BEN GELDİM YA LA! HOŞBULDUM
Selam arkadaşlar ben geldim! Yeni bölümle karşınızdayım. Herkese iyi okumalar❤️
#Melih'in ağzından#
Işıl birlikte yemek yeme teklifimi kabul edince yüzüme en büyüğünden bir gülümseme yerleştirdim ve onunla birlikte yürümeye başladım. Birlikte yurttan dışarı çıktık ve banklardan birine oturduk. Etrafta fazla kişi yoktu.
"Yemek teklifimi kabul ettiğin için çok teşekkür ediyorum. Buyur dönerin." Deyip Işıl'a dönerini uzattım. O da gülümsedi ve elimdeki döneri aldı. O gülümseyince ben de gülümsedim ve sevdiğim kadını izlemeye başladım. Çok güzeldi. Bakan her kadının kıskanacağı türden bir güzellikti bu. Dalgalı kahverengi saçları, güzel gözleri ve biçimli dudaklarıyla etrafına neşe saçıyordu.
"Eee anlatsana iş nasıl nasıl gidiyor? Çocuklarla nasıl uğraşıyorsun?" Dedim ve dönerimden bir ısırık aldım. Ben sonuna yaklaşmışsın o daha birkaç ısırık almıştı. Soluna koyduğu defteri aldı ve bir şeyler yazmaya başladı. Ben de bu sırada onu izlemekle meşguldüm tabi. Yazması bitince defteri bana verdi.
^Ben çocukluğumu bu yetimhanede geçirdim. Yani okula gitme şansım olmadı ama bizim de hocalarımız vardı. 18 yaşıma gelince de burda çalışmaya başladım. Ama cidden artık burası beni çok sıkıyor. Eğer yapabilirsem bir kafede garson olarak çalışmaya başlayacağım fakat dilsiz oluşum yine bana sıkıntı çıkarıyor. Ay neyse sen bana kendini anlat.^
Okumayı bitirince içim burkuldu. O Mutlu değildi ve ben bir şey yapamıyordum. Belki çalıştığım hastanenin kafeteryasında çalışmaya başlayabilirdi ama omu ayarlamak da zor olacaktı. Fazla zaman geçmeden ona baktım ve cevap verdim.
"Ben Melih. Genel cerrahım ve zamanımın çoğunu hastanede geçiriyorum. Basketbol oynamayı çok severim. Öyle işte." Dedim.
Gülümseyip önüne döndü. Çok güzel gülümsüyordu zalimin kızı. Ona cidden tutulmuştum. Sonra birden kaşlarını çattı ve defterini eline alıp bir şeyler yazmaya başladı. Ben de ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Yazması bitince bana gösterdi.
^Sen beni nerden tanıyorsun ki bize döner alıp geldin? Tanışıyor muyuz?^
Yandım! Ne diyeceğim kıza, sana çok aşığım aşkından ölüyorum ve öğle arasında gelip seninle yemek yemek istiyorum mu? Hayır olmaz!
"Ben bu yurdu sürekli ziyaret ediyorum. Seni de o nedenle önceden görmüştüm. Baktım buranın önünden geçiyorum gelip bir tanışmak istedim."
Anladığını belirten bir şekilde kafasını salladı ve dönerini bitirmeye koyuldu. Ben çoktan bitirmiştim zaten. Onun duru güzelliğini izlemeye koyulmuştum. Kim ne derse desin bu kız beni çok sevecekti. Ve ben bunun olması için elimden gelen her şeyi yapacaktım.
Geçmişini biliyordum. Daha 4 yaşındayken türlü acılar çekmesi sonucu dilsiz kalmıştı benim sevdiğim. Fakat kim tarafından yapıldığını bulamamıştım. Belki babama sorsam bulabilirdi çünkü kendisi kötü işlerle uğraşıyordu ama ben ona danışmayı geç, onunla konuşmak bile istemiyordum. Bu yüzden bu seçeneği kafamdan şimdilik sildim ve sevdiğime baktım.
Onun her yarasını ben saracaktım. Mutluluğunda da mutsuzluğunda da ben yanında olacaktım. Ona bir anne, bir baba, bir arkadaş, bir sevgili olacaktım. Benim varlığımda huzur bulacaktı.
Söz veriyorum güzelim, her yaranı teker teker ben saracağım. Söz veriyorum.
***
"Melih abi bak güzel olmuş mu resmim?" Dedi Merve ve bana baktı. Ben de Merve'nin boyuna gelebilmek için eğildim ve elindeki kağıdı alıp baktım. Bir denizkızı ve prens çizmişti. Güzeldi aslında. Ona bakıp gülümsedim ve söze başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DİLSİZ
ChickLitBir kız düşünün, daha masum bir bebekken sokağa atılıp, organ mafyaları tarafından kaçırılıp acıdan dilsiz bırakılan, büyüdüğü yurtta çalışmaya başlayan kendini hiç savunamayan... Bir çocuk düşünün, babasının pis işlerinden nefret eden, kendi ayakla...