4-İlklerimiz!

317 11 5
                                    

Bölüm is here. Ben kaçtım. Hade okuyun ! :)))

Duyduğum sesle arkamı döndüm. Bana masmavi gözleriyle yalvaran minik sarı bir kedicik beklemiyordum elbette. Minik patileriyle bana ulaşmaya çalışıyor, bir yandan da kısık sesiyle miyavlıyordu. Çok üşümüş olduğu belliydi. Onu yere eğilip aldığımda kucağıma sığındı. Hemen eve girdim ve odama çıktım. Önce kediyi banyoya soktum ve tüm kaçma, tırmalama çabalarına rağmen onu sağsalim yıkadım. Sonra bir havluya sarıp yatağa bıraktım. Mutfağa inip boş bir karton kutu buldum , kedicik için ise küçük bir kaseye süt koydum. Elimdekilerle hızlıca yukarı çıktığımda kedi aynı yerdeydi. Onu iyice kurulayıp elimdeki kutuya yün kazak yerleştirdim. Sonra onu kutuyu yan çevirerek içine koydum ve kutuyu kaloriferin altına bıraktım. Sütü de önüne koyduğumda herşey tamamdı.

Saat yediye geliyordu. Tekrar mutfağa indim ve kahvaltı için krep yaptım. Kahvaltı hazır olduğunda yukarı çıktım. Ama odamın kapısını açık unuttuğumu gördüm. Umarım kedi odamdadır diyerek içeri girdim. Banyoya bile baktım ama yoktu. Sonra Emirhan'ın aralık olan kapısına ilişti gözüm. Lütfen oraya girmiş olmasın diye dua ederken bende girdim aralık kapıdan.

Gördüğüm manzarayla küçük çaplı bir çığlık attım. Bizim kedicik gitmiş Emirhan'ın kaslarının üzerinde uyumuştu. Emirhan da hiç rahasız değilmiş gibi huzurla uyuyordu. Ta ki çığlığıma kadar. Sesimle Emirhan zıpladı ve kedi de. Küçük kedicik yatağın üstüne düşerken Emirhan bir bana bir ona bakıyordu. Sonunda ağzını açabildiğindeyse sesinden şaşkınlık okunuyordu. "Kedi mi? Ciddi misin sen?" Ben de onun şaşkınlığına şaşırdım. "Be-ben ... şey... ben onu bahçede buldum." "Buldun ve eve getirdin öyle mi? Bana sormadan? Üstelik onun odamda ne işi vardı?" Çok soru soruyordu, kesinlikle. "Ama uyuyordunuz , uyanınca soracaktım. Odanıza girdiğinden haberim yoktu.  Özür dilerim. " Ah harika bir de kedi yüzünden azar yemiştim. "Kahvaltım hazır mı?" deyince başımı salladım ve kediyi de alarak çıktım.

Onu odama bırakıp mutfağa indim. Bir süre sonra o da geldi. Çayları koydum ve oturdum. "O kediyi bu evde istemiyorum." dediğinde kafamı kaldırıp onun gözlerine baktım. Her zaman kısık olan mavilerine. "Ama o sadece küçücük bir kedicik. Ve benimde evde canım sıkılıyor. Bizimle kalsa olmaz mı? Lütfen!!!" deyip başımı yana yatırdım ve en tatlı ifademi takındım. O kedinin kalmasını çok istiyordum. Bakışlarını bir süre yüzümde dolaştırdı ve dudaklarını araladı. "Tamam kalsın."  Bu ifadesizce söylediği cümle üzerine küçük bir sevinç çığlığı attım ve ellerimi çırptım.

Bunun üzerine Emirhan kaşlarını kaldırdı ve konuştu. "Bir de şu çığlıklarını kontrol altına almalısın." Hala sevinmekle meşgul olduğumdan bunu duymamıştım bile. Bugün tarihe geçmeliydi. Çünkü bugün ilk kez ona itiraz etmiş ve aynı zamanda yalvarmıştım. O ise hiç sorgulamadan isteğimi kabul etmişti. Bunlar ilklerimizdi.Sonra bana iyi davranmasından güç alarak sordum. "Pekiii...adı ne olsun?"

Yorum ve votelerinizi bekliyorum. Hadi bayys! :)))

KUSURSUZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin