Uzun süre yazamadığım için özür dilerim. Evde değildim. Umarım bölümü beğenmişsinizdir. Multimedia'da Rüzgar var.
Emre Çağan
Ece ve Akın yine rahat bırakmıyorlardı. Beni peşlerine takmakta neden bu kadar ısrarcılar bilmiyorum. Ama evde oturarak çürümektense arkadaşlarımla vakit geçirmek daha mantıklı geldi.
Sanki çok arkadaşım varmış gibi... Sadece Ece ve Akın vardı. Fazlasına da gerek yok. Ne kadar çok insan o kadar çok ihanet.
Heaven'a çabuk varmak için karanlık yolda hızlı sürüyordum arabayı. Zaten çok sakindi yol.
Birden yola salak bir kız çıktı. Frene yüklenmemle lastiklerin çığlık atması bir oldu. Arabanın kıza çarpma şiddetini en aza indirdiğimi düşündüm. Yine de kıza bir şey olup olmadığına emin olmak için arabadan inip yanına gittim. Neyse ki bir şeyi yoktu. Fakat endişeli görünüyordu.
Kalkması için ona elimi uzattığımda sesini çıkarmadan elimi tutup ona yardım etmeme izin verdi. Ayağa kalktığında hala tek parça olduğuna emin oldum. ''Tanrım, dikkat etsene!'' diye bağırdım. Bunu fazlasıyla hak etmişti. Başıma kalacaktı.
Yüzüne dikkatli baktığımda bu kızı bir yerden hatırladığımı fark ettim. Ben onu nerden tanıdığımı düşünürken o da bana bağırdı. ''Sende yavaş git be! Ölüyordum nerdeyse.'' Sesini duyduğumda hatırladım onu.
Geçen gece barda kavga ettiğim çocuğun yanındaki kızdı bu. Fazlasıyla özgüvenli ve ota boka atlayan kız.
İyi olduğunu görsem de nezaketten ''İyi misin?'' diye sorma gereği duydum. Tam bana cevap verecekken arkamdan bir kadının ''Eda!'' diye seslenmesiyle irkilip arkama dönüp o tarafa baktım. Kadın kıza bakıyordu. Yanında da genç bir çocuk vardı. Sanırım kavga ettiğim çocuktu.
Demek adı Eda'ydı.
Adının Eda olduğunu öğrendiğim kız birden bana ''Arabaya bin arabaya!'' diye bağırdı. Neye uğradığımı şaşırdım. Derdi neydi bunun? Yine de söylediğini yaptım. Beni bunu yapmaya iten neydi bilmiyorum ama yaptım.
Eda baya endişelenmişti. Onlardan kaçmak istiyor gibiydi. Nedenini merak etmedim değil.
Ben koşar adımlarla arabaya bindiğimde o çoktan koltuğa yerleşmişti. Evdeki çocuk bize doğru koşmaya başladığında ''Hadi! Bas gaza!'' diye bağırdı. Neden böyle davranıyordu? Onlardan korkuyor muydu? Ona bir şey mi yapacaklardı?
Onu dinleyip gaza aniden yüklenmenin etkisiyle çığlık atan lastiklere aldırmadan arabayı hızla ilerlettim.
Evden uzaklaştığımızda sesini duydum. ''Özür dilerim.'' diye mırıldanmıştı. Birden arabayı durdurdum. Ona dönüp ''Sen o bardaki kızsın.'' diyip piç gülüşümü yolladım. Tepkisini merak ediyordum. Korkacak mıydı yoksa kafa mı tutacaktı?
O da bana dönüp ''Tanıdın demek.'' dedi. ''Açıklama bekliyorum?'' dedim sorarcasına.
Tek kaşını kaldırıp bakarak anlamadığını fazlasıyla belli etti. ''Ne açıklaması? Sana açıklama yapmak zorunda değilim.''
İşte beklediğim cevap buydu.
Ona tek kaşımı kaldırıp alaylı bakışımı yolladım. ''Birden arabama binen biri mi söylüyor bunu? Tabii ki orada neler olduğuna dair açıklama bekliyorum.'' Yüzünde bozulma belirtileri gördüğümde zafer gülüşümü takınıp, tek kaşımı kaldırıp indirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beni Değiştirdin
Novela Juvenil...Sonradan farkettim ki hiç karakterime uymayacak şeyler yapıyorum. Asla yapmam dediklerim. Hatta kendime yakıştıramadığım, başkası yapsa küçük gördüğüm. O yapmıştı. Beni bu hale o getirmişti. Beni değiştirmişti.