Xiu min peşimden odama girip kapıyı çektiğinde durup ona döndüm. Sahilde dediği şeylerden hiç hoşlandığım söylenemezdi.
-seninle uğraşmak istedim.
Ben ağzımı açmadan o merak ettiğim nedeni açıklamıştı ama bu hiç inandırıcı gelmiyordu kulağa.
-doğru söylediğini düşünmüyorum.
-sarıyı zaten sevmemiştim, herhalikarda dönücektim.
-xiu min düşüncelerimi önemsemiyor olabilirsin ama bunu laf çarpıtarak söylemen sinirlerimi bozdu.
Sadece bu değildi tabikide, beni önemsememesine de bozuldum.
-saçlarını beğendiğimi illa dile getirmem gerekmez ki, gayette sexy işte. Hem önemsiyorum düşüncelerini sadece takılıyordum sana.
Güzel demekten mi kaçıyordu,sadece bunu duymak istiyorum.
-sexy, güzel değil.
Derin bir nefes aldı ve anında dışarı verip bakışlarını bana odakladı. Onu özlemiştim, onu öpmeyi, saçlarını okşamayı, kucağında durmayı,ordaki saran muhabbetleri, sonrasının yatakta bittiği muhabbetleri. Sanki milyonlarca kez olmuş gibi hissettiriyordu. Neden ona bakarken bu kadar derinleşmiştim ki.
-güzel olduğunu mu duymak istiyorsun?
Çekinmeden kafamı hızla salladım. Yaptığım şeyi görünce kafasını sola çevirip profilini bana sundu ve kahkaha attı. Bu halini izlerken kendi yaptığıma bende güldüm. Komikti eminim ki.
Tekrar bana dönüp yaklaştı ve dibimde durdu,temas etmesekte olabildikçe yakındık.-şimdi sana söylediceğim şeyi,unutucaksın tamam mı?
Bir çocukla konuşur gibi ağzından döktüğü kelimeleri duyup kıkırdadım ve başımı salladım.
-tamam.
Hafif öne eğilip yüzünü yüzüme yaklaştırıp dudaklarıma kısa bir öpücük bıraktı ve dudaklarımız arasında gram santim varken mırıldandı.
-çok güzelsin.
Ben onun dudaklarımdaki gözlerine bakarken mırıldandığı şeyin dudağıma getirdiği rüzgara kadar hayran kaldım. Yüzündeki yarım gülüşe, yaşattığı etkiye hayran kaldım. Bu öpücüğe, ona tekrar hayran kaldım.
Yan duran yüzünü hafif geri çekip bu sefer burunlarımız arasında mesafe bıraktı ve gözlerimin içine bakıp tebessümünü sürdürdü.
Ve o an pişman olmicağıma emin olduğum şeyi yapıp boşta olan ellerini tuttum ve dudaklarına kapandım, gözlerimi sıkıca kapatmıştım. Onu öpüyor olsamda güldüğüm belliydi,bu halde bile gülmeyi beceriyordum.
O tuttuğum ellerini çekip hızlıca belimi yakaladı ve bedenlerimizi sonunda birbirine temas ettirdi. İki koluyla da sıkıca, kaçmamdan korkar gibi belimi tutuyordu. Ellerimi omuzlarına yaslayıp saçlarının içine daldırdım, yumuşacıklardı.
Uzun uzadıya bir öpücük olmuştu ve en sonunda hareketlenip üstümdeki elbisenin fermuarını hızla indirdi. Omuzlarında ki askıların tutuğu elbise hala direnirken ellerimi saçlarından alıp üstündeki gömleğe götürdüm.
Düğmelerini hızlı hızlı açıp gömleği içine sıkıştırdığı pantolondan çekiştire çekiştire çıkardım. Gömleğin yakalarına ellerimi çıkartıp omuzlarından doğru aşağı bıraktım,bu sırada bana yardımcı oluyordu.O da deminkinin aksine daha da yavaşladı ve elbisenin askılarını kaydırdı, içimdeki iç çamaşır ve şeffaf askılı südyenle kolları arasında kalmıştım. Elimle üst bedenini okşayarak turlarken pantolonunu kayıp hızla kemerini çözmeyi denedim. Göremediğim için daha da zorlaştırmayıp dudaklarımızı ayırdım ve pantolonunu çıkartmak için küçük prosedürleri bitirmeye çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALİCE~EXO
FanfictionNormal bir günde siyah giyimli adamlar tarafından bara kaçırılan Alice ne yaparsa yapsın bu ortama alışamıyordu. Burda para kazanması gerekirdi ama o bunu yapmamaya niyetliydi.