#8

19K 1.3K 1.7K
                                    

Alp

Gezinin ilk haftası geride kalmıştı. Demir ve arkadaşlarıyla bir gece kulübünde oturuyordum. Sabahları gezip insanların bol bol fotoğraf çekilmesini izlemiştim. Ben ise fotoğraf çeken taraftım. Fotoğraf çekmeyi severdim, kameramı yanımda getirmiştim. Şu an fotoğraf çekilecek bir konumda değildi. Nasıl bir yere geldiysek herkes birbirinin üstüne atılıyordu. Önümde duran biraya bakış attım. Ne içiyor ne kendime birisini bulmaya çalışıyordum. Gavatlar grubuna üyeydim ancak hala bakirdim. Sevişmiştim fakat boştu. Ot gibi sevişmiştim.

İstemiyordum. Birisini cinsel anlamda arzulayamıyordum. Aseksüel miydim onu da bilmiyordum. Düşündüğüm tek şey anonimdi. Attığı fotoğraf garip hissettirmişti. Ulan tüm hislerim bulanıktı. Türkiye'yi özledim desem herkes gülerdi ama özlemiştim. Burada da arkadaşlarım vardı ama başka bir sebebim yoktu. Burada kalmak için bir sebep bulamıyordum.

Ya da buluyordum. Evran. Keşke anonim o olsaydı. Amına koyduğumun gezisinde bir anonim bulmak çok mu zordu? Kimse neden soyunmuyordu?

Bir içki bile içmedim. Arkama yaslanıp insanları dalgın bakışlarla izledim. Zaten masadaki herkes kopmuştu. Oysaki ben bir şeyden etkilenmiyordum. Berbat bir şeydi. Boşuna gelmiş gibi hissettirmeyen tek şey Demir'in biseksüel olduğunu öğrenmiş olmamdı. Sormuştum, söylemişti. "He ya,"demişti. Başımı arkaya attığım zaman karşımdaki kız bana gülümsedi. Bakışlarımı kaçırdım. Adım seslerini zar zor işitirken gelip kucağıma oturdu. Hay ananı...

"No!"dedim hızlı hızlı.

İngilizcem burada bitti.

Kız kollarını belime sardı. Müzik sesini bastırırken bir şey söyledi. Ulan namusum gitti. Ağlamak istiyordum. Gerilmiştim. Etkilenmiyordum, zerre etkilenmiyordum. Yine. Sadece kalbim gerginlikten hızla atıyor, kendimi kasıyordum.

"Excuse me?" Başımı arkaya çevirdim. Evran. Kızın kulağına eğilip bir şeyler söyledi. Kız kucağımdan kalkınca ağzım açık bir şekilde Evran'a baktım. "Ne?"dedi. Burnundan bir ses çıkarıp güldü. Üstünde koyu kot ceketi vardı, ince uzun bacaklarını saran siyah kotuyla çok uyumluydu. Mavi reklamında oynayan mankenlere benziyordu. Özenle şaha kaldırmış ve yumuşacık gözüken sarı saçlarından gelen koku kalp atışlarımı hızlandırdı. Masmavi gözleri, biçimli çenesi... Galiba Evran'ı sikmek istiyordum.

"Nereden bildin?"dedim kendimi toparlayarak.

"Neyi?" Elini sandalyeme koydu. Uzun ince parmakları vardı. Evran benden biraz uzundu. Bir bacağı geride duruyordu.

Neden incecik bacakları vardı?

Allah öyle yaratmış da ondan amına koyayım.

"Kızı istemediğimi?"dedim tahrik olmuş gibi bir sesle.

"Yüzünden belliydi."

Saf saf kafa salladım. Evran arkasını dönüp yürümeye başladı. "Evran!"dedim koşup ona yetişince. "Sağ ol."

"Önemli değil,"dedi soğuk bir tavırla. Amına koyduğumun kasıntısı. Geçen sanki bana gülümseyen, masaya çağıran değildi.

"Nereye gidiyorsun?"dedim aptal aptal. Niye çocukla inatla konuşmak istiyordum? Fazla mı yalnızdım?

Lan ben ciddi bir ruh hastasıydım amına koyayım.

"Otele döneceğim."

"Pekala. Birlikte mi gitsek birader ya?" Otelin yolunu tek başıma karıştırıyordum, ayrıca Demir zil zurna sarhoştu. Kolunu tuttuğumda teması anında kesti. Utanarak geriye bir adım attım. Yanlış bir şey yaptığımı sanmıyordum.

Portakal | boy×boyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin