Bir gece de iki bölüm hikayemden ziyade ben çok fantastik oldum sanırım şuan :D neyse dediğim gibi hikayede ki dengeler iyice değişir aslında herşeyin gerçek yüzüyle daha yeni tanışıyoruz acaba bunca olan şeye sebep ne bizim gençler boyutlar arası bağımı koruyor yoksa kaybolan dengelerimi bakalım neler olacak umarım hikaye beklentilerinizi karşılar ilginize teşekkür ederim görüşmek üzere :)
-İhtimaller ve gerçekler-
-Geçmişten bir gün-
Hayatın bize sunduğu seçimler oldu hep, iki seçenek arasın da sıkışan bedenlerimizin sadece bir ihtimali seçme hakkı vardı. Peki bizim gittiğimiz yolda terk ettiğimiz ihtimallerin gerçekleştiği bir evren daha olabilir miydi?
Rüyalar terk ettiğimiz ihtimallerin, ihmallerin içimize sesleniş şekliydi aslın da. Burukluğun sebebi, ayrılığın nihavent makamı. Sessizliğin çığlığı ve mutlak gerçekti işte seçimler.
‘ Belki aşık olabileceğim adam az önce yanımdan geçti ve ben hayatın telaşe sinden onu göremedim’ arkadaşının serzenişine gülümsemişti genç kadın, tam olarak akşamı inanmıyordu yoksa ona getireceklerinden mi korkuyordu emin olamıyordu.
Uzun bacaklarını ortay çıkaran kalem bir etek üzerinde ki siyah ceketi ile harika bir görüntü sergiliyordu. Fizik ile bakıldığın da aşık olmayacak bir erkek yoktu ona. Önemli olan eksik kalan yana dokunmaktı. Ruhuna! En çok korktuğu da bu olmuştu her zaman. Ruhuna dokunabilen bir adama teslimiyet kaçınılmaz bir gerçekti.
Topuklu ayakkabılarıyla asfaltı delercesine ilerliyordu. İşten ayrılmış oluşuna mı üzülecekti yoksa gerçekleştiremediği hayallerine mi ? Gözlerinden yanaklarına dağılan sıcaklık onu iyice sarsmıştı. Gözlerinden inen her bir damla gözlerinde ki makyajın akmasına sebep olmuş ve rimeller yaşlar ile birlikte gözlerine dağılmıştı.
Kalabalığın arasında ilerlerken akmış makyajına aldırmadan gözlerinde ki yaşlar ve ağlamaktan sarsılan omuzları ile adımlarını biraz daha hızlandırmıştı. Evine gidebilmek için üç sokak başında daha ağlama nöbetlerini geçirecek vakti olacak içinde ki zehri akıtabilecekti.
Yolun sonunda ilk sokağa dönmesiyle telefonu çalmıştı;
‘Nerdesin kızım ? ‘
‘Geliyorum baba, yoldayım’
‘Neyin var güzel kızım’
‘Gelince konuşalım olur mu’
‘Peki!, görüşürüz’
Son kurulan cümle ile telefon kapanmış, genç kadın kaçırdıkları ve ihmal ettiklerini düşünmeye başlamıştı. Hayalinde ki işten vazgeçmiş olmanın acısı hala içindeydi. İçinde ki gücü görmezden gelişi, kayıpları ve kaybetmek üzere olduğu her şey. Bunları düşündükçe çıldıracağını hissetse de zihnini boşaltabilmek için adımlarını biraz daha hızlandırmıştı. Hava iyice kararmaya başlamış biran önce eve varma arzusu için de yanmaya başlamıştı.
Oldu olası korkardı karanlıktan, yaşına aldırmadan korkusunu itiraf ediyordu yine kendine. Karanlık sokakta ilerlerken onca hıçkırığın arasın da bir gülücük kendine yer bulmuştu şirin yüzün de.
Gülümsemenin yerini ışık hızıyla hüzün alıvermişti. İhmal ettiği ihtimal vermediği aşkın esiri oluşu oluk oluk akıyordu şimdi içinden.,