6.Bölüm

32 5 2
                                    

Çıkan gürültüyle uyandım. Uykulu bir şekilde; "Ne oluyor bu gürültü ne. Enes cevap versene. Eneeees." Gözlerimi zoraki bir şekilde açtım ve etrafa bakındım ama Enes yoktu.Gürültü dışarıdan yani koridordan geliyordu. Yataktan kalktım banyoya bile uğramadan kapıya yöneldim. Uykudan yeni kalkmış olmamdan dolayı sarhoş gibi yürüyordum. İki dakikaya kendime gelirdim.

Kapıyı açıp dışarı çıktım. Büyük bir kalabalık vardı. Sebebi neydi acaba? Kavga falan mı vardı? Daha fazla beklemeden kalabalığa doğru yürüyüp aralarından sıyrıldım. Daha doğrusu sıyrılmaya çalıştım. Kalabalığın merkezine ulaşmaya çalışıyordum ama herkes merakla olayın olduğu tarafa bakıyordu. Bu sebeple aralarından geçerken zorluk yaşıyordum. Sonunda zorlanarakta olsa insan topluluğunun merkezine ulaştım.Tavana bağlı bir ip vardı, yerde de bir ceset. Yoksa kendini mi asmıştı?Cesedin yanında bizim ekip ve müdire hanım vardı. Gözüme cesedin sol cebinde bulunan bir kağıt ilişti. Kağıdı açıp kendimi toparlayarak yüksek sesle okumaya başladım;"Bu daha bir başlangıç, ya bize onu verirsiniz ya da sırayla hepinizi avlarız. Okumayı bitirir bitirmez kalabalıktan korku sesleri yükseldi. Onu derken kastettikleri bendim galiba. Müdire hanım benim endişeli bakışlarım arasında bana dönerek;"Hayır seni asla teslim etmeyeceğiz. Ardından okul güvenliğine dönerek güvenliği arttırın, gece kimse dışarı çıkmayacak. Anlaşıldı mı?" Herkes olumlu anlamında ses çıkardı.Şimdi herkes sınıflarına. Bizde kalabalığa karışıp odalarımıza gidecektik ki Müdire hanım bizi durdurdu." Siz benimle geliyorsunuz dedi ve idare tabelası bulunan odaya girdi. Tabi ardından da biz.

Odaya girer girmez Aslı atılarak;" Ne yapmayı düşünüyorsunuz hocam, planınız nedir?" dedi heyecanlı bir ses tonuyla." Dediğim gibi güvenlik iki katına çıkarılacak. Odalarınızdan benden habersiz çıkamayacaksınız. Bana dönerek merak etme Berk bu okulda buna benzer bir olay bir daha gerçekleşmeyecek. Bundan emin olabilirsin. Olumlu anlamda kafamı salladım. Neyse bu konuyu kapatalım,odalarınıza ders programlarınız yerleştirildi. Berk hariç herkes bir sınıfta ders görecek. Berk sen farklı sınıflarda eğitim göreceksin. Ayrıca tarih gibi ortak dersleriniz olacak. Şimdi herkes odalarına ve daha sonra sınıflarına.Bizde verilen emre uyarak odalarımıza dönüp hazırlanmaya başladık.

Üstümü değiştirirken ders programını inceliyordum. İlk dersim su idi ama ben dersi kaçırmıştım. İkinci ve üçüncü dersler ateşti. Dördüncü ders ortak ders olan tarih beşinci ve altıncı dersler yine ortak ders olan dövüş ve son olarak yedinci ve sekizinci dersler havaydı. Element sınıfları birinci kattaydı yani sadece bir kat aşağı inecektim. Aşağı Serkan ile beraber indik. Ne de olsa o ateş kontrolcüsüydü. Zorlanmadan sınıfı bulduk. Tenefüs olduğundan içeride fazla insan yoktu. Orta sıralarda bir yere oturduk. Boş boş oturmaktan sıkılmıştım.Zaten Serkan'da sessiz bir insandı. Bende sınıfı incelemeye başladım. Sınıf çok büyük değildi. Duvarlar açık mavi renkteydi. Sınıfta duyuru panosu vardı ve bir beyaz tahta. Ben sınıfı incelerken ders zili çaldı. Herkes sınıfa giriyordu.Herkes bana garip garip bakıyordu. Çünkü bugün ki olayın sorumlusu ben sayılırdım. Ama fazla kafaya takmıyordum. İnsanların bakışlarını boşverip hocayı beklemeye başladım.

Beklemem uzun sürmemişti. İki dakika sonra hoca sınıfa girmişti. Herkes ayağa kalktı ve onun masasına doğru yürüyüşünü seyretti. Otur komutunu duyunca herkes yerine oturdu. Merhaba ben Tarık Saygın.Sizin ateş elementi hocanızım. Kendimi tanıtma sebebim sınıfta yeni simalar görmemdi.Şimdi onlarda kendini tanıtsın. Ayağa kalkarak adım Berk, sadece iki ders buradayım. Sebebini müdire hanımdan öğrenebilirsiniz. Hoca tepki vermemişti.Bende yerime oturdum. Serkan'da kendini tanıtıp yerine oturdu. Ders başlamıştı.Tarık hoca ateş elementinin tarihinden bahsetti. Ateş elementinin kaynağı iki taneymiş. Biri güneş diğeri ise öfkeymiş. Öfke ile beslenen ateş karanlık renkte olurmuş. Aynı zamanda bu ateş diğerine göre daha güçlü olurmuş. Ama bir süre sonra kontrol edilemez hale gelirmiş. Tabi ki bu irade zayıfsa gerçekleşirmiş. Kişinin iradesi güçlüyse böyle bir durum yaşanmazmış. Güneş ile beslenen ateş ise parlak renkte olurmuş. Ateşin rengi duygularla da alakalıymış. Kişinin ruh haline göre ateşin rengi de değişirmiş ve eğer bu duygu değişimleri sürekli olursa bu durum kalıcı hale gelirmiş. İlk ders bu konularla geçmişti. İkinci ders pratik dersiydi. Tabi ki bunun için dışarı çıkmalıydık.Yoksa okul şimdiye çoktan kül olmuştu. Hele benim gibi bir acemi ateş kontrolcüsü varsa.

Tüm sınıf okulun bahçesinde buluştuk. Tarık hocada gelince ders başlamıştı. Bize dönerek " Evet gençler şimdi sizden bir ateş topu yapmanızı istiyorum. Ateş enerjisinin elinizde toplandığı düşünün. İsteyenler odaklanmayı kolaylaştırmak için gözlerini kapatabilir. Hocanın dediğini yaparak gözlerimi kapattım. Ateş enerjisinin elimde toplandığını ve birleştiğini düşündüm. Elimde sıcaklık hissedince gözlerimi açtım ve evet elimde bir ateş topu vardı. Ama işler garipleşmeye başlamıştı. Ateş rengi turuncudan siyaha dönüyordu ve büyümeye devam ediyordu. Herkes telaşla benden uzaklaştı. Hoca yanıma gelerek sakin olmamı söyledi. Ama ben zaten sakindim. Ateş artık boyumu geçmişti. Gözlerim kararmaya başlamıştı. Sanki boşluğa düşüyor gibiydim ya da yere. Gözlerim kapanmadan önce son gördüğüm Tarık hocanın endişeli yüz ifadesi ve tüm sınıfın başımda toplanmasıydı.

Kendime geldiğimde siyah bir boşlukta süzülüyordum. Hareket etmeye çalışsam da hareket edemiyordum. " Kimse var mı nerdeyim ben?" diye bağırdım. Uzaktan yüzü kapalı biri görünüyordu ve hızla bana geliyordu. Aynı sözleri tekrarlamama rağmen adam bana yakınlaşmaya devam ediyordu. Adam aramızda 1 metre kalana kadar yakınlaştı ve ben bir şey dememe izin vermeden konuşmaya başladı."Ben senden önceki yedi elementin kontrolcüsüyüm. Ateş gücün tüm enerjini emdi ve öldün. Bu sözler üzerine şaşırmıştım. İçimden "hayır ölemem henüz olmaz daha bu okula yeni geldim, insanları yüzüstü bırakamam." "Bu yüzden ölmene izin vermeyeceğim." Bunu nasıl yapmıştı. Yani zihnimi nasıl okumuştu. Seni günün başına göndereceğim. Bunun yanında seni büyüyen tehlike için uyarmaya geldim. "Ne tehlikesi benim kara ateş üretmem mi?"Hayır, bu senin için iyi bir şey bu senin güçlü bir kontrolcü olduğunu gösterir. Bazı insanlar duyguları etkili olmasa bile kara ateş onlarda genetiktir. Yani bir sorunun yok. Tehlikeden kastım her saniye güçlenen Drixa'dır. Şu anda kendisine güçlü bir element ordusu topluyor.Topladığı element ruhlarını güvendiği kişilere vererek ordusunu büyütüyor.Eğitimin konusunda acele etmelisin. Bu okulu savaşa hazırlaman gerek. Bu kağıdı müdirenize ver dedi elindeki kağıdı uzatarak. Kara ateş gücün konusunda endişelerini anlıyorum ama endişelerin gereksiz. Seni bu konuda eğiteceğim.Seni arada yanıma çağıracağım ve gücünü kontrol etmen konusunda seni eğiteceğim. Yakında görüşürüz dedi ve gözlerim kapandı.             

Okumak isterseniz yeni bir kitap yazmaktayım. Kitabın ismi İnsansılar.

Elementlerin Savaşı : Ustalar Ve AkademiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin