Gurbet'ten....
Yatağımda oturmuş dün gece olanları düşünüyorum. Ne kadar da aptalım. Bana abilik yapmaya çalışan birini sevmeye kalkıyorum. Aslına bakılırsa ona ne hissettiğimi bile bilmiyorum. Daha doğrusu bilmiyordum..
Dün geceye kadar.
Dün gece sinirle beni arabasına bindirip sürmeye başladı. Ağzımdan tek kelime bile çıkmıyordu. Neden sinirlendiğini merak etsem de konuşmuyordum. Çünkü sinirlenince ne yapacağı belli olmuyordu. Birden bana dönüp konuşunca içimde birseylerin kırıldığını hissettim.
"Neden kuaförü birbirine katıp benim sevgilimi üzüyorsun bacım? Üstelik Yavuz'dan ayrıl ben ona aşığım ne demek!!!! Ben senin abinim bu zamana kadar abilik dışında ne yaptım ben sana?! Nasıl böyle düşünürsün?!"
Söyledikleri karşısında ne diyeceğimi bilmez halde ona bakıyordum. Gözlerimin dolduğunu hissediyordum. Ağzımdan tek kelime dahi çıkmıyordu. Ne diyeceğimi bilmez yıkılmış bir halde sinirden sıktığı yüzüne bakıyordum. Direksiyonu var gücüyle sıkıp arabayı olabildiğince hızlı kullanıyordu.
Ama bu dediklerinin hiç birini yapmamıştım. O kadınla nezaketem kuaföre gitmiştim. İmalarından rahatsız olduğumu belirtince birden sinirle konuşmuştu. Benim Yavuz'a karşı birseyler hissettigimi ve bunu ben Fatma'yla konuşurken duyduğunu söylemişti. Aslında ne duydu bilmiyorum ama Fatma abime karşı birseyler hissediyorsun itiraf et gibi şeyler söylerdi sürekli bana. Belki onların yakıştırması yüzünden bende onu sevdiğimi düşünüyorumdur. Yada seviyorumdur bilmiyorum. Ne kadar itiraz edersem edeyim bir türlü dinlememişti beni. Kuaförü birbirine katmış herkesin önünde beni rezil etmişti. Üstelik bunları benim yaptığımı söylemişti. Ve Yavuz Kartal bunlara inanıyordu. Şuan içimdeki hisler nefrete dönüşmeye başlamıştı. En çok ta o kadına beslediğim kibarlık yok olmuştu. Ve Yavuz'un bu imaları bu konuşması karşısında ruhum paramparça olmuştu. Ben böyle bir insan değildim ki. Bir insanı ölecek kadar çok sevmiş olsam bile o mutlu olsun diye susardım ben ve o beni hiç tanıyamamış.
Ben bunları düşünürken tekrar konuştu.
"Şimdi onun kaldığı otele gidiyoruz ve sen ondan Özür dileyeceksin!"
"Ama ben birşey ya-" daha cümlemi tamamlamadan sözümü kesti.
"Sus!!"
Hiç bir şey söylemeden sessizce ağlamaya başladım. Gözyaşlarım durmuyordu bir türlü.
Biraz sonra büyük bir otelin önünde durunca arabadan indi ve kapımı açtı. Ben yapma der gibi bakarken o sinirden görmeyen gözleriyle bana bakıp tısladı.
"İn!!"
Ben inmemekte diretince kolumdan tutup arabadan indirdi.
Bu yaptıklarıyla kalbimi ezmekten öteye gidemiyordu. Ve ben o an anladım ki o benim sevdiğim adam olamaz! Bana karşı hiç bir şey hissetmedigini anladım. Ben onun korunmaya muhtaç bacısından başka bir şey değildim. Benim ona olan duygularımdan da emin olamadım o an. Eğer sevmiş olsaydım onu yani hissettiklerim eğer AŞK gibi kutsal birşey olsaydı ne olursa olsun gözümden düşmezdi. Ama o an Yavuz'un benim için olan yeri yok oldu. Ona olan duygularım hayranlık sevgi vs neyse o an paramparça oldu. Asla eskisi gibi ona bakamayacağımı anladım. Çok garip ama sanırım abim bile olamayacak kadar düştü gözümde.
Ben bunları düşünürken resepsiyonun önünde durduk. Hala kolumdan tutmaya devam ediyordu. Gözyaşlarım yüzümde kurumuşken canımın acısıyla yüzümü buruşturdum kesinlikle kolum moraracaktı.
"Nilüfer hanım nerde?"diye sordu resepsiyondaki görevliye. Görevli kız bize şaşkınca baktı önce. Sonra bana acıyan gözlerle bakmaya başladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/153391655-288-k195767.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Papatya
Dla nastolatkówMuhteşem bir hikayeyle daha geldim ❤ inşallah sık sık yazacağım ?