bölüm 7

514 37 16
                                    

        -Yavuz basketbol takımı için seçmeler varmış bro. Müthiş oynuyon sen de katıl.

        -Hadi ya, ne zamanmış Fırat? Katılayım ben de.

        -Öğle arasında spor salonunda.

        -Sağolasın kardeşim.

        Geçen sene takım kaptanıydım eski okulumda. Şimdi bir de sahip olduğum yeni güçlerle takıma girmem hiç zor olmazdı heralde. Katılacaktım seçmelere. Melek sınıfa girdi her zamanki gibi neşeyle "Günaydın" dedi.

        -Fırat, Yavuz benim Onur diye bir kuzenim var o da bizim okula kaydoldu bugün. 11. sınıf. Bugün okul çıkışında da işiniz yoksa beraber bir şeyler yaparız diye düşünüyordum. Bizim kafeye falan gideriz.

        Fırat'a baktım. Benim için sorun yok bakışı attı. Ben de cevap verdim.

        -Tamam biz geliriz. Ceyda daha gelmedi de onun da işi yoktur galiba, gelir yani.

        -Peki o zaman çıkışta unutup da bir yere gitmeyin.

        Furkan da gelirdi heralde, zaten o da artık bizim grubun bir parçası gibiydi. Dersler iyi geçiyordu o kadar sıkılmıyordum bu aralar hatta zevkli bile diyebilirdim. Öğle arası çabuk gelmişti o yüzden. Dolabımdan eşofmanlarımı aldım spor salonuna gidip soyunma odasında üstümü değiştim. Sonra içeri geçtim. Benim gibi katılmak isteyenler gelmişti spor salonuna. Biraz sonra hoca da geldi. Önce daha önceden tecrübemiz var mı diye sordu, bir spor kulübü ya da okul takımında oynamak gibi falan. Eski okulda takım kaptanı olduğumu söyledim. Başkaları da benzer tecrübelerini söylediler, olanlar yani. "İyi göreceğiz bakalım birazdan hepinizi" dedi hoca. Şu Uğur'un yanındaki çocuğu daha önce gördüğümü hatırlamıyordum ama zaten gördüğümü hatırlamadığım başka çocuklar da vardı. Çocuk gerçekten kaslı bir vücuda sahipti, yeteneklerim ortaya çıktığından beri bende bayağı kaslanmıştım ve şu an en iyi vücuda sahip olanlardan biriydim galiba okulda ama bu çocuk da kesinlikle iyiydi. Yüzü de yakışıklıydı yani çoğu kızın çıkmak isteyeceği biri gibi duruyordu şöyle.  Ne diye o gözüme takılmıştı ki gördüğümü hatırlamadığım başka çocuklar da vardı onun gibi. Her neyse sadece gözüme takıldı diye geçiştirdim kendimi. Hoca önce turnike sonra atışlar ve daha sonra da top sürmeyle ilgili bir iki sınav gibi bir şey yaptı. Daha sonra bazı kişileri eledi. Kalanları da iki takıma ayırdı ve maç yapacağımızı, maçtaki performanslarımıza göre kadroyu oluşturacağını kalanların da eleneceğini söyledi.

        Maç başladı. Uğur ve yanındaki o dikkatimi çeken o çocuk hala elenmemişlerdi ve karşı takımdaydılar. Maç iyi gidiyordu ilk başlarda. Ben takımın en iyi oynayan oyuncusu gibiydim. O çocuk da iyi gidiyordu bayağı. Orta saha civarında pas bekliyordum. Takım arkadaşımın ribaunttan aldığı topu bana pas atmasıyla topu yakaladım ve potaya koşmaya başladım. Önümde tek bir kişi vardı. O çocuk. Kolayca geçip sayıyı atarım diye düşünüyordum. Düşündüğüm gibi geçtim. Tam turnike için sıçrarken arkamdan gelen bir darbeyle dengemi kaybettim. Top elimden fırladı. Yüz üstü yere düşüyordum. Refleks olarak elimi uzatmıştım hızı azaltmak için ama çok ters düşmüştüm. Bileğimden gelen çıtırtı sesiyle inledim. Bunu bilerek yapmıştı. O lanet olası göt bunu bilerek yapmıştı. Öfke içimde bir kasırga gibiydi. Bileğim kırılmış ya da çıkmıştı onun gibi bir şeydi. Acıyı hissetmiyordum. Öfke ejderi uyandırmıştı. Ayağa kalktım. Çocuğun üstüne yürüdüm. "Bunu bilerek yaptın senin derdin ne lan?!" karşısına yürüdüm. Bu kadar hızlı yapmak istememiştim ama göğsünden ittirmiştim ve çocuk resmen uçtu 3-4 metre arkaya ilerime düşmüştü. Gidip dövmek istiyordum ama kendimi tutmalıydım. Hala müthiş bir öfke hissediyordum ama en azından düşünebiliyordum ve durmam gerektiğini fark etmiştim. Sorunsa bunu kesinlikle istemiyordum. Araya giren bir çocuğu da tutup kenara fırlattım. Çocuğun üstüne çöktüm. Yumruğumu kaldırdım suratının ortasına indirecektim. Ama çocuk sırıtarak yumruğumu bekliyordu. Kesinlikle normal değildi, niye sırıtıyordu? Düşüncemi farklı bir yere yöneltince biraz önce öfkemden dolayı duymadığım veya duyduğum halde farkında olmadığım bağıran hocanın sesini duydum. Kendime gelmeye başladım. Ne yapıyordum ben? Hemen çocuğun üstünden kalktım. Hoca beni ve onu oyun dışına aldı. İkimizi de iyi bir azarladı. Bilerek faul yapmıştı ve bileğim. Bileğim. Bileğime baktım. Normal gözüküyordu ve hiçbir acı yoktu sakinleştiğim halde. Hani iyileşmesi normaldi de yerine kendim oturtmam gerekmez miydi? Öfkeden düzelttiğimi hatırlamıyordum heralde.

        Hoca maç bitesiye kadar orada beklememizi söyledi. Maçtan sonra bazılarını eledi kalanlara takımda olduklarını söyledi ve yanımıza geldi.

        -Bakın ikiniz de iyi oynuyordunuz ve takıma rahatlıkla girersiniz ama benim için iyi oynamanızdan daha önemli bir şey var. Takımda önceliğim iyi oynamak değil takım ruhudur. Bir dahaki kavgada takımdan çıkartılırsınız. Bir de isimlerinizi de söyleyin artık takımda olduğunuza göre isimlerinizi bilmem gerekli.

        -Benim Yavuz hocam.

        -Ben de Onur hocam.

        Onur. Yok artık. Yoksa bu Melek'in okula yeni gelen kuzeni miydi? Bu neden hatırlamadığımı açıklıyordu. Umarım bundan sonra iyi anlaşabilirdik. Hoca gidebileceğimizi söyledi. Çocuğa hiçbir şey demeden soyunma odasına yöneldim. Üstümü değişip kantıne geçtim. Karnımı doyurdum zil de yeni çalmıştı zaten. Sınıfa geçtim. Kalan dersler de çabuk geçmişti. Çıkışta Melek unutmadığımız halde hatırlatma isteği duymuştu.

        -Yavuz, Ceyda, Fırat unutmayın benim kuzenle gezecektik. Furkan'ı da alalım. Ben onu çağıracağımı söyledim. Bizi dış kapının önünde bekleyeceklerdi. Gidip Furkan'ı buldum. Kapıya kadar bugün seçmelerdeki olayları anlattım. Kapıya vardığımızda oradalardı. Melek, Ceyda, Fırat ve Onur. Evet o çocuktu. İçimde yeniden beliren hafif öfkeyi hissetmemeye çalışarak yanlarına gittik. Çoktan tanışmışlardı heralde biz gelesiye kadar. Melek bizi de tanıştırmaya başladı.

        -Evet gençler bu benim kuzen Onur. Onur, bu Furkan ve bu da onun kuzeni...

        Melek tamamlayamadan Onur konuşmuştu.

        -Yavuz. Bugün tanışmıştık.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jul 27, 2014 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Ateşten NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin