Her zamanki rutinimdi. İsten eve evden ise. Yine öyle bir gündü. Hazırlandım. Nefret etsem bile çalıştığım o okula geldim. Bir coğrafya öğretmeniyim. Niye nefret ettigimi yakında anlayacaksınız. Her zamanki tarzımda giyindim.
Saçını salık bırakıp arabanın anahtarını aldım ve çıktım. Üniversiteye geldiğimde yine gözler uzerimdeydi. Özellikle o Tae denen çocuğun. O üniversite son okuyor ve benden bir yas büyük. Ben ise gecen sene mezun olup atandim. Taenin birde kankasi var. Adi Jimin. Doğrusunu söylemeliyim çocuk yakışıklı. O da mezun olmuştu. Ne is yaptığını bilmiyordum.
Dersim yine Taenin sinifinaydi. Bugün onlara yazılı yapacaktim. Çantamı ve yazililarin olduğu dosyami alıp sınıfa gittim.
Bu okulda genelde yasli profesörler vardı. Bu yüzden çocuklar beni çok severdi. Tek anlasabildigim benimle aynı yasta olan sanat öğretmeniydi. Min Sun Hi. 23 yaşındaydı.
Bu arada ben Lee Jae Hwa. 23 yasimdayim. Coğrafyada iyiyimdir ama branş olarak hic aklıma gelmezdi. Ne yapalım oldu iste. Tarzim genelde spor ve tatlı şeylerdir.
Her neyse sınıfa girdim ve öğrencileri selamlayip masama oturdum. Sert biri degilimdir. Sevmem de. Öğrenciler sınav olacaklarını bildikleri için hazırlardı. Hemen kâğıtları dağıtım masama geçtim ve onları izlemeye başladım. Kopya çeken var mi diye. Derken bas belam Jung konuştu.
-Hocam
-Efendim Jung?
-Bu sınav yanlış!
-Neresi yanlış.
-Biz bu konuları görmedik.
Oradan Dae konuştu.
-Salak sen derste ne yapıyorsun.
-Ders yapıyorum.
-Emin misin?
-Evet rüyamda hep ders isledigimi görüyorum.
-Yuh ya!
Tüm sınıf gülmeye başlamıştı. Onlari bekledim. Uzatmadan sınavlarına döndüler. Tae bir kaç dakika sonra kağıdını getirip bana verdi.
-Hocam bitti.
-Peki koy.
Kağıdını koyuyordu ki yine Jung konuştu.
-Hocam 0 puan ekler misiniz?
-Niye?
-10 alcam da 0 eklerseniz 100 oluyor.
-Sen bir 10 al bakarız. O senin için ulaşılması zor bir rakam.
Yine sınıf gülmeye başlamıştı. Bende. Jung hafif yüzü düşmüş bir şekilde sınavına dondu. Yarim saat sonra herkes kağıdını vermişti. Jung hariç.
-Jung hadi tek sen kaldin.
-Hocam ben size küstüm kâğıt fln vermem.
-O niye.
-Laf soylediniz bana
-Aaaa ben gerçekleri söyledim. Bana tertemiz kâğıt veriyorsun. Ben yazılı kâğıt istiyorum.
-Hocam ztn yazıyi siz yazmissiniz niye biz bir daha yaziyoz ki kalem israfı uç israfı.
Bu çocuk beni cildirtacakti. Sınıf gülme komasına girmisken bende sınavları okumaya basladim. Zil çalmıştı. Gidip Jungun kağıdını aldım. Bu sefer doldurmuş hayret. Gidip kâğıtları dosyama koydum ve öğretmenler odasına gidip dolabına koydum. Sun hi de gelmişti. Biraz oturup konuştuk. Dersim hala Taelereydi. Sun hi'nin ise en matrak sınıflardan biri olan Jungkooklarin sinifinaydi. Sınıfın neşesi Jungkook'tu tabii ki. Onlar 3. Sınıftı. Ama çok zeki ve eglencililerdi. Derken Jungkook geldi ogretmenler odasına.
-Jae hocam.
-Evet.
-Sınav ne zaman?
-Haftaya.
-Niye?
-Nasıl niye ben öyle istiyorum.
-Ama hocam.
-İstersen yıl sonunda tüm konularla iki sınavı birlikte yapalım.
-Yok hocam iyi haftaya uygun.
-Peki o zaman.
-Sun hocam.
-Efendim.
-Bizim sınıf sizi soruyor.
-Ne diye?
-Derse gelecek mi diye?
-Ne münasebet tabii ki geleceğim.
-Peki bir şansimizi deneyelim dedik.
-İyi bakalım.
-İyi günler ve iyi dersler hocalarım.
-İyi dersler Jungkook
-İyi dersler Jungkook
Bu çocuklarda ayrı sorun. Okulun en matrak iki sınıfı.
1)Taelerin
2)Jungkooklarin.
Zil çalmıştı. Yine sınıfa doğru yürümeye başladım. Sınıfa girdiğimde yeller esiyordu. Tek bir kişi bile yoktu. Sonra Tae nefes nefese geldi.
-Hocam konferans var oradayiz.
-Tamam geliyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bunlar Gerçek Mi? {PJM}
Fiksi Penggemar"Ben mi ölüm mü?" "Sanırım ölüm" "Beni sevmiyorsun yani" "Bilemiyorum"