#31

16.7K 888 818
                                    

Peş peşe bölüm moduna girdim. Atlamayın ondan.

Evran

Aptal çocuk.

Şu izlediğim en güzel diziden bile bir halt anlamamı engelliyordu. Beni geçmişim yüzünden yargılayacak, bana böyle davranacaksa kapı açıktı anasını satayım. Aşk bu değildi. Sevdiğinizi her haliyle kabullenmekti aşk. Müslüman değildim, deisttim ve o zaman istersem iki yüz kişiyle yatabilirdim. Erkeklerle de cinsel ilişki yaşayabilirdim. Erkeklerden daha çok etkileniyorum zaten. Buna karışmaya hakkı yoktu. Ben onun kız arkadaşı değildim. Bana emirler vererek beni dizginleyemezdi.

Siktiğim çakma ailem bile bunu yapamazdı. Ona ne oluyor? Diziyi geriye sararken ona hala öfkeliydim. Neydim ya ben? Daha üçüncü haftamızda böyle yaparsa nasıl bu ilişki devam edecekti?

Arkama yaslandım. Berbat hissediyordum. İki gündür konuşmuyorduk ve bu bana kötü hissettiriyordu. Ceren bize ne kadar kızsa da umurumda değildi. O da bana karışamazdı. Çok laf etmişti, ona da bağırıp çıkmıştım. Bu benim ilişkimdi. Ona neydi anasını satayım?

Laptopu pat diye kapattım.

Demir "Hayvan! O senden pahalı!"dedi.

Göz devirip yüzüne elli dolar attım.

"Beni dolarla mı kandıracaksın?"

"Hayır, alkol al."

İçirenler utansın.

"Aga ya şimdi taa... Uzak...Sıcak... Yatak güzel,"diye geveledi.

Diğer kampüsten takıldığım çocuk aynı zamanda Uzay'ın arkadaşı içeri girdi. Bizi duymuştu. "İster misin?"dedi kahve gözlerini bana kenetleyerek. Alp yattığım herkesi bilse aklı dururdu, hala boş yere atar yapıyordu.

"Demir sana arkadaş olur. Hadi,"dedim göz devirerek. On dolar daha verdim. "Ne isterseniz alın."

"Oley!"diye sevinçle ve şaşkınlıkla ayağa fırladı. Koşa koşa -sadece Demir- odadan çıktıkları zaman yüz üstü yatıp depresyon pozisyonuna girdim. Hale bak ya resmen aşık olmuştum çocuğa. İyi bok yedim. Aferin bana!

Gözlerimi kapayıp onu düşündüm. Dalgalı saçları, birbirimizi hissedimiz, ses tonu, inleyişleri, gülümsemesi...

Kapı tekrar açıldı. Bir rahat vermiyorlardı! "Ne var anasını satayım?"diye bağırdım.

Uzay kucağında bir kızla içeri gelmişti.

"Kanka rahatını bozma, biz banyoya geçeriz,"dedi ve kızı indirmeden banyoya yürümeye başladı.

"Piç herif! Asla duşa giremeyeceğim!"diye sinirle bağırdım arkasından.

İniltiler cevabım oldu.

"İğrençsiniz!" Yastığı kulaklarıma kapadım.

"Evet...Evet...Devam..."

Sinirle ayağa kalkıp telefonu cebime atmamla çıkmam eş zamanlı gerçekleşti. Otelin merdivenlerini inip büfeye daldım. Bakışlar bana dönünce ifadesiz duruşumla iki tabak aldım. Bu daha başlangıçtı. Sinirlenirsem çok yerim.

Bir tabak tatlı bir tabak makarna alıp tek başıma köşeye otururken gruba mesaj çektim. Sap gibi oturmayı sevmezdim. Tabaklara bakarken "Neyle yiyeceksin aptal?"diye kendi kendime söylendim. Çatal ve kaşık almamıştım. İç çekerek arkama yaslandım. Bir anda iştahım kesilivermişti. Okuldan gelen birkaç erkek bana bakıp sırıttı. Parmak gösterip önüme döndüm.

"İbneler yalnızdır,"dediklerini duydum.

Öyleydim.

Alp'siz çok yalnız hissetmiştim. Önümdeki tabağı izlerken dakikalar sonra sandalyem çekildi.

Portakal | boy×boyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin