~3~

181 12 10
                                    

Gözlerimi açtım ve kendimi balkonumda buldum.
Uyuya kalmıştım.
Saat akşam 20:00 civarı olabilirdi. Bilmiyordum.
Kenarda duran saatime baktım.
20:19
Anladım ki çok da yanılmamışım.
Yüzüm resmen terle dolmuştu. Balkonda bile ter içindeyim.
Balkonun kapısını kilitleyip banyoma girdim.
Muslukta yüzümü yıkadım ve kenarda duran pamuktan yapılan havluya yüzümü yavaşça sildim.
Acıkmıştım. Akşam yemeğini 20 dakika geçirsem bile olsun.
Hemen üzerimi değiştirdim, saçımı taradım ve odamdan çıktım.
Merdivenlerden indim ve Kırmızı Saray'dan çıktım.
Yürürken esinti yüzüme vurdu. İyi bir uykudan sonra kendime gelmiştim.
Hırkamın önünü çektim ve Yemek Salonu'na girdim.
Yemek almak için ilk önce tepsi aldım. Sonra yemeklerin durduğu masadan soslu makarna ve tavuk kanadı alıp ateş elementinin masasına geçtim.
Allison'ı görmemiştim. Belki de benden önce yemeğini yiyip çıkmıştır?
Yemeğimi hızlıca yedim.
"Afiyet olsun." Dedim ve tepsimi alıp masadan hızlıca kalktım.
Tepsimi 'KİRLİ TEPSİ' bölümüne bıraktım ve belime sardığım hırkamı giyerek salondan çıktım.
İçimden azıcık dışarıda oturma isteği gelince her zaman oturduğum serin banka geçtim.
Bahçede yürüyüş yapan Seici'yi gördüm. Seici müzik dinlediğinden zaten ben umrunda değildim.
Derin bir 'Oh' çekerek banka uzandım. Sırtüstü dönerek yıldızları izlemeye başladım.
Yıldızlar bence doğanın yenilmez ve güzel ışıkları. Nedense yıldızları çok seviyorum.
Yavaştan uykum gelince gözümü kapattım. Ne kadar uyumak istesem bile burada uyuyamazdım. Geceleri çok soğuk oluyor ve yatış pozisyonumu kimsenin görmesini istemem.
Görülmesini istemediğim için her gece herkesin odası normalken, ben hep odamı kilitlerim.
Daha fazla kendimi yormamak ve bir an önce kendi odamda uzanmak için banktan kalktım.
Saate baktım.
21:00
Saat çok çabuk geçmişti.
Yavaş yavaş yürüyerek Kırmızı Saray'a ulaştığımda kapıyı açıp içeri girdim.
Altın kaplamalı, kırmızı halılı zarif merdivenleri yavaş adımlarla çıkıyordum.
Merdiveni geçtikten sonra odama geldim ve içeri girdim.
Kapımı kilitledim ve her zamanki rutine başlıyoruz.
Her gece yatmadan önce mutlaka yüzümü yıkarım.
Banyoya girdim ve yüzümü yıkadım. Uykumu yine de azıcık kaçırmak ve erken saatte yatmamak için.
Ardından yüzümü havluya sildim ve banyodan çıktım.
Kot şortumu ve beyaz t-shirt'ümü çıkardım ve pembe-mavi boncuklu t-shirt'ümü ve pijama altımı üstüme geçirdim.
Kenarda duran pembe hırkamı alıp balkona çıktım.
Koltuğuma oturdum ve yastığı kenara koyup koltuğa yaslandım.
Beyaz yıldızlar, yeşil çimenler, geceleri ortaya çıkan gece mavisi gökyüzü.
Herşey mükemmeldi.
Saate baktım.
21:24
Daha erkendi. Bende balkonun kapısını kilitleyip yatağıma uzandım.
Yorganın altına girip TV'den her gece izlediğim KOMİK SHOW TV'yi açtım.
Neyse ki bugün hazır çubuk kraker almıştım.
Komodinimde duran çubuk krakerimin ambalajını açtım ve yemeye başladım.
Gülmekten kahkaha atıyordum.
Yaklaşık 1 saat kadar bu kanalı izliyorum ve izlemekten de bıkmadım.
Saate bakmam lazımdı. Olmazsa olmaz şeylerden biri işte.
22:30
Uykum azıcık gelmişti.
"Yarım saat daha izleyim uyurum sonra da." Diye mırıldandım kendi kendime.
Komodinimin üzerinde duran telefonum çalınca korktum. Kumandayı elime aldım ve kanalı durdurdum. Kumandayı yatağın kenarına bıraktım ve telefonu elime aldım.
Telefonu açtım. Arayan kişi Allison'dı.
-Alo kanka?
-Efendim kanka?
-Naber?
-İyi sen?
-Bende iyiyim nolsun.
-Bugün seni etrafta çok göremedim. Kısacası akşam yemeğinde.
-Ben bugün akşam yemeğine gelmedim kanka aç değildim. Öğle yemeğini çok kaçırmışım da karnım ağrıyordu.
-Anladım.
-Tamam öptüm bay bay o zaman.
-Bay bay Allison.
-Bay bay.
Telefonu kapattım ve komodine koydum.
Kanalı tekrar başlattım ve çubuk krakerimle kahkahalarıma devam ettim.
Saate baktım.
23:00
Yarım saat olmuştu.
Televizyondan en sevdiğim klasik müzikleri açtım ve TV'nin sesini kıstım.
Işığımı da kapatıp uykuya daldım.

MelezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin