3

53 23 28
                                    

Okulun ilk günü olduğu için her şey tam olarak yerine oturmamıştı.

Bazılarının seçtiği öğretmen yerine farklı bir öğretmen gelmiş, kimine hiç seçmediği dersler çıkmış, kimi öğretmenin de sınıfları belli olmamıştı.

Bu yüzden çoğu öğretmen sınıflara girmemiş, dersler boş geçmişti.

Ya da giren öğretmenler ders işlemek yerine sohbet etmişlerdi.

Kimse Abigail Ngwyen gibi direkt konu anlatmaya başlamamıştı.

Boş geçen ki dolu geçse bir farkı olmayacak yine sıkılacağım derslerden dolayı son zil çalınca mutluluk içinde okul kapısına doğru merdivenlerden çıktım.

Bahçeye çıktığımda Dan koşuşturarak yanıma geldi ve:

-Hey, Eva. Bugün beni annem alacak. İstersen seni de bırakabiliriz, dedi.

Daha önce söyledim mi bilmiyorum ama Dan bizim karşı komşumuz.

Eva:Teşekkürler Dan ama gerek yok. Yürüyebilirim.

Dan bana bir göz atarak:

-Yürümekte haklısın. Malum biraz kilo almışız gibi.

Dan'a bakıp derin bir nefes aldım.

Eva:Gerçekten uğraşacak hiçbir kimsen mi yok Dan? Bu kadar mı yalnızsın?

Dan:Belki de sadece dost olmak istiyorumdur. Eski günlerdeki gibi.

Eva:Haklısın. Elbette oluruz niye olmayalım? Sonra beni yine hiçbir şey demeden her yerden engeller ve yüzüme bile bakmazsın. Eski günlerdeki gibi.

Dan kaşlarını çatarak yere baktı. Sonra kafasını kaldırıp annesinin arabasına baktıktan sonra bana tekrar geri döndü ve:

-Her şey için üzgünüm, dedi.

Sonra da gitti. Dört yıl önce yaptığı gibi.

Bunları hatırlamam sinirlerimi bozmuştu.

O günleri tekrar düşünerek eve doğru yürümeye başladım.

Yaklaşık on beş dakika sonra eve varabilmiştim.

İçeri geçmeden önce Dan'in evine bir göz attım.

Tekrar içimde kabaran hayal kırıklığı ve öfke ile kapıyı kapadım.

Mutfağa girdiğimde annem bir yandan haberleri dinliyor bir yandan da elindeki bıçakla biberleri doğruyordu.

Buzdolabını açtığımda:

-Hoşgeldin, diye bağırdı.

Neden bağırdığını anlamadım ve sorma gereği de duymadım.

Bıkkın bir sesle:

-Hoşbulduk, dedim.

Annem çöpü dökmek üzere arkasına döndüğünde bana baktı ve:

-Gerçekten mi Eva, dedi.

Burnuma dokundum. Piercing yerindeydi.

Elimle piercingimi kontrol etmeye devam ederek:

-Yamuk mu duruyor, dedim.

Nicole:Ne yamuk durması? Üstünden bahsediyorum. Gerçekten okulun ilk günü pijamalarla mı gittin?

Dedi ve çöpü döktükten sonra önüne domatesleri alıp doğramaya başladı.

Gerçekten anneme bile cevap yetiştirecek kadar keyfim yoktu.

Brazos'a DönüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin