Beni Tanıyacaksın

145 37 165
                                    

Multimedya: Rabia'nın sevinç dansı 🎶

İyi okumalar ❤️

Biricik ev arkadaşım Rabia'nın üzerime atlamasıyla güzel mi güzel uykumdan uyandım. Tabii ki sövmedim, saçmalamayın.

Dedi ve sövdü...

Umarım bana bunu yapacak geçerli bir sebebi vardı.

"Ne var ne?!" dedim uykulu sesimle.

"Kalk kız kahvaltı yapacağız." Onu üstümden itip yataktan düşmesini sağladıktan sonra çok sevgili yumuşacık yorganıma gömüldüm. "Yürü git başımdan." diyip tekrar uykuya dalacaktım ki yastığımın altındaki telefonum titredi.

iPhone'umu yastığımın altındaki derinlikten kurtardıktan sonra mesajın kimden geldiğine baktım. 'Dangalak kişisinden 3 yeni mesaj' yazısının üzerine tıkladım. Yine ne yazmıştı acaba?

Dangalak: Günaydın doğuşum.

Dangalak: Uyan artık.

Dangalak: Kahvaltı yapmalısın.

Okuduklarımla yerdeki Rabia'nın üzerine çullandım. "Lan kimsin sen?!" diye sinirle bağırdım. Rabia can çekişiyordu sanırım. "Kızım kalksana üstümden!"

Aklıma gelen fikirle tek kaşım havada Rabia'nın döndüm. "Sen misin bu Dangalak?" Anlamamış gibi boş boş yüzüme bakınca oflayarak üstünden kalktım.

"Anladık değilsin."

"Dangalak kim ya?"

"Anan." diye mırıldandım duymamış olmasını umarak. "Şimdi defol git odamdan." Rabia homurdanarak çıkarken sırıtarak telefonumun kilidini açtım ve şu gizem düşkününe yazmaya başladım.

Güneş: Kahvaltı yerine seni bulup gebertsem daha cazip olmaz mı?

Dangalak: Kızım sendeki asilik ne böyle?

Güne sensiz ne kadar iyi başlamıştım oysa ki...

Güneş: Kişiye göre muamele. Senin gibi dangalak birine de ancak böyle muamele yapılırdı zaten.

Dangalak: Anladık odunsun ;)

Odun olabilirdim ama bana 'Odun' diyen ilk kişiydi. Sinirlerim yine bozulurken telefonumu yatağımın üzerine fırlattım, demek isterdim ama diyemiyorum. Hatırlatırım, iPhone 8 o!

"Rabişko." diyerek zıplaya zıplaya merdivenlerden indim. Aslında inmeyi ummuştum. Fakat son 3 basamakta dengem altüst oldu ve yerde yuvarlanmaya başladım. Arada spor oluyordu benim gibi üşengeç birine.

"Yine mi?" diyen Rabişko'ya gözlerimi devirdim ve saçımı başımı düzelterek yerden kalktım. "He yine, yine!"

Mutfağa girdim ve girdiğim gibi ağzım açık kaldı. Bu sofra... Bu yemekler...

"Sen niye beni çağırmıyorsun?!" diye cırladım bana saf saf bakan Rabia'ya.

"Lan gerizekalı. Ben seni çağırdım da odandan attın ya beni! Süzme salak bu kız ya."

Kafasına bir tane geçirerek karşısındaki sandalyeye oturdum ve tabağını önünden alarak kendi önüme çektim. O bana 'Bu kız harbi olmamış' bakışı atarken onu umursamayıp kahvaltıma devam ettim.

Ona acaba şu Dangalak meselesini anlatsam mı, diye düşünürken gerek olmadığına karar verip kahvaltımı bitirdim.

"Şu İtalya'nın ünlü modacılarından biri benimle görüşmek istiyormuş. Tasarımlarımı beğenmiş. Ama ben tek gitmek istemiyorum. O yüzden sen de benimle birlikte geliyorsun. Kaçışın yok!" diyen Rabişko'ma "Gelirim başımın belası, gelirim." diye karşılık verdim.

Rabia kendi sevinç dansını yaparken (Multide var!) sırıtıp "O halde ben gidip üstümü değiştiriyorum. Sen ortalığı toplayıp üstünü giyinip bana seslenirsin." dedim ve o bana yine bıkkın bir vaziyette 'Sen hiç iş yapma, sadece uyu' bakışlarını atarken mutfaktan çıktım.

Evet artık attığı her bakışın anlamını ezbere biliyordum. Senelerdir aynı evde yaşıyorduk. E tabii o da benim kahrımı mecbur çekmek zorunda kalıyordu. Valla ne yalan söyleyeyim bazen ona üzülüyordum.

Rabia hep böyleydi. Sürekli arkamı toplardı. Annemin yokluğunu hiç aratmıyordu.

Odama girdiğimde Dangalak'a görüldü yaptığım ve cevap vermediğim aklıma geldi. Telefonumu elime aldığımda yaklaşık 10 tane mesaj vardı ve hepsi Dangalak'tandı. Açıp hepsini tek tek okumaya başladım.

Dangalak: 1 dk oldu cevap vermedin.

Dangalak: Sen bana küstün mü?

Dangalak: Tamam odun değilsin :)

Dangalak: Özür dilerim.

Dangalak: Doğuş?

Dangalak: Cevap vermeyecek misin kızım?

Dangalak: Hey!

Dangalak: Orda mısın?

Dangalak: Buna takılmanı beklemiyordum.

Dangalak: Cidden, konuşmayacak mısın?

Sırf görüldü yaptım ve cevap vermedim diye benden özür dilemesi beni istemsizce gülümsetti. Kendime küfrettim. Evet, kendime!

Güneş: Saçmalama gerizekalı.

Dangalak: Kızmadın mı?

Güneş: Odunum. Haklısın. Ama sen de dangalaksın.

Dangalak: Beni 'Dangalak' diye kaydetmedin değil mi?

Zeki çocuk seni...

Güneş: Evet aynen öyle yaptım.

Dangalak: Bir gün değişecek. İnan bana.

Güneş: Hiç sanmıyorum.

Güneş: O neden o?

Dangalak: Çünkü o gün geldiğinde beni tanıyacaksın.

###

Gençler ve genç kalmak isteyenler! Nasılsınız iyisiniz inşallah? Şahsen ben çok iyiyim hsjsjsjd

Bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz???

Uzuuun bir bölüm yazdım sizler için. Bence bunun hatrına bana bir oy verirsiniz hsjsdjd

Seviliyorsunuz Canlarım! ❤️

Mesafelere RağmenHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin