5- 'Mars' olsun!

348 17 17
                                    

İki bölüm ardarda geldi. Bi güzellik yaptım size. Ama bende vote ve yorum istiyorum. Multi sonra gelecek hadi bays! :)))

Duyduğu cümleyle başını kaldıran Emirhan bana 'ciddi misin' bakışı attı. Sonra da cevap verdi. "Abdulrezzak koymaya ne dersin?" diye dalga geçmesini beklemiyordum ama. İçimden geçeni direkt söyledim bende. "Mafyalar dalga geçmez ki ama!" Bu sözü söylememiş olmayı diliyordum o saniyeler. "Bildiğim gibi mafyalar ikinci şansı da vermez ama zaten sen bunu biliyorsun." dedi iğneleyerek. "Zaten mafya değilim ben. O gördüğün sadece bir savunmaydı. Günerli holding için." Şaşırmıştım ama sevinmiştim de aynı zamanda. Zaten mafya tipi de pek yoktu. "Günerli holding mi?" "Evet benim şirketim."  demesiyle de şaşırdım. Bu adam ne çok şaşırtıyordu beni böyle. Tamam çok zengin olduğunu tahmin ediyordum ama şirketi olabileceğini hiç düşünmemiştim.  Ben böyle düşünürken Emirhan çıkmıştı.

Bütün gün temizlik yaptım, o oda senin bu oda benim. Kedicik de arada ayağıma dolanıp karnının acıktığını anlatmaya çalışıyordu. Ona yiyecek bir şeyler verdiğimde mırıldanıp keyifle yiyordu.

Sonra eski yaşantımı ve şimdiyi düşündüm. Eskiden kafede çalışmak zorunda olan, ayyaş bir adama paramın yarısını kaptıran zavallı biriydim. Şimdiyse çok daha iyi bir evde , çok yakışıklı bir adamla yaşıyordum ve sadece ev işleri yapıyordum. Üstelik bir kedim bile vardı!  Şimdiki durumumun daaha iyi olduğunu düşünüp yerleri silmeye devam ettim. Sonra camları sildim. Ve ütü yapmaya başladım. Benim ütülenecek bir şeyim olmadığından Emirhan'ınkilere yöneldim.

Elime bir gömlek aldım ve iyice baktı. Ben kaliteyim diye bağırıyordu. Bu simsiyah gömlek bile Emirhan'ı anlatıyordu. Adamın gömlekleri bile kusursuzdu. Kendisi gibi.

Sonra Emirhan'ı düşündüm. Koyu sarı saçları dağınık gibi gözükürdü ama onları yapmak için bir şeyler yaptığını biliyorum. Uyumak mesela. Uykudan kalkınca bile kusursuz olan bu adam insan mıydı? Sonra eşsiz masmavi gözleri vardı. Fazla bakarsan seni boğacaklar gibi hissederdin. Dudakları ne çok dolgun ne çok inceydi , nolmadi işte. Vücudu yapılıydı. Spor salonlarından çıkmadığı belliydi yani. Bu adam herşeyiyle kusursuzdu. Sonra kendimi düşündüm. Kahve saçlarım , kahve gözlerim vardı. Dudaklarım normaldi. Vücudum da gayet normaldi. Hatta biraz zayıf bile sayılabilirim. Güzel sayılmazdım bana göre. Yani benim dikkat çeken hiç bir yanım yoktu. Böyle böyle işimi bitirdim ve yemek yaptım. Akşama geliyordu saat. Sanırım artık oturmalıydım.

Akşam olduğunda kucağımda kedicikle kapıya arkası dönük olan koltukta televizyon izliyorduk. Hala bir ismi yoktu çünkü Emirhan bulsun istiyordum. Ama o sadece dalga geçmişti. Beni ciddiye almaması ve yaklaşan regl dönemim yüzünden bir duygu seli gelmişti. Yani ağlıyordum. Hem ağlıyordum hem Emirhan'a söyleniyordum. "Gıcık, ego yığını, pis mafya.!" Mafya değilim demesi umrumda değildi. Birini öldürtmüştü. "Uyuz , ne olurdu bir kere beni kırmasaydın? Öküzlük yapmasaydın? Şu kediciğe bir isim bulmak o kadar mı zor? Allahın cezası. Odun. Abdulrezzak dedi adam ya! Sensin Abdulrezzakk odun adam!" Bunları söylerken açılan kapının sesini duymamıştım. Emirhan arkamdan sessizce yaklaşıp koltuğun arkasına, benim kulağıma eğildiğinde hala ağlıyordum. Tam kulağıma doğru eğilip fısıldadı. "Mars olsun." Bunu duymamla yerimden sıçradım. Şaşkınlığım biraz olsun geçtiğinde yanağımdaki yaşları silip arkamı döndüm. Demin ağlamaktan duymadığım için sordum. "Ne?"  Ve işte Emirhan o sırada beni çok sevindirecek bir cümle söyledi.  "Kediciğin adı diyorum,..... Mars olsun."

KUSURSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin