Geçitten çıktığımda kendimi büyük bir yapının önünde buldum. Bu yapı bir kapı idi. Buranın kapısı böyleyse içeriyi düşünemiyorum artık. Giriş kapısının önünde beyaz renkte çokta küçük olmayan bir sütun vardı. Sütunda yazılar vardı. Ama türkçe değildi. Biraz hiyeroglif biraz ingilizce birazda sümer dili vardı. Sanki alfabeleri karıştırmışlardı. Belki Enes okuyabilirdi dedim içimden.
O an farkettim ki yalnızdım. Nereye gitmişlerdi. Belki de bu yanlız başıma yapmam gereken bir testti. Okula girebilmem için gerekli bir test. Sümerce ve İngilizce biliyordum. Ama antik mısır dili bilmiyordum. Aklıma dedem gelmişti. O bir arkeologtu. O bilirdi. Keşke yanımda olsaydı. Yazıya tekrar odaklandım. Önce bildiklerimi yapmalıydım. Sümerce pes ingilizce et yazıyordu. Ne yani buraya pet etmek için mi gelmiştim.
Geri dönemezdim. Ne olursa olsun bu okuldan eğitim almalıydım. Drixa'yı yenmeliydim. Ama mısır dili bilmiyorsun. Farkındayım iç ses azıcık sus düşünüyorum. Düşün Berk düşün. Olmuyor. Belki de şekiller üzerinde yoğunlaşmalıydım. Güneş sembolü ve bir insan tasfiri vardı. Bir dakika insan ben isem o zaman güneş sembolü de benim aydınlık gücüm olmalıydı. İşte bu. Sütunu aydınlık gücümle aydınlatırsam belki bir şeyler olabilirdi. O da olmazsa gündönümünü beklerdim. Filmlerde genelde öyle oluyor çünkü. Neyse boş ver ben aydınlık gücüme yoğunlaşayım. Hemen elime odaklandım ve ışığın elimden çıktığı düşündüm. Gözlerimi açtığımda bunu başardığımı gördüm. Parlak ışık sütuna vurunca pes et kelimesinin yanına -me eki gelmişti. Pes etme işte bu.
Pes etme diye bağırdım ve evet kapı açılıyordu. Karşımda bizim ekip ile tanımadığım bir kadın vardı ve tabi arkalarında saray gibi bir okul. Beni tek tek tebrik ettiler. Tanımadığım kadın "Aferin Berk okula girmeye hak kazandın. Ben bu okulun Müdiresi Zeynep hanım hoşgeldin." dedikten sonra gülümsedi.
Bende aynı gülümseme ile "Teşekkür ederim. Memnun oldum" dedikten sonra Müdire Zeynep 2 kişiyi çağırdı ve bizi odalarımıza götürmelerini söyledi. Hepimiz çok yorgunduk zaten. Özellikle de ben. Enes ve ben aynı odada kalıyorduk. Aslı Gizem ile, Serkan da Mertle aynı odada kalıyordu. Odalarımız yan yana idi. Eşyalarımızı yerleştirdikten sonra hemen yataklarımıza girdik. Yarın yeni bir gündü. Yeni okul yeni oda ve yeni yetenekler ve Drixa'yı yenme hayali... Bunları düşünerek uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Elementlerin Savaşı : Ustalar Ve Akademi
FantasíaHerşey Berk'in ruh hırsızlarıyla karşılaşmasıyla başladı