Sırtımdaki çantanın ağırlığıyla ezilirken, kulaklarımda son çıkan şarkılardan biri, beynim düşüncelerle dolu bir şekilde okula doğru sürüyordum bisikletimi. Okul evime uzak değildi, bu yüzden otobüs kullanmak yerine bisikletle gidip geliyordum. Hem spor yapmış oluyordum, hem de doğayı daha temiz tutmama yarıyordu.
Aklım çok dolu bir şekilde sokağı ikiye yaran yolda geçerken bir araba kornası duyarak yerimden sıçradım. Yolun ortasındaydım ve hemen önümde bir araba korna çalıyordu. Bisikletimi hemen kenara çektim. İki saniye daha geç uyansaydım belki de ezilecektim!
"Dikkatli olmalısın," dedi şoför. "İyi misin?" Pencerenin camını indirdi.
...
...
Bu...
Jung Hoseok?
Daha dün onu uzun süredir göremediğimden bahsediyordum.
"Okula bırakmamı ister misin?" diye sordu muhteşem gülümsemesiyle. İnsanların gününü aydınlatmayı iyi biliyordu.
"Hayır sunbae, teşekkür ederim," dedim saygıyla önünde eğilerek. "Bisikletimle giderim," dediğimde başını salladı.
"Dikkat et," diye seslenip gaza bastı.
Hayat çok saçma tesadüflerle dolu. Kendi kendime gülerek bisikletime atladım.
Hoseok'un arabasını biraz geriden takip ediyordum. Ne yaparsam yapayım düşünmeden duramıyordum. Bir anda Hoseok'un durmasıyla, arabasına yapışıverdim.
"Of!"
Kapıyı açıp arabadan indi.
"Hey," diye seslendi. Üzerime düşen bisikletten kurtulmak için debelenirken durup ona baktım. Kaşlarını çatmış bir şekilde bana bakıyordu.
Sıçtım.
Tek eliyle bisikletimi kenara atıp kolumu yakaladı.
"Daha iki saniye önce dikkat etmeni söylemiştim," dedi sinirle. Bense o sırada endişeyle arabasını inceliyordum. Neyse ki arabada çizik bile yoktu. Hasar karşılamam gerekmediğini fark ederek rahatladım. "Sana diyorum!" diyerek dikkatimi üzerine çekti.
"Özür dilerim sunbae, size çarpmak istememiştim," dedim utançtan kızararak.
Bir süre şaşkınca suratıma baktı. Sonra arabasına, sonra da hurdaya dönmüş bisikletime ve dağılıp etrafa yayılan çantama.
"Ah, bana mı çarptın? Ben sadece düştüğünü gördüm."
Ne yani, salak herif yolun ortasında duruverdiğini fark etmemiş mi?
"İyi misin?" Şimdi endişeliydi. "Bisikletin mahvolmuş." Bisikletimi kaldırmaya çalıştı fakat bisiklet resmen ortadan bükülmüş olduğundan dolayı düzgün durmuyordu.
Gözlerimin sulanmaya başladığını hissettim. Babamın gitmeden önce bana verdiği son hediye olan bisikletim artık kullanılamaz hâldeydi.
"Ağlama hayır," dedi telâşlanarak. "Özür dilerim, yolun ortasına köpek atladı da, çarpmamak için aniden durmak zorunda kaldım." Başımı iki yana sallayarak özür dilememesi gerektiğini söylemeye çalıştım. "Şuraya bak, her tarafın yara bere içinde."
Gözlerim dolduğu için düzgün göremiyordum ve boğazım da acımaya başlamıştı. Hoseok hızla yerdeki eşyalarımı topladı. "Ne yapalım biliyor musun? Şimdi gel seni okula bırakayım, sonra da sana bisiklet alayım olur mu?" Eşyalarımı arabasına koydu. Elimi tutup arabaya bindirdi beni.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
evlenin artık ♥
Fantasíaben Yoongi'yi Jimin'le şiplerken herifin bana âşık olmasını sağlayan şansıma sıçayım [Yoonmin & Taekook & ReaderxHoseok]