Kan♣️

10 1 0
                                    



Devam Ediyor...

"Tamam ama o madalyonu bana vermelisin."

"Neden? O bana annemden kalan sayılı eşyalardan biri."

Bunu diyince yüzünde bir şaşkınlık ifadesi yer aldı.

"Ama o madalyon benim annemden kalan sayılı eşyalardan biriydi." Saçlarını kaşıdı. Sonra derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı.
"Şimdi sen annenin sana bıraktığı sayılı eşyalardan olduğunu söylüyorsun. Bende aynı şeyi söylüyorum. Yani biz kardeş olabilir mi-"

Lafını kestim.

"Saçmalama. Böyle bişey olamaz."

"Şşşt! Su geliyor."

Su 15-30 saniye sonra kapıda belirdi elinde bir iğne, bir kan depolama tüpü (evet ismini bilmiyorum jsjsj) ve bir adet ismini bilmediğim süzgece benzeyen bir eşya vardı.

İlk önce iğneyi hazırladı ve koluma batırdı. Sonra aldı ve tüplere koydu. Tam olarak 4 tüp kan aldılar. Kan kalmadı bende. Son olarak da süzgece benzer şeyden kanı süzdüler. Tabi niye yapıyorlar hiçbir fikrim yok.

"Hmmm. Büyük Usta! Hiç böyle bişey görmemiştim. Acil gelmelisin!"

Büyük Usta 1 dakika sonra kapıda belirdi. Hemen süzgece benzer şeyi aldı ve incelemeye başladı.

"Bu cidden garip. Bunu ben bile hiç görmedim."

"Ne yapacağız usta?" Diye sordu Su.

"Bunu bilenler ile ilgili bilgi toplayacağım. Ve onlara soracağım."

"Tamam usta."

"Sende dinlen Kumsal kızım." Dedi Usta bana dönerken.

"Tamam Usta." Diye yanıt verdim.

Su ve Usta dışarı çıktı. Mert bana soru dolu gözlerle bakıyordu.

"Ne var?" Dedim.

"O madalyonu bana ve-"

Sözü yarım kaldı çünkü kapının önündeki biri seslendi.

"Ne madalyonu? Mert? Kumsal? Ne oluyor?"

Bunu söyleyen Su'ydu.

Mert ile birbirimize bakıyorduk. Ben "Ne yapıcaz?" anlamında bakışı attım. O da "Bilmiyorum." anlamında bir bakış attı.

"Cevap bekliyorum!"  Dedi Su.

"Şimdi olmaz daha sonra." Diyerek geçiştirdi Mert.

Bir de Usta bizi bassa tam olur.

Kapıda bir kişi daha belirdi. Bu kişi Usta'ydı.

Aferin Kumsal açtın yine şu şom ağzını.

5 dakika sonra

Tam olarak 5 dakikadır Usta'ya anlatmaya çalışıyoruz. Ama anlamıyor. Ay annemi hatırladım.

Ve hemen aklıma gelen soruyu onlara yönelttim.

"Ben nasıl dünyaya geri döneceğim? Annem meraklanmıştır."

"Merak etme Kumsal. Oradan çıkarken zamanı durdurdum. Ayrıca diğerlerinin o 'ateş' olayını unutmasını sağladım." Diyerek göz kırptı.

"Hazırlan Prenses yoksa kraliyet masasına seni almazlar."

"Kraliyet masası mı?" Diye sordum.

"Evet kraliyet masası."

"O da ne?" Diye sordum ama çok geçti. Gitmişti bile.

Ben de makyajımı yapmak için makyaj masasına doğru ilerledim.

10 dakika sonra

Makyaj işlemi tamamdı. Ben kapıya doğru ilerlerken karşımda bir kişi belirdi. Bu Mert'ti.

Kulağıma eğildi. "Çok güzelsin."

Bende nazikçe teşekkür ettim. Ve kapıyı bana açtı.

"Hadi gidelim!" Dedi Su.

Devam edecek...

Neden Ben? (Ara Verildi)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin