Three: "Let's be lonely,together."

27 16 2
                                    

Jesse, elinden alınan silahla resmen bakakalmıştı. Angela'nın planını anlayacak kadar zeki, Amilie'nin ise bu kadar çevik olduğunu hiç düşünmemişti.

Aslında, planına hiçbir zaman Angela'yı eklememişti.

"Gabriel, ya hemen o çekmecenin yanından çekil ya da öl."

Amilie kaçmalarını önlemek için camı kapamaya giderken Jesse onu hızla kaptı ve kollarıyla boğazını sıkıca sardı.

Şu an Angela'yı en
Kötü yerinden vuruyordu.

"Onu hemen bırak seni... seni adi!"

Silahın emniyetini açan Angela, silahı bu sefer Gabriel'a doğrulttu.

"Sen Amilie'yi boğana kadar onu bir kurşunla öldürürüm . Acısız olur. Ceza almam. Kendimi koruduğumu söylerim, sen Gabriel'a bakarken senin de işin bitmiş olur. O yüzden hemen bırak onu."

Ah evet, Angela gerçekten sandığından da iyiydi.

"Bak, doktor. Sen Gabriel'ı vururken, arkadaşının kafatasını kırabilirim. Ve beyin kanaması pek de kurtulabileceği bir durum değil."

Laboratuvara giren bir kişi, bu savaşın 4 kişi arasında olduğunu düşünürdü ama aslında öyle değildi. Burda sorun çıkaran sadece 2 kişi vardı. Fazla... düşmanlardı.

"Anlaşmaya varalım. Amilie'yi ve İlacı bırakıp gidin, kimse bu gece burada olduğunuzu bilmesin. Ben de sizi vurmayayım, ha? Nasıl?"

Jesse, sesli bir kahkaha attı ama içerisinde hislerden bir kırıntı bile yoktu.

"Burdan ne kazancımız olduğunu açıklar mısın doktor?"

Angela, elindeki silahı daha iyi kavradı.

"Zarara uğramak istemiyorsan dediklerimin hepsini şimdi uygula, pislik."

Jesse, bir yolun olmadığını biliyordu. Silahlı birine karşı silahsızken bir şey yapamazdı. Tek umudu karşısındaki güzel doktorun silah kullanmayı bilmemesiydi. Ve Angela silahı kullanmayı bilmeyen biri gibi görünmüyordu.

Yani, dediklerini yapmalıydı.

Amilie'yi resmen Angela'ya fırlattıktan sonra, Gabriel'a ilacı bırakmasını belirten bir el hareketi yaptı. Gabriel ilacı hızla çekmeceye koyup pencereye ilerledi. Angela yere düşen Amilie'yi tutup kaldırdı.

"Anahtar."

Gabriel, unuttuğunu düşünüp sevinirken tüm hayalleri yıkılmıştı.

Jesse bunun hakkında pek hayal kurmamıştı, karşılarındaki kadın aptal değildi ya.

"İkiletme ve anahtarı bana ver!"

Cebindeki anahtarı çıkarıp Angela'ya attı ve Angela anahtarı resmen havada kaptı.

Gabriel camdan inmeye başlarken Jesse, Angela'ya bakmayı sürdürüyordu.

"Ne bakıyorsun, insene?!"

Jesse derin bir nefes alıp camın yanına gitti. Tam Ellerini koymuş inecekken, aklıma gelen şeyi söyleyip gitmeyi istedi.

"Tekrar görüşeceğiz Angela. Ve o an, ben senin kadar insaflı olup seni göndermeyeceğim."

Son sözlerini söyleyip gözden kaybolduğunda, Amilie derin bir nefes aldı.

"Köpek suratlı çöp kovası."

Angela'nın hakaretine sadece bakakalan Amilie, yavaşça sandalyesine oturdu.

"İyisin, değil mi?"

Closer #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin