"Merhaba ben Wu Yifan. Yeni komşunuzum."
Sol elini havaya kaldırarak başını hafifçe öne eğdi.
"Merhaba bende Luhan."
Luhan elini uzatarak söylemişti. Karşılığında elini sıkan koca elle hayrete düşmüştü. 'Vaovv kocaman'
"Ve bende Sehun." dedi hafifçe gülümseyerek. Kris Sehun ile de tokalaştıktan sonra Lay'e döndü. Lay ise hiçbir yaşam belirtisi göstermeden onun gözlerine odaklanmış bir biçimde duruyordu. Sehun'dan yediği dirsekle kendine gelmiş "Ah,me-merhaba bende Zhang Yixing." demişti.
"Lay. Biz ona Lay diyoruz." diye eklemişti Luhan.
Wufan suratında pek nadir görülen gülümsemesiyle küçüğün başını okşadı.
'Dur bir dakika. Herkesin elini sıktı ama neden benim başımı.. Çocukmuşum gibi davranıyor.'
"Çok sevimlisin Yixing."
"Ah,ben köpek değilim."
"Tıpkı bir Unicorn gibi." diye ekledi.
Lay somurtarak mutfağa girdi. Bu çocuğu sevmediğine bahse girerdi. Gıcık bir tipe benziyordu. Yakışıklı ve gıcık bir tip..
"Tıpkı bir Unicorn gibi.. Viviviii.. Hah Unicorn'muş. Sende koca bir-"
"Kiminle konuşuyorsun Tanrı aşkına?" Luhan ağzındaki kek parçasını gevelerken söylemişti.
"Şu Kurabiye Hırsızı. Bugün dört oldu. Beşincisine izin verecek kadar aptal değilim." 'Seni yakalayacağım pis 'Kurabiye Hırsızı''
"Ah,onu boşver şimdi ve kalan kurabiyelerle dört kupayla misafirimizin yanına dön."
"Bunu yapmak zorunda-"
"İki dakikan var."
=~=~=
"Uhm.. Lezzetli kurabiyelerden- Yani lezzetli görünüyorlar."
"Ah,evet. Dostum diye söylemiyorum ama Lay bu işte en iyisidir."
"Bunu biliyorum. Yani buna eminim."
Luhan kıkırdayarak elindeki ılık süt bulunan kupaları masaya koydu.
"Ama sorun şu ki başımızda bir kurabiye hırsızı var. Hergün kurabiyelerden çalıyor. Bir ihtimal sizin çocuğunuz falan var mı?"
"Ah,ha-hayır. Ancak bu kurabiyeler o kadar leziz kokuyor ki ona hak veriyorum."
"Ah,cidden. Ben onları eksik sayınca ne hissettiğimi kim bilebilir ki?"
Çenesini titreterek cevap vermişti.
"Ama o görür-" elini yumruk yapıp havada savurdu "-onu bir yakalarsam.."
"Ah,Lay pekala onu ilk günden sıkmayalım."
Sehun sözünü bitirir bitirmez Luhan konuşmuştu. "Evde yalnız mı kalıyorsunuz?"
"Ah,hayır Baekhyun ve Chanyeol adında iki arkadaşımla birlikte."
"Onlar neden gelmedi peki?"
Luhan'ın fazla merakı Sehun'u deli ediyordu.
"Çünkü onlar-" iki işaret parmağının yan tarafını birbirine sürterek göz kırptı. "-meşgul insanlar."
Luhan kıkırdadığında Sehun ona öldürücü bakışlar ışınlamıştı.
"Sohbetinize doyum olmuyor ancak ben mutfağa gitmeliyim."
Wufan hayal kırıklığına uğramış gibi onun arkasından bakarken Lay hiçbir şey eklemeden gitti.
=~=~=
"Boo!!"
Lay korkuyla saklandığı yerden çıktı.
"Sen aklını mı kaçırdın? Ne yaptığını sanıyorsun?"
Sağ eliyle ensesini sıvazladıktan sonra "Üzgünüm Xing." dedi.
Lay baş parmağıyla üst damağını kaldırıp elindeki bıçağı masanın üzerine koydu.
"O bıçakla ne yapıyordun?"
"Bu seni ilgilendirmez. Hem sen ne hakla mutfağıma giriyorsun hemde penceremden?"
"Seni almaya geldim kurabiye hırsızı kovalayıcı."
"Ne saçmalıyorsun?"
"Bilirsin buralarda yeniyim ve öğrenmem gereken yerler var. Market,Güzellik Salonu vs."
"Bunun benimle ne alakası var?"
"Beni senin gezdirmeni is-"
"Hayır. Kesinlikle hayır."
Wufan suratını ağlamaklı bir hala sokup Lay'e yaklaştı. Aç kedi yavrusu gibiydi. Ve gerçekten çok sevimli görünüyordu.
"Ba-bak ben istesem bile Sehun izin vermez haftasonları dışında hergün çalışmak zorundayım."
Lay onu başından savmaya çalışıyordu.
"Ah,ben onunla konuştum ve izin aldım. Ayrıca yalan söylemek sana hiç yakışmıyor dün buranın üçünüze ait olduğunu ve istediğiniz gibi hareket ettiğinizi anlattı."
'Lanet Sehun'
Wufan Lay'in cevabını beklemeden onu kolundan tutarak dışarı çekiştirdi.
'Daha dün tanıştık bu ne hız'