Gözlerimi açtım ve değişik bir yerdeydim.
Gözlerimi ovuşturup etrafı inceledim.
Burası 'ULUSAL ELEMENT HASTANESİ'ydi. Tanımıştım.
İçeri Allison daldı.
"Kanka iyi misin? Öldün sandım! Nasıl yaşadın sen?" Allison geldi ve elimi tuttu.
"Bilmiyorum. Suda ancak uzun süre su elementi yaşayabilir. Bence bir gariplik var ve ben kurtuldum." Dedim.
İçeri doktor daldı.
"Merhaba Diana. Sana önemli bir şey söylemeliyim. Allison çıkar mısın?"
Allison dışarı çıktı. Doktor yanıma geldi.
"Sen hangi elementsin?"
"Ateş efendim."
"Tamam o zaman. Sen bir melezsin."
NE! İçimde garip hisler oluştu.
Ben bir melezdim!
"Diğer elementim su mu?" Garip bir şekilde doktora bakıyordum.
"Evet. Elementlerin su ve ateş. Mantıklı bir açıklama yapacak olursak, sen suda boğulmak üzere olmana rağmen yaşadın. Bunu ancak su elementi yapabilir. Sen yaşadığın için bir melezsin. Kanıtlar bir tek bu açıklamamı değil, kağıttaki test sonucu da aynı şeyi açıklıyor." Doktor bana açıklar bir gözle bakarken kendimi garip hissediyordum.
"Peki. Ne zaman taburcu olacağım?"
"Şimdi olabilirsin. Çıkabilirsin." Doktor bunu der demez odadan çıktım ve Allison'a koştum.
Olan biten her şeyi anlattım.
"O zaman artık aynı sarayda kalmayacağız." Allison'ın gözleri dolarken ona sarıldım.
"Merak etme, ikimiz de birbirimizin odasına ve Saray'ına girebiliyoruz."
