Şunu söylemek istiyorum ki, bu bölümün giriş kısmının çevirisi biraz zordu, arada anlamadığınız cümleler olursa kusura bakmayın lütfen. Elimden geldiğince anlaşılır yazmaya çalıştım.
3. bölüm de neredeyse bitti, gelen oy ve yorumların sayısına göre bir an önce eklemeye çalışacağım. Daha önce de söylediğim gibi, okuduktan sonra yorumlarınızı da belirtirseniz çok daha iyi olur, çok mutlu olurum.
İyi okumalar, sizi seviyorum <3
Bölüm 2: Minyatür Hayaların Adına, Beni Bırakmanı Emrediyorum!
Bunu söylememe izin verin; bugün tam bir karışıklıktan ibaretti. Büyük, çirkin, aptal, şişman bir karışıklık. Baykuşun fareyi yakalamasından daha kötüydü ve Tanrım, berbattı. Noel’de sadece bir çift çorap alabilmiş bir çocuk kadar umutsuz ve karmaşıktım ve çok fazla korktum. Tüm bu şeyler tek bir kişi yüzünden, tek bir salak yüzünden. Harry Styles.
Kafeteryada Brittany için çok da havalı olmayan bir şekilde bağırdıktan sonra, beni kesinlikle hayal kırıklığına uğrattı. Oysa ben, sadece, bir masada, tüm garipliğimle, tanımadığım -ve tanımak istemediğim- dört çocukla oturuyordum. Sonuç olarak, Danielle ne yaparsa onu yaptım ve avı için çılgınca koşan bir çita gibi hayatım pahasına koştum.
Lanet olsun ortaya attığım bu korkunç benzetmelere.
Can sıkıcı Harry Styles’ın gazabından kaçtığımı düşünmüştüm ama o küçük piçin de içinde olduğu beden eğitimi günü gelince, düşündüklerimin hepsi dağıldı. Ama bunun olacağını, okuldaki kendini beğenmiş pisliğin yalnız kızla aynı sınıfta olduğunu okuduğum klişe hikayelerden tahmin etmeliydim. Ya da belki benim fazla-aktif hayal gücüm bunun olacağını görebilirdi.
Peki en acı şey ne?
Şu anda kızlar karınlarını bile ,zor kapatan t-shirtlerin yanında çirkin şortlar giyiyorlar.
Bu okulun sübyancı olduğunu söyleyebilir miyiz?
Bu fiziksel egzersizlerin içinde olmayı hiç sevmedim ve tasarlanmış olan bu üniformalar nefretimi daha da arttırıyor. Ama, bugün onları giymek zorundayım.
Bence bu utandırıcı durumu hepimiz önceden tahmin etmiştik.
Bizden başka sadece iki diğer sınıf olduğunu görene kadar, Harry’den kaçmak kolaydı (evet, Harry veya Brittany’yle yüzleşmemek için dersin başlamasına birkaç dakika kalana kadar kızların banyosunda saklandım) ve şimdi beden eğitimi dersindeyiz. Okulun son elli dakikasında, ondan kaçabileceğime olan inancım da dakikalar içinde kayboldu.
Harry günün başından beri bana karşı tek bir kaba kelime söylemediği için hala şaşkınım. Evet, üstü kapalı bir şeyler söyledi ama normalde yaptığı gibi doğrudan aşağılamadı. Ama bu beni daha iyi hissettirmiyor, aksine, korkumu arttırıyor. Bu bipolar piçi tanıyorum, muhtemelen beni odunla öldürüp bedenimi nehire atmanın planlarını yapıyordur.
Beynim çok yaratıcı.
Converse’lerimi düğümlemek için ayağımı sıraya dayadım, soyunma odasının öbür tarafından Brittany’nin şeytani kahkahasını duyuyordum. Beş yaşında yaptığım gibi, yüzünün nasıl göründüğünü hayal edip dalga geçtim ve ayağımı yere koyarken gözlerimi devirdim. At kuyruğumu düzeltip çıkışa doğru ilerledim. O kızı tüm gün görmemiştim, beni özlediğine emindim.
“Ah, Dani! İşte buradasın,” diye bağırdı sahte kirpiklerini kırparken. “Seni tüm gün göremedim, yine kızların banyosunda mı saklanıyordun?” Kendini beğenmişçe sırıttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Possessive ÇEVİRİ
FanfictionHikaye, benim hikayem değil. @1DLover121 hikayenin asıl sahibi. Çevirmek için izin aldım.