Ve ilk bölüm! :)
Yazarımız bu bölümü de bir giriş bölümü olarak görmenizi istemiş, bunu da söylemiş olayım.
Vote, yorum ve mesajlarınızı eksik etmeyin lütfen. Yani, okuyanlar fikirlerini de belirtirse gerçekten çok sevinirim.
Her neyse, umarım beğenirsiniz.
Sizi seviyorum <3
Bölüm 1: Herkese Bir İyilik Yapıp Çeneni Kapatarak Oksijen Tasarrufu Yapabilir Misin?
Pazartesi, baykuştan kaçan bir fare kadar çabuk geldi. Baykuşun açlıktan öldüğünü kabul eden, koşmayı durdurmayan şişman, can sıkıcı bir fare gibi. Çok hızlı koştuğu için fareden nefret ediyordum, ama baykuştan da fareyi silip süpürmek için saldırdığı için eşit derecede nefret ediyordum. Ve şimdi, saat sabah 7.30’da kahvaltı masasında oturup olgunlaşmamış kıyaslamalar yapıyorum.
Gran kızarmış bir parça yumurtayı önüme iterken gülümsedi. Çatal bıçak kullanıp birkaç saat içinde en büyük tacizcimle yüzleşmek zorunda olduğum gerçeğini göz ardı etmeye çalışırken alt dudağımı dişledim. Şansıma, muhtemelen altı derste aynı sınıfta olacaktık ve öğle yemeğinde ve otobüste, belirlenmiş yerlerde, dip dibe oturacaktık.
Lanet olsun, çok fazla düşünüyorum.
“Bence düşüncelerine biraz ara vermelisin,” dedi Gran bir bardak portakal suyu doldururken.
Ellerimi saçlarımın arasından geçirirken bir yenilgi iç çekişi dudaklarımdan kaçtı. “Gran bu çocuktan ne kadar nefret ettiğimi biliyorsun ve şimdi o geri dönüyor. Aynı okulda.”
Gran çatlamış dudaklarını büzüp kafa salladı. “Anlıyorum, canım. Ama belki de onu görmeyeceksin? Sonuçta, o da senin gibi değişmiş olabilir.”
İstemsizce alay ettim, yumurtaları daha sert kesmeye başladım. “5 pound (bir ağırlık birimi) kaybetmek ve şişman inekten yalnız ineğe dönmek gibi bir değişim mi?”
Gran bir iç çekişle kaşlarını çattı, saçlarımı okşadı. “Kendin hakkında her zaman çok sertsin, Dani. Daha pozitif düşünmeye çalış, tatlım. Böyle negatif düşünmek her zaman aynı sonucu verir.”
“Hayatımın bu kadar zararlı ve sıkıcı olmasının nedeni bu olmalı.” diye mırıldandım.
“Şimdi hızlıca böyle düşünüyorsun, Danielle. Hayatın böyle, çünkü sen onu böyle yaptın. Eğer bunu beğenmiyorsan, değiştir,” dedi sertçe, kafasını sallamadan önce. “Mutluluk bir seçimdir, Dani. Ayrıcalık değil. Onu hissedeceğine ya da hissetmeyeceğine sadece sen karar verirsin.”
***
Köşeden kafamı çıkardım, koridorun iki tarafına da dikkatlice göz gezdirdim. Kitaplarımı göğsüme daha sıkı bastırıp hızlıca dolabıma ilerledim. Birileriyle karşılaşmamak için hayatımı verirdim, özellikle Brittany ve Harry’yle. Gran’le kahvaltıdaki duygusal diyaloğumuzdan sonra, kimsenin eğlence için benimle uğraşmasıyla uğraşacak halde değildim.
Bacaklarım şimşekten daha hızlı hareket etmiş gibiydi, dolabıma ulaştıktan sonra hissettiğim zafer duygusu, tükenmişliğimi yenmişti. Lanet olsun, gerçekten tükenmiştim.
Hemen kitaplarımı değiştirdim, koridordaki insanları görmeden, erkenden sınıfa gitmeyi planlıyordum. İnsanların sizi ne zaman hızlıca iteceğini bilemezsiniz ve onlar sizi ittikten sonra kafanızı dolaba sokup komaya girebilirsiniz. Tamam, belki bu biraz ayrıntılı ama hala geçerli.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Possessive ÇEVİRİ
FanfictionHikaye, benim hikayem değil. @1DLover121 hikayenin asıl sahibi. Çevirmek için izin aldım.