Hogwarts'ta trenden inen öğrencileri Hagrid karşılardı. Bu sefer de aynı şekilde karşıladı. "Birinci sınıflar bu taraftan!" diye sesleniyordu.
Scorpius, Sylvia ve Albus trenden beraber inmişlerdi. Hagrid, Albus'u gördüğünde onlara gülümsedi.
"Vay canına, Albus! Ne kadar da büyümüşsün." dedi göz yaşlarını silerek. Scorpius'un, onun ne ara ağladığı hakkında en ufak fikri yoktu. "Daha küçücük bebektin."
"Hagriiiiiiid!" Arkalarından biri neşeyle bağırarak geliyordu. Bu ses James Sirius Potter'dan başkasına ait değildi.
"Merhaba, James!" dedi Hagrid el sallayarak.
"Beni özledin mi, Hagrid?" diye sordu James alayla karışık.
"Ömrümün yarısı ilk önce büyük baban James Potter ve arkadaşı Sirius Black'i, sonra Fred ve George Weasley'i, daha sonra babanı, en sonunda da seni Yasak Orman'dan toplayarak geçti. Bu sene uslu dursan iyi olur." dedi Hagrid. "Pek sanmıyorum ama." diye mırıldandı kendi kendine.
"Merak etme, Hagrid. Bu sefer dönüşüm efsane olacak!" dedi James gururla.
Hagrid hemen cevap verdi. "Ben de bundan korkuyorum ya."
"Neyse, ben gidiyorum. Artık yeni arkadaşlarınla beni seçmeden sonra tanıştırırsın. Slytherin'e seçildiğinde özellikle tebrik edeceğim seni Al." diyip Albus'a dil çıkardı. "Görüşürüz, Hagrid!" El sallayıp, koşarak uzaklaştı.
Albus, James'i takmadan Hagrid'e döndü. "Hagrid, onlar arkadaşlarım. Sylvia ve Scorpius Malfoy." diye tanıttı ikizleri.
"Vay vay vay. Siz de çok büyümüşsünüz." dedi onlara gülümseyerek. Scorpius'un içi rahatladı. Belli etmese de Sylvia da rahatladığını hissediyordu. "Sizin babanız da bir kere Yasak Orman'a gitme cezası almıştı. Nasıl unuttum? Liste kabarıyor."
Scorpius kıkırdadı. O sırada, James'in "Şu Yasak Orman'dan ne çektin be, Hagrid!" diye seslendiğini duydular.
°°°°°°
Kapı açıldığında Minerva McGonagall birinci sınıfları bekliyordu. Müdire olmuştu fakat öğrencileri karşılamayı bir türlü bırakamıyordu.
"Hogwarts'a hoşgeldiniz." Profesör McGonagall. "Başlangıç Şöleni biraz sonra başlayacak. Büyük Salon'da seçim yapılacak. Bu son derece önemli bir törendir. Kendi binanızdakilerle derslere girip, kendi binanızın yatakhanesinde uyuyacaksınız. Boş vakitlerinizi ortak salonda geçireceksiniz. Dört bina var; adları Gryffindor, Hufflepuff, Ravenclaw ve Slytherin." Slytherin dediğinde Sylvia, Scorpius'a göz kırptı.
McGonagall devam etti. "Her bina çok önemli cadılar ve büyücüler yetiştirmiştir. Burada bulunduğunuz sürece yaptığınız iyi isler bina puanlarını yükseltir. Kurallara uymamak ise bina puanlarını düşürür. En yüksek puanı toplayan bina sene sonunda, bina kupasıyla ödüllendirilir." Hepsine teker teker göz gezdirdi. "Tek sıra olun ve beni izleyin."
Birinci sınıflar sessizce Profesör McGonagall'ı izledi. Çift kanatlı kapı Büyük Salon'a açıldı.
Burası görkemli bir yerdi. Dört uzun masanın üstüne havada uçuşan yüzlerce -hatta binlerce- mum vardı. Masaların üzerinde kupalar ve pırıl pırıl tabaklar vardı. Hayaletler öğrencilerin arasında yer almıştı. Tepelerinde yıldızlar serpiştirilmiş kadife siyahı bir tavan vardı.
"Vay canına." diye fısıldadı Sylvia kardeşine doğru.
"Dışarıdaki gökyüzüne benzemesi için büyülenmiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destiny (Scorpius Malfoy)
FanfictionHogwarts Savaşı'nın üzerinden 19 yıl geçmiştir. Malfoy ailesi iyi tarafa geçmesine rağmen onlara güvenmeyenlerle karşı karşıyadır. Scorpius Malfoy ve ikizi Sylvia Malfoy Hogwarts'a başlamıştır. Ancak orada kötü muameleler peşlerini bırakmayacaktır...