Five Days // Camren

Eighty-Two Hours

"Ah ben de o parçayı arıyordum"

Lauren'ın elindeki parçayı alıp yerine yerleştirdim.

"İçinde bu tonda kırmızı bulunan parçaları bana verir misin?"

Elindeki parçaya bakıp kenara ayırdıklarımı gösterdim.

"Oraya birkaç tane koymuştum"

"Teşekkür ederim"

Yerleştirecek başka parça bulamayınca oflayarak arkama yaslandım.

"Çok sıkıldım"

Elinde tuttuğu parçayı yerine yerleştirdikten sonra bana baktı.

"Dışarı çıkıp biraz gezebiliriz"

Derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Ardından camın önüne gidip perdeyi açtım.

"Yağmur yağıyor"

"Yapabileceğimiz bir şey biliyorum"

Onu arkamda hissettikten hemen sonra kollarını belime dolayıp beni pencereye yasladı.

"Lauren"

Beni dinlemeyip ellerini göğüslerime çıkarttı.

"Bunu yapmayacağız"

Göğüslerimi sıktıktan sonra çenesini omzuma yaslayıp ellerini karnıma getirdi.

"Biliyorum, sadece fırsatı kullanmak istedim"

Ellerimi ellerinin üzerine koyup kafamı hafifçe ona çevirdim.

"Ben hala sıkılıyorum"

Elini yavaşça karnımda gezdirip gülümsedi.

"Bebeğimizin odasını nasıl dekore edeceğimizi düşünebiliriz"

"Ne?"

Yüzümde şaşkın bir ifade oluşurken kaşlarını çattı.

"Biz her zaman gelecekle ilgili hayal kurarız Camz. Neden bu kadar şaşırdın ki?"

Ellerini daha sıkı kavradım. Belki de söylemenin tam sırasıydı.

"Sana söylemem gereken bir şey var"

Arkamı dönüp kollarımı boynuna doladım.

"Ama söyleyeceğim şey ilişkimiz için işleri daha da karmaşık hale getirecek"

"O zaman söyleme"

"Ama bilmeyi hak ediyorsun"

"Sürem dolduktan sonra söyle, olmaz mı?"

"Öğrenmek istemiyor musun?"

"Şu an öğrenmek istediğim tek şey beni affedip affetmeyeceğin Camz. Bu yüzden kararı vermeni daha da zorlaştıracak hiçbir şeyi bilmek istemiyorum"

Elimi yanağına koyup yüzünü incelemeye başladım.

"Yıllar geçsede hala seni ilk gördüğüm zamanki kadar büyüleyicisin Lauren"

Ellerini belime dolayıp gülümsedi.

"Sıkı tutun"

Bir şey söyleyemeden beni kucağına aldığında çığlık atarak bacaklarımı beline doladım.

"Lauren!"

Bacaklarımı kavradıktan sonra ilerlemeye başladı.

"Üzgünüm ama iltifat ederken aşırı tahrik edici oluyorsun"

Gülerek elimi saçlarına götürdüm.

"Nereye gidiyoruz?"

"Çocuk odasına"