Sabah sabah bir yandan gözümü alan güneş ışığı diğer bir yandan alarmımın çalması ve başka bir yandanda nefes alışları.Kafamı kaldırıp dün neler olduğuna odaklanmaya çalıştım fakat başarabildiğim pek söylenemezdi.Yatakta oturur pozüsyona geldim ve ayaklarımı yataktan sarkıttım ardından lavaboya ihtiyaçlarımı gidermek için gittim yüzmü yıkadığım anda diğer bir şok dalgasıyla sarsıldım.Aman Tanrım dün gece neler olduğunu yavaş yavaş hatırlıyorum.Bu olamaz değil mi dün yataktaki nefes alışlar bu olamaz bir facia ben ve Andrew dün gece sadece onu kovmaya çalıştığımı ve yüzsüzlük yaparak üstüne beni öptüğünü ve kucağında gözlerimi kapattığımı hatırlıyorum.Öyleyse bir şey olmamış yani üstümde kıyafetlerimde var bu iyiye işaret demek oluyordu.Biz yatmamıştık şuan sevinçten odaları turlamak istiyorum fakat o aptal burda olduğu sürece bunu gerçekleştiremiyeceğiminde farkındayım Ah Lanet Olsun.Hemen ihtiyaçlarımı giderip odaya girdim ve Andrew'i yatağımda mışıl mışıl uyurken buldum.Uyanma zamanı ama daha ne kadar uyuyabilir ki
"Andrewwwww" uyanmamış ve üstelik homurdanmıştı şansımı yine denedim.
"Andrewwww kalk artık sabah oldu seni aptal" bu seferde uyanmadı üstelik bana sırtını döndü ve yine homurdandı işte şimdi yandın Andrew bunu sen istedin.Hemen çalışma masamın üzerindeki sürahiyi aldım ve yanına gittim.Gelin görün ki uyuyan prensimiz hala uyanmadı eee bizimde şu gerizekalı manyağa bir ders vermemiz gerekiyor artık değilmi ama elimdeki sürahiyi aşağı eğdim ve içindeki sular Andrew'in o güzel yüzünü işgal etti.
"Ne oluyor sen insan gibi uyandırmayı bilmez misin be"
"Ah bunu kaç kez denediğimi bilme istemezsin ahmak şey"
"O nasıl bir kelime öyle ahmak umarım ne demek olduğunu biliyorsundur yoksa elimden çekeceğin var sürtük" bu kelimeyi bana ikinci telaffuz edişiydi hemde hiç utanıp sıkılmadan bu defa ağırıma gitti
"Hey bak ben onu kastet-"
"Defol git evimden adi herif senin ne adını ne sesini duymak ne de yüzünü görmek istemiyorum senden tiksiniyorum adi pislik derhal evimden defol" ardından ağlamaya başladım yanıma birinin oturduğunu hissettim gitmemiş yanımda kalmıştı beni kollarına çekti ve bana sarıldı.Ağlamam dahada şiddetlenmişti.
"Tamam bak lütfen ağlama hayatta hiçbirşey o güzel gözlerinden damlalar akmasına değmez"
"Benim hayatımı dahi bilmeden beni sorgulama ve bana destek çıkma hakkını sana kim verdi"
"Kendim"
"Ahh ukalanın tekisin Andrew"
"Biliyorum ama ne yapıyım benimde doğamda var"
"Evet doğanda var öküzlük"
"Aaaa böyle laflar ağzına hiç yakışmıyor güzelim"
"Senin canın cehenneme evimden defol çabuk"
"Bak sen ne kadar yaralıysan emin ol bende o kadar yaralıyım anlatmak istersen dinlerim emin olabilirsin"
Ağlamalarım yine başlamıştı göz yaşlarım akıp gidiyordu sel gibi bunlar hiç durmaz mı kahretsin.O zaman madem öyle bir yerlerden başlamak lazım değil mi??
"Şşşt ağlama güzelim anlat bak ben dinleyeceğime dair söz veriyorum"
"Şubatın 2'si pazar akşamıydı onu annemi öldürmeyi planlarken ilk defa görmüştüm.Annem rahatsızdı ve babamla o evlenecekti.Annem için harika bir plan ve düzenek hazırlamıştı.Son derece mükemmeldi eğer işine biri çomak sokmazsa planı tıkır tıkır işliyordu.Aradan 2 hafta geçti iki hafta boyunca annemin yemeğini yapmış ve ona o yedirmişti.O 2 haftanın sonundaysa annem öldü annemin öldüğü gece çok ağladım uyuyup kalmışım su içmek için gecenin bir yarısında kalktım ve mutfağa doğru gittim sonra onu gördüm" artık hıçkırarak ağlıyordum hıçkırıklarımı sustursam bile gözyaşlarım dinmiyordu.
"Devam et güzelim kimi gördün"
"Onu Emmayı elinde bir şişe vardı ve karşısındakiyle kahkaha atıyorlardı babam anneme olan saygısından dolayı o gece annemin mezarının başında kalmış ve eve gelmemişti Emma gülerek anlatıyordu ona sonunda annemi zehirleyerek yemeklerine her öğününe her yemeğine suyuna bile zehir katmış ve zehirin fazlalığı annemi 2 hafta kadar kısa bir sürede öldürmüş söylenenler bunlardı.Ardından 1 ay geçmeden babamla evlenmiş ve babamın kalbine taht kurmuştu.Evlilikten 5 ay sonra babamın yavaş yavaş çöktüğünü onun gözlerimin önünde eridiğine şahit oluyordum bu oyun fazla uzamaya başlamıştı artık Emma sonunda babamıda zehirlemeye başlamıştı biri onu durdurmazsa eğer devam eden süreçte beni de zehirleyecekti.Bunu anlamış ve ondan köşe bucak kaçmıştım demeden 1 ay sonrada babamı kaybettim ve ardından benide zehirlemeye çalıştı ancak bunu başaramayınca beni bir fahişe gibi satmaya karar verdi senden kaçtıktan sonra babamın parasıyla ve gücüyle buraya taşındım Emmadan uzak daha sağlıklı yaşayabileceğim biryere ama ne yazıkki burada da beni uldun lanet olasıca beni niçin rahat bırakmıyorsun sana zararımda dokunmadı halbuki benden ne istiyorsun" hıçkırıklarım durdurak bilmeden ardı arkası kesilmeden devam ediyor ve bana dahada acı veriyordu.Bana sımsıkı sarıldı ve kulağıma fısıldadı bu cümleden sonra hayatımın değişerek farklı bir boyut açacağına emin oldum.
"Her ne olursa olsun sen benimsin ve kimse benim olana dokunamaz dokunursa eğer keni ölüm fermanını imzalamış olur güzelim"
Merhabalarrrr herkeze benim tarafımdan iyi geceler öncelikle geciktirdiğim için üzgünüm gerçekten ailevi sorunlarımdan dolayı sırf kusura bakmayın ama hemen telafi ettim hemde güzel bir şekilde bu bölüm uzun oldu yarın gece aynı saatlerde yeni bölümü yazıp yayınlıycam vote artsın ve yorumlar almak istiyorum artık lütfen İyi Okumalar...