Bölüm 1 Mina Aslan

58 17 24
                                    

Ben Mina Aslan. Bu sabah yine erken uyandım. Hizmetçi kapımı çaldı ve "Mina Hanım, kahvaltı hazır. Babanız aşağıya bekliyor, " dedi. Hemen apartopar banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkadım.,.

Üstüme yeşil renkte,  turuncu çiçek desenli bir elbise geçirdim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Üstüme yeşil renkte, turuncu çiçek desenli bir elbise geçirdim. Aynada kendime baktım. Kahverengi saçlarım çok solgun gözüküyordu ve kahverengi gözlerim ise uykusunu iyice almış gibiydi. Hemen aşağı kahvaltı masasına indim.

Kahvaltı masasında babam başta annem ise hemen babamın yanında oturuyordu. Size biraz ailemden bahsedeyim; babam Mustafa Aslan kendi şirketinin patronu. Ailesinden daha çok şirketine önem veren bir insandır. Aslında benimle bir muhabbeti yoktur. Bazen bana gereksiz yere sert cevaplar vermesini saymazsak. Aman o da olmasın zaten suratına bakan korkuyor.

Annem Gülru Aslan edebiyat öğretmeni. Arada sırada yalıdaki insanlarla dedikodu günleri yapar. Annem bana karşı sanki böyle zorundaymış gibi sabırlı. Bazen yaptığım hatalar kızılacak hatalar ama hiç bir zaman kızmıyor.

Kahvaltı masasına oturdum.
"Günaydın!"
"Günaydın!"
... Daha bir konuşma beklemeyin. Genelde konuşmamız bu kadardır. Günaydın, iyi geceler, afiyet olsun.

"Anne abim nerede?"
"Abinden sana-"
Annem hemen babama kaş göz yaptı. Sanki ne sordum. Hemen merdivenlerin oradan abim belirdi. Sayın Aras Aslan, kızların kalbini çalan, gecelerin çocuğu, Aras Aslan...

"Geç kaldığım için özür dilerim"
"kıkıh" yanlışlıkla gülmemi tutarken gülmüştüm.
"Hayırdır, Mina Hanım komik bir şey mi var?"
"Ah,hm, yok sadece derse geç kalan öğrenci gibi söyledin de"
"Oo baya komiksi-"
"Yeter! Kahvaltınızı edin. " dedi, babam.

Kahvaltımı bitirmeden çantamı alıp çıktım. Hava çok güzeldi. Ahmet Abiye seslenecektim şoförümüz, sonra Aras geldi.
"Hey! Minik kardeşim seni bu yakışıklının bırakmasını ister misin?"
"Sen mi yakışıklısın? Ha!"
Aslında gerçekten yakışıklıydı. Koyukahverengi saçları, beyaz tişörtünün üstüne giydiği deri ceketi. Hala nasıl sevgilisi olmaz ki.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Pekala bırak madem çok ısrar ettin"
Bana doğru bir gülücük attı. Sonra kırmızı spor arabasına bindik.

"Önce emniyet" diyip emniyet kemerini taktı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Önce emniyet" diyip emniyet kemerini taktı. Bende taktım. Yol boyunca hiç konuşmadık. Çünkü ben telefonla kızlarla mesajlaşmakla uğraşıyordum. Bana doğru bakıp
"Oo,muhabbetine doyum olmuyor"
"Muhabbet mi ettik ki"
dedikten sonra saçımı elleriyle okşadı.
"Ya napıyorsun, saçımı mahvettin."
"Merak etme, benim kardeşim her haliyle güzel"
diyip göz kırptı.

Uzun yoldan sonra "Beni burada bırakabilirsin" dedim.

Hemen kafenin orada Selin belirdi. Yanıma koştu.
"Abin miydi, o?"
"Yok, ben başka adamların arabasına binip geliyorum. Allahım ya kim olacak."
"Bugün fazla komiksin. Neyse içeri gidelim."
Kolundan tuttum.
"Buse geldi mi?"
"Herhalde, Mina."
"Ah,ben geri gidiyorum."

Neyse içeri girdik. Selin beni resmen kolumdan tutmuş masaya sürüklüyordu.
"Merhaba kızlar, Mina'da burada işte"
"Biraz geç ama burada" dedi Buse.
"Trafik varmış sanırı-"
"Hayır trafik yoktu selin, canım geç gelmek istedi."
Selin bana kaş göz yaptı. Bende kahvemi içtim. Buse konuşma başladı.
"Kızlar, bilin bakalım noldu?"
"Noldu kız?"
"Ay yeni biri mi var?"
"Eski sevgilinle mi barıştın?"
"Ay saçmalama, daha güzel bir şey oldu. Ben anlatıyordum ya arada okulda."
"Neyi!!!!"
"Çocukluk aşkımı, işte beni sosyal medyadan bulmuş. Dünde buluştuk. Bana çıkma teklifi etti."
"Ay, ne güzel keşke benimde çocukluk aşkım olsa. Selin, Mina sizin var mı?"
"Benim vardı da. Şuan nişanlı herhalde"
Selin böyle dedikten sonra hep beraber gülüştüler.

"Mina senin?"
O an sessizlik oldu. Nedensizce gözlerim doldu. Arada hep gözlerim dolardı zaten.
"Benim çocukluk anılarım yok... Yani ben 15 yaşımdayken trafik kazası geçirmişim. 15 yaşımdan sonraki anılarım yok."
"Ay canım hatırlıyor musun kazayı? "
O anda dolan gözlerimdeki yaşlar akmaya başladı. Şuan napıyordum ben. Yerimden yavaşça kalktım. Çantamı bile almadan.
"Mina, iyi misin?"

Arkamı döndüm. Kendimi dışarı attım ve yavaş adımlarla ilerliyordum. Selin yanıma geldi.
"Çantanı unuttun. Niye kalktın? Kırıldın mı Buse öyle dedi diye ya boşver gel had-"
"Se-lin beni yalnız bırakabilir misin?"
Arkama bakmadan Selin'in uzaklaştığını hissedebiliyorum.
Ve bende yürüdükçe kendimden uzaklaşıyordum...

Arkadaşlar, kitabın devamını istiyorsanız beğenip, yorum yapın. Sizin fikrinizi merak ediyorum...

BİLMEDİĞİM HİKAYEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin