#33

15.1K 856 783
                                    

Alp Bey de erik gibi kütür kütür.

Alp

Kolumu Evran'ın beline doladım. Evran ağırlığını bana verdi, yavaş yavaş yürümeye başladık. Bursa'ya gelmiştik, gözlerim uykusuzluktan batıyordu. Evran'ı yolda uyutmuştum, kendine bir şey yapar, o korku üstümde diye uyuyamamıştım. Neyse ki o dinç gözüküyordu. Benim için önemli olan buydu. Geldiğimizden beri bileği hakkında hiç konuşmamıştık. Evran'ın herkese karşı koyuşları, alaycı tavırları... Bunu yapacağını asla aklıma getirmemişti. İçimde bitmek bilmeyen bir sızlama vardı.

Onu yanımdan ayırmamak ve çocuklarla kaynaştırmak amacıyla topladığımız eve -Doğan'ın evi- getirmiştim. Evran sanki yüzüme bakamıyordu. Benimle fazla diyalog kurmuyordu. Utanıyor gibiydi. Onu rahatlatmak amacıyla gülümsedim.

Ama içim öyle bir acıyordu ki...

Zili çalarken kollarım arasından sıyrıldı. "Alper benim yüzümden hiç uyumadın."

"İyiyim hayatım."

Suratı düştü. "Değilsin."

"Sen değilsin diyedir."

Gülümsedi. "İyi olayım o halde."

Kapının açılmasıyla birlikte Doğan üstüme atladı. "Bebeğim! Benim canım, biricik kankam! Grubun göz bebeği. Hoş geldin!"

Sendelerken gülerek ona sarıldım.

Kıvanç "Hoş geldin piç!"dedi gülerek. 

Aykut "Karı getirmedin mi?"dediğinde Evran gülmüştü.

"Hadi pezevenk içeri girin."

Doğan kolunu omzuma attı. "Sana börek yaptım. Tabii yanındaki meymenetsiz de yiyebilir."

Ters ters Doğan'a baktım.

Evran sıkkın gözüktü.

"Ayy şaka yapıyorum, beni ciddiye alan insan mı olur be?" dedi Evran'a bakarak. Şaşırmıştı.

"Nasıl döndü şerefsiz." Aykut içeri girdiğimizde konuştu.

Kolumu Evran'a doladım. Yine yorgun gözüküyordu. "İyi misin?" Rengi de gitmişti.

"Tatlım iyiyim diyorum. Beş yüz kere sordun ya!"dedi gülerek.

Dolu gözlerle gülümsedim.

Evran "Hadi ama beni arkadaşlarınla tanıştırman gerek, ağlaman değil,"demişti.

"Ay ne oldu?"dedi Doğan beni öyle görünce.

"Yorulduk,"dedim burnumu çekerek.

Evran ile yan yana oturduğumuzda çocukları karşıya yerleşmişti. Evran kolunu boynuma sardı. "Böyle yapma, arkadaşlarını da üzeceksin,"diye fısıldadı.

Sen de beni üzdün, diyemedim.

O sadece bileklerine değil, bana da böyle yaparak zarar vermişti.

Toparlanıp kendime geldim. "Sadece börek mi yaptın it?"

"Börek, poğaça, kek ne istersen kuzum." Doğan mutfağa yürürken "Kıvanç bebeğim bana yardım etsene,"dedi.

Evran "Söz veriyorum bir daha yapmayacağım, yalnızca böyle durma,"dedi kulağıma. Ona baktığımda gülümsedi.

"Ee... Çocukları biliyorsun,"deyip elimle Fatih'i gösterdim.

"Karıştırıyorsan enişte ben Aykut."  Herkes bizi karıştırırdı. Bana Kıvanç diyen vardı amına koyayım. Ben sarışın değildim.

"Ben Fatih."

Portakal | boy×boyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin