Jongin: Kyungsoo
Yalvarırım bir şey de artık.
Bugün yanına gelen hemşireler senin giderek daha da kötüleştiğini söylüyor.
Bak;
Yaşadığın şeyler kolay atlatılabilecek şeyler değil, bunun farkındayım.
Ama en azından bana iyi olduğunu söyle.
İyi olduğunda, oturup sana her şeyi anlatacağım.
Anlattıktan sonra istediğini yapabilirsin.
İstersen yanımda kal, sana kendimi affettirmeye çalışayım.
İstersen arkana bile bakmadan git, seni anlarım.
Ama şu an, yalvarırım iyi olduğunu söyle.
Kyungsoo.
Görüldü.
Jongin: GÖRDÜN!
AMAN TANRIM MESAJLARIMI GÖRDÜN!
Kyungsoo: Sikeyim yanlışlıkla mesaja tıkladım.
Jongin: Kyungsoo
İyi misin?
Lütfen cevap ver.
Kyungsoo: İyiyim.
Jongin: Emin misin?
Kyungsoo: Değilim.
Sikeyim değilim, Jongin.
Seni suçlamıyorum, asla.
Ama olanlar aklıma geldikçe.
Ne yapmalıyım bilmiyorum, Jongin.
Jongin: Haklısın.
Ne desen haklısın Kyungsoo.
Kyungsoo: Bana her şeyi baştan anlat.
Jongin: Ne?
Kyungsoo: Bana olan her şeyi baştan anlat diyorum. Senden duymak istiyorum. Seni suçlamıyorum zaten. Lütfen böyle düşünme.
Jongin: Yapma Kyungsoo.
Bu seni üzmekten başka hiçbir şey yapmayacak.
Üstelik olanları az çok biliyorsun zaten.
Kyungsoo: Her şeyi bilmiyorum.
Anlat bana, Jongin.
Hiçbir bdetayı atlamadan.
Jongin: Tamam.
—————————————
Lütfen oy verip yorum yapın. 💞🙏🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
物の哀れ//Mononoaware - Kaisoo
Teen FictionBu dünyadaki her şeyin geçici olduğunun farkına varmayı ve gelip geçen her şeyin de üzüntü ve efkâr yarattığını anımsatır.
