4

1.4K 208 41
                                    

Arabadan inip okula girince hala okul kapısında bekleyen korumanın gözlerinin içine bakarak merdivenleri es geçtim ve asansöre bindim. Eğer merdivenlerden çıkarsam anneme söylerdi ve ben annemden daha fazla kırıcı sözcükler işitmek istemiyordum.

Sınıfım 5. katta olmasına rağmen 1. katın düğmesine basıp bir an önce asansörden inmeyi bekledim. Evet, yapabildiğim en büyük çılgınlık annemi dinlemeyip gizlice merdivenlerden koşarak çıkmaktı. Ne kadar annem büyüdüğümü düşünsede hala çocuktum ve her çocuk gibi benim için de 'Kurallar çiğnenmek için vardır.' lafı geçerliydi.

Merdivenleri çıkmayı bitirdiğimde başımda kendini göstermeye başlayan ağrıyı yok sayıp koridorun sonundaki sınıfıma girdim. Her zamanki gibi ders başlamadan 1 buçuk saat önce geldiğim için sınıfta tek tük kişiler vardı.

Çok fazla etrafıma bakınmadan en arkada cam kenarında bulunan sırama yerleştim. Okul ile ilgili sevdiğim tek şey sıramın bulunduğu yerdi sanırım. Burada hiçbir şekilde göze batmıyordum ve özgürlüğümü hatırlatan gökyüzünü rahatça izleyebiliyordum. Tek kelimeyle burası huzurdu.

Sınıfa bağırışlar ve gülüşmeler eşliğinde giren eski arkadaşlarıma baktım. Eski... Jimin ve Jungkook birbirlerinin sırtlarına atlayarak kahkahalarla şakalaşıyordu. 7 yıl öncesine kadar ben de onların arasındaydım. Biz 3 kişi kardeşten de öteydik. 7 yıl öncesine kadar... O gün onlara hiçbir şey demeden kulüpten ayrılma nedenimi sormuşlardı bana. Kendimizi bildik bileli hayalini kurduğumuz futbol takımını nasıl bıraktığımı sormuşlardı. Ben... Cevabım koca bir hiçlikti. Söyleyemezdim ki onlara. Kendilerinden bile çok sevdikleri kardeşlerinin ölümün pençesinde olduğunu öğrenselerdi çok üzülürlerdi çünkü.

Üzülmesinler istedim. İlk önce onlardan uzaklaştım, sonra herkesten. Daha sonra fark ettim ki... Ben kendimden de uzaklaşmışım. Benliğimi kaybedip resmen başka birisi olmuşum. Bunun farkına vardığımda ne eski hayallerim vardı, ne de umutlarım. Hepsini sömürmüştü beynimdeki lanet hastalık. Birine bağlanırım, o da bana bağlanır diye korkmuştum hep. Aniden ölürsem arkamda benim için üzülecek kimse bırakmamak için uğraşmıştım. Başarmıştım da galiba...

Beynimi ele geçiren ani bir ağrıyla kafamı sıraya gömdüm. Ya merdivenlerden çıkarken koşum kendimi zorladığım içindi, ya da az önce fazla düşündüğüm için... Hareketlerimde hep kısıtlı olmam gerektiğini kendime bir kez daha hatırlatıp kafamı kaldırdım. Ağrının şiddeti yüzünden dolan gözlerimi sınıfa çevirip kimsenin bana bakmadığından emin olunca çantamdan evden çıkmadan önce doktorun verdiği sayısız haplardan birkaçını çıkarıp su yardımıyla mideme gönderdim. Kafamı tekrar kollarıma gömüp kafamdaki sonu olmayan düşüncelerin biraz olsun susmasını umarak uyumaya çalıştım. Beynimi uyuşturan haplar sayesinde çok geçmeden uykuya dalmam çok da zor olmamıştı tabii.

__________

Dırırım!

kasımpatı // taegi✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin