Kapının açılma sesiyle gözlerimi kapattım. Bu şekilde annemin ya da babamın laflarından biraz kaçabilirdim belki.
Odaya giren kişinin ziyaretçi koltuğuna oturduğunu işitince bir an önce gitmesi için dua etmeye başlamıştım. Derin bir iç çekiş sonrası annemin "Uyumadığını biliyorum." diyen sesini duyunca gözlerimi yavaşça araladım. Bacak bacak üstüne atmış, her zamanki 'Ben pahalıyım.' diye bağıran çantası elinde bana sinirli bir şekilde bakıyordu.
"Ne zaman akıllanacaksın sen?" diye sakin bir tonda sorduğu sorunun ardından bağırarak "Sana kaç kez futbol yok, seni yoracak şeyler yok demek zorundayız biz?" dedi. Bağırışlarını cevapsız bırakıp duvardaki boydan boya olan cama çevirdim gözlerimi. Ne dersem diyeyim anlamayacaktı ki beni.
Annem ayağa kalkıp bana birkaç adımla yaklaştı. Yatağıma eğilirken söylediği sözler içimdeki büyüyememiş çocuğun sessiz çığlıklarına yol açarken ben yine sustum. "Bak Taehyung. Sen diğerleri gibi değilsin. Hastasın sen oğlum. Onlar gibi koşamazsın, yorulamazsın, hoplayıp zıplayamazsın. Bunların farkına varacak yaşa geldin artık. Çocukluk yapma."
Özel yapım pahalı topuklu ayakkabılarını yere vurarak hastane odasından çıkınca düşündüm. Çocukluk yapma mı? Ben hala çocuğum ki anne. 17 yaşındayım. Tüm anneler çocuklarına 18 olana kadar büyük sayılmıyorsun demez mi? Hatta bazıları 30 yaşında bile olsan hep benim küçük bebeğim olarak kalacaksın diye sevmiyor mu çocuklarını. Sen neden böyle diyorsun anne?
Kendime geldiğimden beri açmadığım kurumuş dudaklarımı aralayıp güçsüz sesimle bembeyaz tavana doğru konuştum.
"Bunların farkına varacak yaşa geldin diyorsun da anne, sen benim çocuk olmaya ihtiyacım olduğunun farkına ne zaman varacaksın?
__________
Ruh halim berbat...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kasımpatı // taegi✔
Short Story~Tamamlandı Ben Taehyung. 7 yıldır anlık bir ölümün kafesinde, avuçlarında hayallerinin kırık parçalarıyla köşeye sinip sonsuz uykuyu bekleyen çocuk...