Hayat bana hiç nazik olmayacak

1.2K 95 113
                                    

Umarım bu gözlerim bir daha açılmamak üzere kapanmıştır.
Umarım bu umutsuz bedenim bir daha kalkmaz .
Sadece yorgunum...sadece ölmek istiyorum...ölmesem de ölü bir ruhum artık, en azından bunu biliyorum...

🕊🕊🕊

Ne kadar geçtiğinden haberim bile yoktu.
Yavaş yavaş duyduğum seslere vermeye çalışıyordum kendimi.
Üzerimdeki ağırlık ve canımın çokça yanmasına rağmen sıktım dişlerimi.

"Allah benim belamı versin." Denildiğini duydum. Ama gözlerimi açamıyordum. Sadece, bu sesin o hayvanın sesi olduğunu biliyordum. Hem bunun korkusunu yaşıyorum içimde, hemde halâ neden ölmediğimin üzüntüsünü ,acısını yaşıyorum.

**Baran**

Öyle acı çekiyordum ki, gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Günlerdir uyumuyordum.
Ellerimi saçlarımdan geçirip derin bir iç çektim. Kafayı yemek üzereydim.

Küçük kardeşimi o toprağa ellerimle koyduğuma inanamıyordum. Allah kahretsin ki inanamıyordum.

Şirin, benim küçük kız kardeşimdi. Daha yirminci yaşına yeni girmişti. Haberimiz yoktu ama kendine atolye açmak istediği için para toparlamaya çalışıyormuş. En yakın arkadaşı olan Aylin'den de öğrendiğime göre, bize sürpriz yapmakmış amacı, bu yüzden bizden istememiş parayı. Gidip saçma sapan, karanlık adamlara bulaşmış. Almış parayı ama gününden erken istemişler o'da veremeyeceğini söyleyince tecavüz edip öldürmüşler.

İçimi yakıp yıkan acının tarifi olamazdı. Keşke isteseydi, keşke ben farkına varsaydım. Keşke gitmeseydi.
Ölümünün üzerinden yaklaşık bir hafta geçmişti o şerefsizler tutuklanmıştı ama benim gözüm dönmüştü bir kere. Ne yaptığımı biliyor muydum sanki?
Annemin yalvarışlarına bile aldırış etmeyecek kadar dönmüştü gözüm.

Şirketdeydim, adamlarımızdan Ahmet'i arayarak bana o adamın ailesini araştırmasını istedim. Allah kahretsin ki aynısını yaşamasını istiyordum. Aynı acıyı tatsınlar istiyordum.
Çok geçmeden telefonum çaldı ve bulduklarını söylediler. Hemen çıktım şirketten. Silahımı yanıma aldım. Bugün bu işi halletmekti amacım.

Depoya onlardan önce varmıştım. Kapı açılınca sinirle kalkıp kızı bırakmalarını söyledim hemen ardında çıkardım dışarıya hepsini.
Direk kafasına sıkmak vardı aklımda ama son anda gözüm öyle bir döndü ki, kemerimi çıkarıp acı çektirmeye çalıştım.
Yaklaşık onbeş dakika boyunca buna devam ettim, hemen ardından yüreğime saplanan acıyla çöktüm yere. Bir kere daha ağladım acıyla.
Bugün bu kıza aynı şeyleri mutlaka yaşatacaktım. Buydu tek isteğim.
Kaçmak için yeltenince saçlarından sürüyerek arka tarafa götürdüm. Bana açıklama yapmaya çalışıyordu ama duymuyordum hiçbir şey.

Bir haftadır rüyalarıma giren kardeşimin haykırışları aklıma geldikçe hiçbir şey umurumda olmuyordu.
Altımda çırpınan bedeni umursamadan parçaladım üzerini ve pişman olacağımı bilemeden yaptım yapacağımı...

Telefonum çaldı, arayan kardeşim Kenan'dı. "Abi O şerefsizin kızını arıyormuşsun ama ben çoktan buldum o'nu. Yanımda."dediği an öylece dönüp koltuğun üzerinde hıçkıra hıçkıra ağlayan kıza baktım.
"Ne diyorsun lan sen?"dedim. Şaka olmalıydı. Veya Annem eve dönmem için böyle bir oyun düzenlemiş olmalıydı. Bunu umuyordum.
"Abi yemin ederim buldum ben. Burada. Konuştum hem. Ne yapacağımı bilmiyorum. Allah kahretsin gözlerine bakınca Şirin'i görüyorum ve öylece kalakalıyorum."
Telefonu kapatıp pantolonumun düğmesini ilikledim. "Adın ne senin?"dedim. Sanki cevap verebilecek durumdaymış gibi. Benim Allah belamı verseydi de yapmasaydım bunu.
Sinirle"Ahmet!"diye bağırdım. Kenarda bulunan ceketimi kızın üzerine gelişi güzel atıp çıktım.

İMKÂNSIZSIN AŞK (KURGU DEĞİŞMİŞTİR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin