2-Ufaklık? -Alışveriş

497 16 9
                                    

Küçük bir teknik hatadan dolayı tekrar yayınlamak zorundayım. Kusura bakmayın :(

Vote ve yotumları bekliyorum. :)

Araba durduğunda Emirhanla birlikte Derin de indi. Karşılarındaki iki  katlı ev çok tatlıydı. Havuzu bile vardı. Derin'in hayalindeki evdi ama  bu.

"Hadi içeriye." diye bir ses duyduğunda bacaklarına yürüme  komutunu verdi. Evin büyük kapısını önden giden adamlar açtılar.  "Gel benimle." yine o sert ses. Peşinden üst kata çıkmaya başladı  Derin. Yukarı kata çıktıklarında modern tanımı tam anlamıyla bu dedi Derin içinden. "Bak burası benim odam. Karşısı da senin. Şimdi uyu ve 2 saat sonra kahvaltı hazırla. Mutfak aşağıda. Bulursun zaten. Beni de uyandır." deyip odasına girdi. Derin de karşı odaya girdi. Siyah beyaz olan oda tam ona göreydi. Özgürlüğümü almış olsa bile bana evini  açtı(!) , ve hala hayattayım. Dışarıda başıma kim bilir neler gelirdi diye düşünerek kendini yatağa attı Derin. Ama hiç rahat değildi bu sabah aceleyle giydiği kot ve gömlek. Kendine uygun birşeyler bulmak için  bakındı. Sonra odadaki dolaba yöneldi. Kapaklarını açtığında keskin  bir erkek parfümü doldu odaya. O adamın olmalı diye düşündü. Zaten mecburen giyecekti. O kot ve gömlekle uyumasının imkanı yoktu.  Dolaptan beyaz baskılı bir tişört aldı. Giydiğinde bazı gerçekleri yeni  farkediyordu. Bu adam çok uzundu. Tişört neredeyse dizlerine  geliyordu. Bir de eşofman buldu gri renkte. Onu da giydi. Ve yatağa  doğru yürüdü. İki saat sonra kalkmak umuduyla.

İki saat sonra Derin sanki alarm çalmış gibi kalktı. Saat yediye  geliyordu. Eve zaten beş gibi gelmişlerdi. Odadan sessizce çıkıp  aşağıya indi. Kimse yoktu. Mutfağı araya araya buldu. Çayı koydu önce. Sonra dolaptan kahvaltılıkları çıkarttı. İstediğini hemen  bulamıyordu ama alışacaktı. Herşey hazır olduğunda yukarı çıktı.  Adamın odasının önüne gelince adını hatırlamaya çalıştı. Arabadan  inince tanışmışlardı. Kapıyı tıkladı ama yanıt alamadı. Yavaşça içeriye girdi. Adam koca yatakta yüz üstü sereserpe yatıyordu. Allahtan  giyinik yatıyordu. Biraz yatağa yaklaşıp "Emirhan bey uyanın." dedi.  Fakat cevap yok. Biraz daha sesli söyleyince mırıldanır gibi oldu. Daha sesli söyleyince adam uyandı. "Kahvaltınız hazır." dedi ve çıktı odadan Derin. 

Emirhan ise Derin’in kendi kıyafetlerini giymesine takılmıştı. Sonra o  kıyafetlerin ona çok fazla gelmesi…..  Kocaman bir kahkaha patlattı.  Sahi böyle gülmeyeli ne kadar olmuştu. Bu kız ona nasıl gelecekti? Iyi mi? Herneyse diyerek hazırlanmaya başladı Emirhan. Sonra aşağıya  inmek için merdivenlere yöneldi. Mutfağa indiğinde Derin çayları  koyuyordu. Emirhan masaya oturunca Derin yukarı çıkmak için  hareketlendi.  “Nereye Derin?”dedi Emirhan anlamayarak.  “Kahvaltı yapacaksınız , ben de ayak altında olmayayım dedim” dedi Derin  dürüstçe.

“Ne ayak altı, gel buraya. Beraber yapacağız kahvaltıyı.” Derin  mecburen gitmek zorunda kaldı masaya. Sessizce kahvaltılarını  yaparlarken Emirhan 

konuşmaya başladı. “Senin alışverişe ihtiyacın var, ufaklık.”  Derin  once cümleye, sonra kelimeye şaşırdı. Dayanamayarak sordu.  “Ufaklık?” “Ne var? Benden ufak değil misin?” dedi Emirhan  umursamazca.  

“Kaç yaşındasın ki?” diye soruverdi Derin.  “25, peki sen?”dedi tek kaşını kaldırarak. “Tamam ya tamam ufakmışım. “ Derin bunu söylediği  halde Emirhan’ın hala tek kaşı havadaydı. Derin devam etti. “19  yaşındayım.” Sonra suratını astı. “Neyse hadi hazırlan, alışverişe  gidiyoruz.” Dedi Emirhan. Derin bir şey demeden üstünü değiştirmeye gitti.  Aşağıya indiğinde Emirhan onu kapının önünde bekliyordu. Yine konuşmadan arabaya bindiler ve yola çıktılar. Büyük bir AVM’nin  otoparkında durdu araba. Indikten sonra yukarıya çıktılar ve Emirhan konuşmaya başladı. “Evde hiç eşyan yok. Bu yüzden geldik.”

“Gerek yoktu.”

“Gayette vardı. Boşuna uğraşma alışveriş yapacağız.”

Derin mecburen başını tamam anlamında salladı. Sonra mağazalara  girmeye başladılar. Herkes bu adama niye yiyecek gibi bakıyordu ki? Neyse, abiye tarzı bir mağazaya girdiler. Davetlerde ihtiyacı olabilirmiş böyle şeylere. Sanki davete gidiyordu her akşam. 

Bu kaçıncı elbiseydi? Hem kendisi seçip getiriyor , hem de kısa, dekoltesi fazla, rengi olmadı diye sitem ediyordu. Bu adamın derdi neydi Allah aşkına?

“O çok kısa. Hiçbir yerini kapatmıyor.”

“O dekolte ne, Derin?”

“Beyaz sana olmuyor.”

“Bu çok dar olmuş. Kaç bedensin sen?”  Bu bardağı taşıran son damla olmuştu. Çünkü Derin 36 bedendi. Resmen bol keseden sallıyordu bu  adam. Üzerindeki su yeşili elbise de tam oturmuştu üstelik. Bu son , bu son artık diyerek tekrardan kabine girdi. Şimdi ise siyah, tek omuz,  belden oturmalı, eteği hafif kabarık bir elbise giymişti. Çok yakışmıştı doğrusu. Kabinden çıktı ve gözleri direkt Emirhan’ı buldu. 

Kız o elbisenin içinde adeta ölüm meleği gibiydi. Zarif , çok güzel , çok  şık olmuş ve siyahı adeta kendi benliğinden parçaymışcasına ortaya  sermişti.

“Bu nasıl?” dedi Derin sıkıldığını belli ederek. Emirhan ise bu sefer de  çok yakıştığı için bu elbiseyi almak istemiyordu. Ama kızın yüzündeki  bıkmış ifade yüzünden almak zorunda kaldı.

“Alıyoruz.” Bir oh çeken Derin elbiseyi çıkarmaya gitti. Emirhan ise   kasaya yöneldi. Kasiyere : “Denediklerinin hepsini alıyoruz.” Derin Emirhan’ın yanına geldiğinde bunu duydu fakat uğraşmak istemedi. Şimdi ise bir iç çamaşır-pijama mağazasındaydılar ve Derin kıpkırmızı olmuştu. Emirhan bir  görevliyi çağırıp “Onunla ilgilenin.” demiş ve mağazanın  gecelik -pijama bölümüne geçmişti. Kendisine bakan kadına bedenini söyledi  ve hepsinin siyah olmasını istedi. Yüzündeki kızarıklık geçmişti. Ta ki  karşıdan gelen Emirhan’ı elinde dantel geceliklerle görene kadar.  Çoğu kısa ve siyahtı. Bir de pijama bölümünden aldığı kedili , ayıcıklı  olmak üzere yazlık pijamalar vardı elinde. Onları görevliye verip  kasaya ilerledi. Derin hala domates olmuş suratıyla onu takip  ediyordu. Bu mağazadan da dolu dolu poşetlerle çıktıktan sonra spor bir mağazaya girdiler. Oradan ayakkabıcıya,oradan kozmetiğe  derken alışveriş bitmişti. Ve Derin de öyle. O kadar çok kıyafet  denemişti ki ömrü boyunca üzerindekilerle yaşayabilirdi. 

Eve geldiklerinde yorgunlardı. Zaten alışveriş merkezinden çıkmadan  yemek yemişlerdi. Bu yüzden toklardı. Derin, koltukta uzanmış olan  Emirhan’ın yanına yaklaşarak sordu. “Odama çıkabilir miyim?” “Çık.”  Bay İfadesiz sadece böyle söylemişti. Derin de hızlıca odasına çıktı ve  kapıyı kapattı. Duş almalıydı. Kapıyı kilitlediğinden emin olarak duşa  girdi.  Çıkınca saçlarını falan kurutmadan direkt yatmak istiyordu. Yeni  alınan iç çamaşırlarından bir tane aldı ve giydi. Sonra da Emirhan’ın  seçtiği kedicikli şort-askılı pijama takımını giydi ve yatağa girdi. Yorgunluktan hemen  uyuyakaldı.

Emirhan  ise bugünü düşünüyordu. O siyah ölüm meleği halini, iç çamaşırı  mağazasından girer girmez yanaklarının domates gibi olmasını, ürkekliğini düşünüyordu. Böyle düşünceler içindeyken uykuya daldı o  uzandığı  koltukta.

KUSURSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin