığı noktanın tam ortasından geçiyordu yol. Sol tarafıma düşen kısımda çiçekler olağanüstü güzel ve canlı renklere sahipti ama sağ tarafım aksi gibiydi siyah ve ölmüştü çiçekler ağaçlar kurumuştu.

Dengemi kaybetmeden yolun sonuna ilerledim sabırla sol yanım huzurlu sağ yanımda korku dolu. Yolun sonuna vardığımda mükemmel bir göl duruyordu göl ikiye bölünmüştü bir yanı bataklık diğer yanı duru su. Karşıya geçebilmem için bu gölden geçmeliyim diye geçirdim içimden suya girdiğim an sağ tarafım içeri çekmeye başladı beni. İşte tam o an bir melek gördüm suyun duru yanından ulaşmıştı bana ve bataklık kısmından da Suat geliyordu. Şaşırmıştım nasıl bir zihin oyunuydu bu bana sol yanım da duran meleğin elini tuttum sıkıca bana sarıldığı gibi çok kuvvetli bir ışık oluştu…

‘ Ravel,Ravel,Ra…’

Sayıklayarak uyandım bir anda sırılsıklam olmuştum. Gerçekten ıslanmış gibiydim yatak da sırılsıklamdı. Korkmuyordum artık, ne olacaksa kabul etmiştim bu benim kaderimdi ve bunu inkar etmeyecektim. Kafamı sol tara çevirdiğim de Duru’nun endişeli bir şekilde başım da oturduğunu gördüm. ‘ Ravel, kim Eylül ‘ dedi sakince.

‘ Ben bilmiyorum rüyam da gördüm onu, Suat’ta rüyamdaydı ve ben adının Ravel olduğunu öğrendiğim meleğe sarılarak çıktım rüyadan’ diyebildim sadece.

Düşünceli bir şekil de oturmaya başladı. Söyleniyordu kendi içinde ve kafasının içerisinden geçirdiklerini duyabiliyordum düşündükleri beni korkutmaya yetmişti.

‘ korunuyorsun Eylül, başka bir bekçi tarafından korunuyorsun. Böyle bir şeye ilk defa rastlıyorum.’ Dedi telaşlı bir şekilde ne diyeceğimi ne yapacağımı bilemedim. Öylece oturuyorum yatağın kenarın da odadan çıkmak için yaptığı hamleyi biranda yarı bırakıp bana döndü hışımla. ‘Suat, Suat bir siyah bekçi Eylül ilk düşmanımız o olacak. Sen hazır olana kadar ondan korunacaksın! ‘ dedi sesinde panik olsa da kendisi sakindi ne olacağını biliyor gibiydi.Suat’ın beni çok iyi tanıyor olması onu panikletiyordu sadece.

Demek ki Suat bir siyah bekçiydi, 4 yıldır hayatımın her zerresine hakimdi bu adam zaaflarımı da çok iyi biliyordu. Düşman görevine çok iyi hazırlanmıştı bu savaş düşündüğümden daha çetin olacaktı bu belli bir şeydi artık. Tabi bunlar tamamen teoriydi Suat’ın bir bekçi olduğuna dair bir kanıtımız hala yoktu.

‘Duru, bu gördüğüm rüya sonuçta paniklemesek hemen ‘ dedim en sevimli halimi takınarak. Biran da ifadesi değişmiş hızlıca yanıma gelip kollarımdan beni sarsmaya başladı. ‘ Eylül, ilk lucid (haberci) rüyanı aldın, sen sıradan bir ademoğlu değilsin bunu anla artık sen özelsin ve bu rüya sana verilen ilk bilgi aptal olma ve lütfen kalk avukatı ara buraya gelsin ‘ diyerek içeriye geçti ama hala söylenmeye devam ediyordu çünkü işler artık çığırından çıkmıştı bu rüya bir bilgimiydi gerçekten yoksa bilinmesi istenenmiydi.

Aklından geçen düşünceleri benimde okuyor olmam beni artık rahatsız etse de birazda olsa alışmıştım artık bu konuya. Oturduğum yataktan usulca kalktım banyoya bile gitmeden hemen avukatı aradım. Yaklaşık 1 saat içerinde evde olacağını söyledikten sonra telefonu kapadı. Duru’nun yanına geçtiğimde onun tetikte oluşu beni şaşırtmamıştı dünden beri beşikteki bebeğini koruyan bir anne gibiydi adeta her türlü tehlikeye karşı tetikteydi.

BekçiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin