"Neredeyse üzerime düşüyordun. Senin zamanlamaların hep yanlış mıdır?" Taehyung, nefesini dudaklarıma üfleyerek konuştuğunda kalbim ağzımdan çıkıp, onun yüzüne sert bir yumruk geçirecekmiş gibi hissediyordum. Belime sarılı olan kolları ve yüzlerimiz arasında neredeyse olmayan mesafeler, en önemlisi de sorduğu soru yüzünden titriyordum. Ne demek istiyordu o?
"Hep, derken?" Yutkunmama engel olmadan konuşup bir de gözlerine baktığımda korkum iyice alevlenmiş, içimdeki o alev sanki büyük bir ormanda çıkmış gibi içimde yayılmaya başlamıştı. Bu normal değildi. Çünkü ben içimdeki o aleve karşın, tir tir titriyordum.
"Sen," dedi belimdeki kollarını sıkılaştırırken. "O, değil misin?" Gözlerim, korkuyla on kat kadar açılırken, aldığım nefesin gitmesi gereken yere gitmediğini hissediyordum ve bu hisle üç dakika daha savaşırsam, teslim olup ölümü bekleyeceğimi biliyordum. "O, derken?" Sesimin titremesine engel olmadan sorduğumda hafifçe güldü.
"Sen böyle her şeyi soracak mısın?" Dediğine hızla kafa sallarken düşünce yetim yerini yavaş yavaş kendini imha etme hormonlarıma bırakıyordu ve onların içimde olduğunu yeni öğreniyordum.
"Sen geçen ki çocuk değil misin?" Taehyung, kaşlarını çatarak yüzümü iyice incelerken, içimden bravo Jin, boku bir kere daha yedin, diye geçirdim ve ona cevap vermeden yutkundum. Geçen ki çocuk, derken o geceden bahsediyor olmama ihtimali yüzde eksi bir falan olmalıydı ve ben o eski bir derece soğuktan ölmeyi bekleyecektim.
"A-anlamıyorum." Kekelememe engel olamazken, gülümsedi ve tek eliyle yanağımı okşadı. "Geçen gün, biri öldüğünde aniden transa giren sen değil miydin?"
Aniden bir kahkaha attığımda vücumdan terler boşalmış, çok rahat bir nefes almıştım. Eğer o geceden bahsetseydi, kesinlikle şuracıkta canımı verir, hepten bu dünyadan göçüp giderdim.
"Evet, evet oyum. Ne kadar da zamanlama hatası yapmışım değil mi? Yazık çocukta öldü gitti." Elimi kendime doğru sallayarak serinletmeye çalışırken dediğimin farkına vardığımda gözlerimi kapatarak yutkundum. Az önce çocuğun katiline çocukla ilgili bir üzüntü ifadesi kullanmıştım. Cidden ne kadar gerizekalı olunabilir, onu ölçmek için dünyaya gelmiş olmalıydım.
Taehyung aniden güldüğünde, hızla kafamı ona çevirdim. "Hayır," dedi gülümsemeye devam ederken. "Dünyaya onun için gelmedin." Daha sonra göz kırpıp, beni omuzlarımdan tutarak kenara çekti ve Jungkook'a doğru ilerledi. Ben ise kilitlenmiş kalmıştım.
Bu olamazdı, değil mi? Ne düşündüğümü bilemezdi. Hayır, bu oluyorsa eğer sırada öldüreceği kişi ben olurdum. Çünkü uyumadan önce Taehyung'u yakalayıp nasıl etkisiz hale getirebilirim diye düşünceler beynimde dolanıyordu ve bu olamazdı. Ben şokla kalbimi tutarken Taehyung, Jungkook'u doğru baktı ve hafifçe öksürdü. "Geçen gün söylediğim ve ondan önceki yaptığım şeyler için üzgünüm Jungkook." Dedi yere doğru bakarken. Şuan buna şaşıramıyordum çünkü az önceki olayda kalmıştım ancak buna daha sonra şaşırmak için kendi kendime not aldım. Bu çocuk her zaman beni şaşırtıyordu zaten.
"Dalga mı geçiyorsun?" Jungkook kaşlarını çatarak Taehyung'a bakarak söylendiğinde Taehyung derince bir nefes almıştı. Ben ise onları izlerken yapabildiğim tek şeyi yapıyordum; sürekli korkudan yutkunuyordum.
"Adam gibi gelip senden özür diledim işte, neyi bu kadar uzatmaya çalışıyorsun?" Taehyung sinirlendiği belli olan bir ses tonu ile hafif sesini yükselttiğinde Jungkook ayağa kalktı. Kafamı hemen Jimin'e bir şeyler yapması için çevirdiğimde oturmuş sevgilisini izlediğini gördüm. Hadi ama! Taehyung bir katildi?
Doğru, bunu sadece ben biliyordum.
"Ne o? Yalnız kalmak işine gelmemeye mi başladı? Tilkinin dönüp dolaşıp geleceği yer kürkçü dükkanıdır, demişler ancak sen de tilki olacak cesaret bile yok." Jungkook gözünü yummuş, ağzını açmış şekilde konuşmaya devam ettikçe içimde anlamlandıramadığım bir his oluşmaya başlamıştı. Ve bu his nedense Taehyung'u alıp buradan uzaklaştırmamı söylüyordu bana ancak ben de bunu yapacak ne cesaret ne de başka bir şey vardı. Yine de içimdeki his durmadan bana bunu yapmamla ilgili bir şeyler fısıldıyordu. Biraz daha nereden geldiğini anlamadığım bu fısıltıları dinlersem kendimi Hoseok'a yem etme isteğim tavan yapacaktı ve bu sefer Hoseok'u ben yiyecektim. Tabii ki de bunu yapamayacağım için aniden gelen bir dürtüyle cevap vermek üzere olan Taehyung'u kolundan çekerek arkama aldım.