bölüm 4

413 33 3
                                    

        Eğitim süreci zorlu gidiyordu. Bol bol dayak yiyordum ve böylece acı çekerek bunun tetiklenmesini sağlıyorduk. Benim yapmam gerekense buna karşılık vermemek, içimdeki gücü kontrol edebilmeyi ve durdurabilmeyi öğrenmekti ki bu gerçekten zordu. Yani içimde öyle bir öfke ve güç patlaması oluyordu ki. İçimde tutmayı beceremediğim zamanlarda ise sonuç daha kötü oluyordu. Babam benim aksime gücünü kullanmayı bilen bir ejder olduğu için karşı koyduğumda içimde patlayan o güce rağmen hiç zorlanmadan beni durdurabiliyordu. Her karşı koyuşumda darbelerin hızını artırıyordu. Ama bu güç içimde belirdikçe her seferinde sanki bir öncekinden daha güçlü oluyordu. Tam formuma dönüşebilmem için acaba daha ne kadar artması gerekecekti. Ama eğitim faydasını gösteriyor gibiydi. Artık ilk baştakilerden çok daha uzun süre kendimi tutabiliyordum ve gücü daha şiddetli hissetsem de öfkemi daha iyi kontrol edebilmeye başlamıştım. Hala aynı öfkeyi hissediyordum ama tutmak için harcadığım çaba çok daha azdı.

        Eğitim sırasında ara sıra sohbet de ediyorduk. Babam bir keresinde bana eğitim böyle olduğu için üzgün olduğunu ama yapılmak zorunda olduğunu söylemişti. Dedem babam daha çocukken öldüğü için babamı eğitecek kimse yokmuş. "Kontrol etmeyi kendi kendine öğrenirken insanları incitip kalıcı hasarlar vermemen çok zordur. Bunu yaşamanı istemem." demişti.

        Bi de spora vücut geliştirmeye gitmeye başlamıştım. Aslında vücudum kendi kendine gelişip kaslanıyordu farkındaydım ama hem bunu hızlandırıyordum hem de boş zaman geçiriyordum.

        Okul başlayalı da bir buçuk ay olmuştu. Hala ilk gün hariç bir olaya karışmamıştım umarım aynı şekilde de devam ederdi. Ceyda, ben, Fırat ve Melek gün aşırı okuldan sonra vakit geçiriyorduk. Sinemaya gidiyorduk, dolanıyorduk, kafeye gidiyorduk, bazen play station'a da gidiyorduk. Ben Ceyda'ya aşıktım artık kesinlikle emindim bundan. Bunu tahmin ediyor olabildiğini tahmin ediyordum ama yanılıyor da olabilirdim. Onun ise beni sadece bir arkadaşı olarak mı gördüğünü yoksa daha fazlası da mı olduğunu anlayamıyordum. Hislerimi ona söyleyecektim ama zamana karar veremiyordum.

        _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _ _

        Son gelen darbeden sonra 5 metre uçarak karşı duvara çarpmıştım. Yeni rekor kırdık diye düşünürken bir taraftan bu düşündüğüme gülümsüyor bir taraftan da içimde parlayan öfkeyi kontrol etmeye çalışıyordum. Öfkeyi kontrol kısmı berbat olsa da hissettiğim güç inanılmaz bir zevk veriyordu. Ayağa kalktım hocamın önüne yürüdüm, eğitim sırasında beni hocan olarak gör baban değil demişti, tekrar vurması için pozisyonumu aldım. Bu darbeden sonra bu kadar kolay toparlanıp sonrakini beklemem biraz şaşırtıcıydı galiba. Bu sefer daha seri tekme ve yumruklar yemeye başladım. Aslında dayanabilirim gibiydi ama karnıma yediğim bir darbe çok acaipti. Yere düştüm, nefesim kesilmişti. Nefes almaya çalışıyordum ama beceremiyordum. İçimdeki güç yükselmeye başladı. Öfke de öyle. Tekrar nefes almaya başladım. Yine kontrolü kaybediyordum olamaz öfke delirtici derecedeydi. Güç de hiç hissetmediğim kadar yoğundu. Ayağa kalktım ve babama doğru atıldım. Beni geri fırlatacak güçlü darbeyi bekliyordum ve geldi de ama işe yaramamıştı, beni durduramamıştı. Babamın gözlerinin yeşile döndüğünü gördüm. Bu defaki darbe yine beni karşı duvara uçurmuştu ama bu defa daha uzaktık. Daha yeni kırdığımız rekoru şimdi yeniden kırmıştık.

        -Bu kadar güçlü olmaman gerekiyordu henüz.

        Babam gerçekten şaşırmış görünüyordu. Ben de şaşırmıştım. Biraz daha devam ettikten sonra yukarı çıktık, bugünlük bu kadar yeterdi. Yemekte babama bir telefon geldi. Babam yan odaya geçip konuşmaya orda devam etti. Ne dediğini tam anlayamıyorduk ama sesi endişeli gibiydi. Konuşması bitip yanımıza gelince annem sordu benden önce.

Ateşten NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin