Twelve: "I am Lena Oxton."

2 1 0
                                    

"Onu boşverin, siz neden el ele tutuşuyordunuz?"

Amilie arabayı sürerken bir yandan da sırıtan Jesse ve kızaran Angela'ya bakmaya çalışıyordu.

"Biricik arkadaşın bir süreliğine sevgilim oldu. Aslında, bunu sık sık tekrarla-tamam! Tamam."

Kafasına çanta yiyen Jesse, gülüp ağzına fermuar çekti.

"Aptal adam işte! Sana ne oluyor ki, sen nereden geliyorsun benimle? Bir de 'sevgilimle gelmemde sorun yok, değil mi?' Diyor! Var,sen sordun mu bana biz sevgiliyiz diye?!"

Amilie ve Jesse beraber gülünce Angela arka koltukta çıldırmaya devam etti.

"Gülmeyin! Mahvederim sizi, susun! Şu an imkanların kısıtlı, eve gideyim kafanızda kıracağım vazoları!"

Amilie susup yola odaklandı ama Jesse'nin yüzünde hâla bir sırıtış vardı.

"Öyle deme Angela, sevgilin seni ölümden kurtardı."

Angela yerinde kıpırdandı. Doğru ya, Jesse gelmese Başkan onu öldürecekti.

"Doğru... Adam kafaya koymuştu, öldürecekti resmen beni."

Jesse sırıtmayı kesti. Kimse Angela'yı öldüremezdi, hele ki o ordayken.

"Peki Jesse, sen saklanıyor muydun orada? Nasıl oldu?"

Jesse arka koltuğa döndü.

"Aslında, ben en başından beri sizi takip ediyordum. İşlerin ciddileştiğini görünce girdim tartışmanıza."

Amilie derin bir nefes aldı.

"Ne yapacağız şimdi? O sır işini."

Angela yana kaydı ve cama sırtını yaslayıp ayaklarını uzattı.

"Hiç bilmiyorum. İlk işim düşünceleri nasıl yok edebileceğimizi bulmak, ondan sonra dünyaya yayacağım."

Jesse izlediği manzaradan hızla Angela'ya döndü.

"Sakın. Annen denediğinde ne olduğunu gördün, sakın. Ben bile seni kurtaramam."

Angela dizlerini kendine çekip kafasını gömdü.

"Bilmiyorum, hiç bir şey bilmiyorum! Sadece yatıp günlerce uyumak istiyorum, 1 hafta öncesine dönmek istiyorum!"

Angela için çok zordu bu bildiklerini aklında tutmak. Annesinin yolundan gitmekle hayatını normal bir insan gibi yaşamak arasında karar vermeliydi.

"Angela... günlük dozunu unuttuk."

Angela kafasını daha çok gömdü, şu an bir çocuk gibiydi.

"İstemiyorum, hiçbir şey yapmak istemiyorum. Yapalım da bitsin, hastaneye sür."

Kafasını gömdüğünden sesi çok derin geliyordu, bu da Amilie'yi güldürüyordu.

"Pekala, hastaneye gidip dozunu verelim, sonra seni ve Jesse'yi evine bırakırım. Gece uyumadınız hiç."

Angela kafasını kaldırıp yavaşça saatine baktı. Saat sabah 6 idi.

Kafasını hızlı kaldırdığından saçı dağılmıştı ama Angela farkında değildi.

"Hastaneden sonra direk Angela'nın evine sür. Bu saatten sonra onu evde yalnız mı bırakacağız?"

Amilie kaşını kaldırıp sırıttı.

"Pekala aşık kumrular."

Angela dikiz aynasında saçını gördü ama o kadar umursamazdı ki o an, düzeltmedi.

Closer #Wattys2018Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin