Jongin: Siyah
Kyungsoo: Ne?
Jongin: En sevdiğin renk siyahtı. Neredeyse bütün kıyafetlerin siyahtı. Siyah olmayan birkaç parça kıyafetin vardı ki onlarıda giymeyi sevmezdin zaten. Sana nedenini sorduğumda bana, kötülüklerin renginin siyah olduğunu ve bu yüzden başka renk giymeyi hak etmediğini söylerdin. Ama bilmediğin bir şey vardı Kyungsoo.
Kyungsoo: Nedir o?
Jongin: Bilinenin aksine siyah masumluğun rengidir Kyungsoo. Ne kadar çok karalarsan karala asla kirlenmez, kendinden asla ödün vermez.
Kyungsoo: Peki kötülüğün rengi ne?
Jongin: Beyaz
Kyungsoo: Beyaz mı?
Jongin: Evet
Kyungsoo: Nasıl yani?
Jongin: Beyaz en ufak bir lekede kirlenir. Masumluğunu hemen yitirir. Ve bizim hikayemizde sen siyahsın, hemde en koyusundan, en masumundan. Ben ise beyazdım, Kyungsoo, en ufak bir lekede masumluğunu yitirenden.
Kyungsoo: Ve sen bütün bunlara rağmen bana mesaj mı atıyorsun, masumluğunun gideceğini bile bile?
Jongin: Beyazım demedim Kyungsoo, dikkatli oku, beyazdım dedim. Çünkü artık beyaz değilim. Ben artık griyim. İçi tamamen siyahla dolmuş bir beyazım artık. Bundan asla şikayetim yok. Tam tersine, ben bunun için yaşıyorum.
Kyungsoo: Ben senin ne dediğini gerçekten anlayamıyorum, lütfen daha açık konuş
Jongin: Yani diyorum ki, siyah olmaya çalışan ama olamayacağını bilen bir beyazım ben. Siyah olmak masumluk ister. Ama ben masum değilim Kyungsoo.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
物の哀れ//Mononoaware - Kaisoo
Teen FictionBu dünyadaki her şeyin geçici olduğunun farkına varmayı ve gelip geçen her şeyin de üzüntü ve efkâr yarattığını anımsatır.