2. İkinci bahar

739 21 14
                                    

Söylediği bomba etkisi yarattı. Firdevs hanım durduğu yerde donup kaldı. Bihter hayret ve kahkaha atmak arasında kalmıştı. Ar arda yüksek sesle güldü:
- Benimle evlenmek mi istiyor?

Firdevs hanıma can geldi:
- Bu ne saçmalık! Delirmiş mi bu adam? Bu kadar gülünç bir teklif olur mu?

Bihter şaşırarak annesinin karşısına geçti:
- Neden gülünç olsun? Az önce sevinçten göbek atıyordun. Teklifin sana değilde bana yapılması mı gücüne giden?
- Ne diyorsun Bihter! Mevzu bu değil!
- Ne peki? Adnan bey şöyle iyi, Adnan bey böyle iyi diye konuşan sen değil misin? Ne değişti?
- Senin aklın alıyor mu? Baban yaşında adam... Sanki çok normal bulmuşsun gibi bana bu tepkini anlamıyorum.
- Neden olmasın?

Bihter ciddi değildi elbette. Annesini çileden çıkartmak ona inanılmaz zevk veriyordu. Mevzuyla biraz eğlenip kestirip atacaktı. Firdevs hanım bunu anlamış gibi:
- Mahsus yapıyorsun! Onun sana uygun olmadığını bal gibi biliyorsun.

Peyker araya yumuşatmak amacıyla:
- Çok abarttınız. Ben bu teklifte bir alalelik görmedim. Adnan bey yaşca büyük olabilir ama bunun yanında çok saygıdeğer bir insan. Kime sorsanız karakterini öve öve bitiremez. Üstelik zengin, eli açık.

Bihter Peykerin gözüne baktı. Söylediklerinde samimiydi. Ona yaklaşıp yanağından öptü:
- Ben banyoya giriyorum.

Annesi hala burnundan soluyordu:
- Sakın aklından bile geçirme Bihter!

Genç kadın ona sırtını dönmüştü bile. Elini havaya kaldırıp boş boş salladı. Onu takmadığını ifade ediyordu.
Bihter soyunup küvete girdi. Keyif yaparken kendi kendine güldü:
- İnanılmaz birşey. Ben ve Adnan bey.

Demek bu adamın ona zaafı vardı. Annesini düşündü. Zavallı kadının onunla evlenme planları suya düşmüştü. En çok bu duruma seviniyordu:
- Oh olsun! Babama bir gün güler yüz göstermedin. Seninde yüzün gülmeyecek artık.

Adnan bey bilmeden Bihter namına Firdevs hanımdan bir parça intikam almıştı. Bu ne tatlı histi yarabbi.
Bihter küvetten kalkıp duşun altına girip çıktı. Giyinerken aynada kendini seyretti. Güzeldi, hemde çok güzeldi. Gözleri, dişleri, teni. Bu körpe bedeni  yaşlı bir adamın eline teslim etmeye kıyabilir miydi? Bundan önce yaşadığı ateşli geceleri düşündü. İlk aşkı aklına geldi: Dylan.
Amerikada tanımıştı onu. Ona dokunan ilk erkekti. Birbirlerini  deliler gibi sevmişlerdi. Birlikte her anları rüya gibi geçiyordu. Birkaç ay içinde ilişkileri tükendi. Dylanın ona olan düşkünlüğü azalmış, ondan kaçar olmuştu. Oysa Bihter ne hayaller kurmuştu. Başında nasıl kavak yelleri esiyorsa, evleneceklerini düşünmüştü. Bunu anımsayınca aptallığına güldü. Dylan ona karşı hiç net olmamıştı, hep oyalamıştı. Hem ona bağlanmaktan kaçıyor hemde ondan vazgeçmiyordu. Dylan'ı bir gün sarışın bir kızla bastığında onun gözünü kör eden aşka lanet etti. Bir daha mı yapardı bu hatayı? Asla! Bir anda sevdiğimi adama düşman olmuştu. Ondan intikam almadan, gururunu kurtarmadan rahat edemeyecekti. Ona nispet yapmak için elinden geleni yapmıştı. Her zamankinden daha şık, daha güzel ve çekici olmaya dikkat etmişti. Onun çevresindeki insanların gözüne girip onlarla yakın ilişkiler içinde olmuştu. Dylanın gözüne soka soka en yakın arkadaşlarıyla eğleniyor flört ediyordu. Genç adam yeniden etrafında deli divane olsada artık ona yüz vermiyordu. Bu durum Bihteri Dylanın gözünde ulaşılmaz kılıyor, genç kadını daha arzular hale getiriyordu. Onu yalvaracak kıvama getirdiğinde ona kapıyı göstermişti. Genç adam tokat yemiş gibi donuk bir yüzle çıkıp gitmişti. Bihter kendine hayret etmişti. Bu adamı mı sevmişti sahiden? Bu aciz, gurursuz mahluku mu? Aşka kalbini kapatmış, hayatın tadını çıkarmaya bakmıştı. Canının  çektiği erkeği almış, istemediğine yüz çevirmişti. Aşk onun için sıkılana kadar gönlünü eylemekti. Ne kimsenin kalbini istiyor nede kimsenin kalbini ele geçirmesine izin veriyordu. Bunun en temel prensibi: Teslim olma, teslim al. Sorgusuz sualsiz bir birliktelik, tenlerin uyumu yeterliydi.

Aşk-ı Memnu Reprise Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin