Gözümü açtığımda güneşin loş ışığı şık, kadife perdemden dolayı gözükmüyordu.
Perdemi açtığımda bütün odam ışıkla dolunca yataktan kalktım.
Banyoya girdim ve ılık suyla düşümü alıp çıktım.
Havluluydum ama umrumda değildi. Yatağıma oturdum ve haberleri açtım.
Haberleri izlerken birden aklıma saate bakmak geldi.
09:30
Kahvaltıya yarım saat vardı.
Yataktan kalktım ve dolabıma yöneldim.
Siyah göbeği açık t-shirt'ümü ve beyaz taytımı yatağa fırlatıp dolabımın kapağını kapattım.
Ardından üzerimi giyindim ve banyoya geçtim.
Saç havlumu çıkardım ve kenara koydum.
Tarağımı çıkardım ve saçımı taradım. Daha sonra da kurutma makinem ile saçımı kuruttum. Saçımı topuz yaptım.
Saate baktım.
10:12
Saçım belime kadar geldiği için taramak, toplamak ve kurutmak zor oluyordu.
Televizyonu kapattım ve odamdan çıktım.
Merdivenlerden indim. Saraydan çıkarken yanımda Allison'u gördüm.
Korktuğum için yerimden sıçradım. Hiç beklemediğim bir zamanda gelmişti.
"Ne ara geldin sen?" Azıcık sırıtsamda yine de ciddiydim.
"Her an olabilir bebek." Karnıma bebekmişim gibi gıdı gıdı yaptı.
Onun bu davranışına gülmüştüm. Beni gıdıklamasına değil.
Zaten gıdıklamamıştı ki.
Birlikte el ele yemek salonuna girdik.
İçeride doğal olarak her yerde karşılaştığım Seici'yi gördüm.
Seici de dediğim gibi ateş elementi.
Seici'nin yanında melez ve en yakın arkadaşı Carden vardı.
Carden de melez olduğu için hava ve ateşi kullanabiliyordu.
Allison yemeğini almaya başlamışken ben daha tepsimi yeni alıyordum.
Yemeğimizi aldıktan sonra ateş elementi masasına geçtik. Bu sefer yan yana oturduk.
Bir an nefes almakta zorlandım. Neyse ki sonradan geçti.
Peynirimi ağızıma attım ve Allison'ın yüzüne sebepsizce daldım kaldım.
