Medya çok güzel assjaksjdj
Uzun bir aradan sonra bölüm atıyorum. Neyse, iyi okumalar!Lumos!
°°°°°°°°Ortak salona gittiklerinde de her şey yolunda değildi. Herkes Albus'u gösteriyor ve onun hakkında konuşuyordu.
"Onlara bakma." dedi Scorpius. "En ufak bir şeyde ,doğru olsun veya olmasın, konuşmayı pek severler."
"Sence de tuhaf değil mi?" dedi Albus. "Bir Potter'ın Slytherin'de olması?"
"Bence çok tuhaf." diye fikir yürüttü Sylvia.
"Bence hiç de tuhaf değil. Ben bir Malfoy'um, ama Gryffindor'a da seçilebilirdim."
"Yüz karası olurdun."
"Hayır, sadece sen yüz karası olduğumu düşünürdün. Her zaman ailenle aynı binada olman gibi bir zorunluluk yok. Artık olan oldu. Bundan sonra seçildiğiniz binayı değil de bu binaya nasıl faydalı olacağınızı düşünün." diye cevap verdi Scorpius. "Ve ayrıca, kafanızı buna takmak yerine yatakhanemizdeki yumuşacık yataklarda uyumayı düşünseniz çok güzel olur." Esnedi. "Ben yatmaya gidiyorum. İyi geceler."
Scorpius, yatakhanelere giden merdivenleri çıkmaya başladı. Onun gidişini izleyen Albus ve Sylvia birbirine baktı ve aynı anda konuştular.
"Bunun içine Dumbledore kaçmış."
°°°°°°°°°
Sabah erkenden büyük salondaki kahvaltıya indiler. Slytherin masasına oturduklarında James Sirius pat diye karşılarına oturdu.
"Hey, burası Slytherin masası!" dedi James'in yanındaki bir çocuk.
James çocuğa baktı. "Hepimiz aynı okulda değil miyiz? Bana bak ifrit kılıklı maymun seni. Burası benim kardeşimin binası. İstediğim gibi gelirim." dedi ve çocuğun elindeki ekmeği alıp yemeye koyuldu. Çocuk ona McGonagall'la dans eden bir ifrit görmüş gibi baktı. James umursamadan Albus'a döndü.
"Aslında, sadece sana şaka yapıyordum ama dün en az senin kadar ben de şaşırdım. Sonra dedim ki; 'James, sen Profesör Trelawney'i bile aştın.'. Neyse sana eğer Slytherin'e seçilirsen seni özellikle tebrik edeceğimi söylemiştim. Tebrikler Al." dedi gülümseyerek.
"Sağol." dedi Albus somurtarak.
"Somurtma Al. Babam için de endişelenme. O sana kaç kere 'eğer Slytherin'e seçilirsen, Slytherin binası harika bir öğrenci kazanmış olur.' dedi."
"Biliyorum ama-"
"Her neyse. Beni arkadaşlarınla tanıştır."
"Ben Sylvia. Sylvia Malfoy. Bu da ikizim Scorpius." diye tanıttı Sylvia.
"Malfoy mu? Vay beee." dedi James muzip bir sırıtmayla. "Bana bakın ikizler, sizinle çok eğleneceğiz."
Scorpius kıkırdadı. Sylvia ve Albus da gülümsedi. James ise upuzun bir parşömen çıkardı. Parşömen o kadar uzundu ki, neredeyse Slytherin masasının tamamını kaplıyordu neredeyse.
"O ne?" dedi Albus.
"Bu mu? Bu benim yapılacaklar listem. Slytherin'de de arkadaş bulduğuma göre, Slytherin'lilere yapılacak şakaları da eklemem lazım." diye cevapladı James bilmiş bilmiş.
"Annem sana bir şikayet mektubu daha istemiyorum dedi James."
"Biliyorum. Sonuçta 'bir' şikayet mektubu istemiyorum dedi. Birden fazla demedi." dedi ve göz kırparak oradan ayrıldı. Albus ise gözlerini devirmekle yetindi.
°°°°°°°°
Tılsım sınıfına doğru giderken Rose karşılarına çıktı."Bu da ne demek oluyor Al?" diye sordu Rose onlara doğru gelirken.
"Ne ne demek oluyor?"
"Slytherin'e seçilmen, Albus. Ne demek oluyor bu?"
"İyi de bu Albus'un suçu değil ki. Onu Slytherin'e koyan Seçmen Şapka'ydı." dedi Scorpius.
Rose, ateş saçan gözlerle Scorpius'a döndü. "Sana soran olmadı!"
Sylvia lafa atıldı. "Ona sordun diye söylemedi zaten. Senin o beynini çalıştıramadığın şeyin açıklamasını yaptı."
"Görüyorum ki, sen arkadaşlarınla mutlusun Albus. Bence en iyisi bundan sonra konuşmayalım." dedi Rose.
"Ama biz seninle çocukluk arkadaşıyız, Rose." dedi Albus şok olmuş bir halde.
"Hayır. Çocukluk arkadaşıydık." dedi Rose ve tekrar sinirle Scorpius ve Sylvia'ya baktı. Hiçbir şey demeden arkasını dönüp sınıfa girdi.
°°°°°°
Tılsım dersinde hemen büyü yapmadılar. İlk olarak asa tutmayı, asayı kullanmayı öğrenmeleri gerekiyordu. Albus'un solunda Jacob adlı bir çocuk, sağında ise Scorpius oturuyordu. Albus için her şey yolunda gitmiyordu. Scorpius asayı sol eliyle, Albus ise sağ eliyle tuttuğu için ikide bir kolları çarpışıp duruyordu. Ayrıca Jacob asayı öyle sert savruyordu ki, birinin gözünü çıkarmak üzere gibi duruyordu.Sylvia daha fazla dayanamadı. "Birinin gözünü çıkarman değil asayı tutmayı öğrenmen gerekiyor!" dedi çocuğa doğru.
Scorpius için ise işler daha iyiydi. Çabucak kavramıştı asa tutmayı. Ayrıca profesörün sorduğu soruyu bildiği için Slytherin'e 5 puan kazandırmıştı.
Dersten sonra Sylvia Jacob'ı kovalamaya gitmişti. Tabii Scorpius, Sylvia'yı yakalayıp sakinleştirmişti.
"Sen tutmasaydın gösterecektim ona gününü." dedi Sylvia.
"Ama kötü bir şey yapmadı. Sadece biraz fazla sallıyor asayı."
"Gözümü çıkaracaktı, Scorpy."
"Bana Scorpy deme!"
"Kızma Scorpy."
"Scorpy deme dedim."
"Ben de kızma dedim Scorpy." dedi Sylvia. Daha sonra bir şey ağzından kaçırmış gibi ağzını eliyle kapattı. "Ayy, sana Scorpy dememem gerekiyordu, Scorpy." dedi. Scorpius eline geçen kalemi ona doğru atarken son anda eğilip kahkaha atarak kaçtı.
Scorpius, bıkkınlıkla nefesini dışarı verdi ve Albus'a döndü.
"Beni gıcık etmeye bayılıyor."--------
Bu bölüm biraz kısa oldu ama inşallah diğer bölümü uzun yazacağım. -üşenmezsem ashsjdmdak- umarım beğenirsiniz.Bunu buraya bırakıp gideyim bari jskxksmxlssm
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Destiny (Scorpius Malfoy)
FanficHogwarts Savaşı'nın üzerinden 19 yıl geçmiştir. Malfoy ailesi iyi tarafa geçmesine rağmen onlara güvenmeyenlerle karşı karşıyadır. Scorpius Malfoy ve ikizi Sylvia Malfoy Hogwarts'a başlamıştır. Ancak orada kötü muameleler peşlerini bırakmayacaktır...