Taksi bizi şehre getirmişti. Herkes evlerine gidip eşyalarını toplayacaktı. Daha sonra Enes’in evinde buluşacaktık. Nereye gideceğimizi bilmiyordum ama önemli olduğu kesindi. Benim evim Aslı’nın evine yakındı. Bende bundan dolayı annemlerle vedalaşıp yola çıktım. Zaten okullarda tatil olmuştu. Bu yüzden aileme tatile çıktığımı söyledim. Onlara Ayça’nın varlığından bahsetmemiştim. Çünkü ona güvenmiyordum. İçindeki karanlık ruhu görmüştüm. Acaba nereye gidecektik. Belki başka bir şehre ya da ülkeye. Uzaklara gideceğimiz kesindi. Bunları düşünürken Aslı’nın evinin önüne geldiğimi fark ettim. Bahçesi olan tek katlı pembe renkli müstakil bir evdi burası. Merdivenleri çıkıp kapıyı çaldım. Kapıyı Aslı açtı. Elinde kırmızı bir valiz ve sırtında da bir sırt çantası vardı. “Merhaba, dur da sana yardım edeyim” diyerek valize yöneldim.”Merhaba, teşekkür ederim”dedi güzel sesiyle. Aslı’nın arabası vardı. Eşyalarımızı yerleştirip arabaya bindik ve Enes’in evine doğru yol aldık.
10 dakika sonra Enes’in evine varmıştık. Ayça haricinde herkes gelmişti. Onu beklemeye başladık. Yarım saat geçmesine rağmen gelmemişti. Telefonlarına da cevap vermemişti. Başına bir iş gelmiş olmalıydı. Bunları düşünürken telefonuma mesaj geldi. Mesaj Ayçadandı. Gelemeyeceğini onu merak etmememizi söylüyordu. Bizde onu beklemeyi bırakıp arabalara bindik. En önde yolu göstermesi için Enes arkasında da Burak’ın arabası sonra Aslı’nın aracı vardı.
Şehirden çıktıktan sonra göz kapaklarım ağırlaştı, uykum gelmişti. Gözlerim yavaşça kapandı.Arabanın sarsılmasıyla uyandım. Kafamı yasladığım omuz ne kadar da sertti. Bi dakika birincisi ben kimin omzuna kafamı yaslamıştım. İkincisi ben uyurken yanımda kimse yoktu. Yoksa Aslı mıydı? Ama o arabayı kullanıyordu. Yani sanırım. Kimin omzuna yaslıysa yaslı zaten her halükarda utanacağım. En iyisi kalkmak. Kafamı kaldırdığımda emniyet kemerinin takıldığı yere kafamı koyduğumu gördüm. Ohhhh kimsenin omzuna yatmamışım. Ama kesin yüzümde emniyet kemerinin izi var. Ama omuza yatmaktan iyidir. Bunları düşünürken bir ormana girmiştik.
Ağaçların yanından hızla geçiyorduk. Bir mağaranın önünde durduk.Buraya neden gelmiştik. Enes sanki düşüncelerimi okumuş gibi bize seslendi: Buraya gelme sebebimiz eğitim görmek. Bu mağarada bir geçit kapısı var. Bizi diğer dünyalara bağlıyor. Buradan geçince farklı güçlere sahip insanların olduğu bir akademiye gideceğiz. Bunu söyledikten sonra mağaranın içine doğru yürüdü. Bizde onu takip ettik. Gerçekten dediği gibi bir geçit vardı ve rengarenk ışıklar saçıyordu. Enes orada görüşürüz dedi ve geçitten geçti herkes geçitten geçince mağarada tek kalmıştım. Sonunda eğitilip Drixa'yı yenecektim bu düşünceyle geçitten geçtim

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elementlerin Savaşı : Ustalar Ve Akademi
FantasyHerşey Berk'in ruh hırsızlarıyla karşılaşmasıyla başladı