𝕧𝕚𝕚.

897 42 162
                                    

Adriana Sanchez;

Kendime gelmeme bir nebze de olsa yardımcı olan soğuk ve kısa bir duşun ardından bornoza sarınmış yatakta oturuyordum. O ise köşedeki berjere kurulmuş, başını eğmiş düşünüyordu.

Sessizliği bozan ben oldum.

"Her şey için ne kadar teşekkür etsem az. Benimle ilgilendin, odanı açtın, tatilini zehir ettim. Teşekkürün yanı sıra bir de özür borçluyum sanırım."

Kafasını kaldırırken yüzüne buruk bir tebessüm yerleştirdi ve sözümü bitirir bitirmez lafa daldı.

"Uhm, kim olsa aynı şeyi yapardı klişelerine girmeyeceğim. Sergio Ramos olunca elbette etkisi farklı oluyor. Ayrıca sürekli aynı döngü içerisinde teşekkür edip özür dilemenden sıkıldım."

Minnet dolu bakışlarım altında sabahki bandaj işlemini uygulamak için tekrar yatağa oturdu.

"Günün kalanında ne yapmak istersin?"

Bir yandan soğuk jeli bileğime sürerken sorduğu soruyla düşünmeye başladım.

"Aslına bakarsak, yanımda Sergio Ramos varken oturmak bile güzel olabilir. Ya da sen uyursun ve ben de seni izlerim. Nasıl fikir ha?"

Dişlerini göstererek gülümsediğinde planlarımı icraate dökmenin ne kadar güzel olabileceğini düşünmeden edemedim.

"Şunu aşalım artık. Hem uyurken beni taciz etmeyeceğin ne malum?"

"Ben bunu niye daha önce düşünmemiştim, gayet güzel fikir.."

Söylediklerime karşın ikimiz de kahkahaya boğulurken işini çoktan bitirmiş olmasının verdiği rahatlıkla kendini yatağa attı.

"Bence beni taciz etmen için uyumama gerek yok Adriana."

Kanın yanaklarıma hücum etmesiyle, beyaz tenli olsam domatese dönmem işten bile değildi.

Onun tavanı izlemesine karşın ben yatakta dönüp dikkatli bir şekilde ayaklanmıştım.

"Şey, kıyafet?"

Talep yüklü cümlemle ona döndüğümde onun da beni izlediğini farkettim.

Yattığı yerden kaltı ve dolaptan sabahkine benzer bir kombin oluşturup elime tutuşturdu.

"Sen rahat rahat giyin. Ben lobiye iniyorum."

Beklemeden odayı terk ettiğinde bol tişört ve şortu seri bir şekilde giyinmeye koyuldum.

Seke seke banyoya yöneldiğimde kapıdan gelen sesle geri döndüğünü anlamak zor olmamıştı. Havluları yerine asıp banyodan çıktım.

Ayakta beni bekliyordu.

"Madem sakatsın, ben de dünyanın sekizinci harikasını ayaklarına kadar getirdim."

Anlamadığım suratıma yansımış olacak ki, arkasında tuttuğunu yeni farkettiğim sol elini öne uzattı.

"Hangisini sevdiğini bilmediğim için birkaç çeşit aldım. Bilirsin, çikolatanın iyi gelmeyeceği şey yoktur."

Sergio Ramos, elinde envai çeşit çikolatayla karşımda dikiliyordu.

"Sonra ben komada olduğumu düşündüğümü belirtince espri anlayışımı eleştiriyorsun. Sen gerçek misin adam?"

Bitter çikolata kalıbını elinden kaptığım gibi dikkatle yatağa zıpladığımda o da yanımdaki yerini almıştı.

Yüzünde şuh bir kahkahayla beni izliyordu. Paketi yarılamıştım. Kırdığım iki kareyi ona doğru uzatıp almasını beklemeden ağzına tıkıştırdığımda kahkahaları arasında çikolata yiyorduk.

Gülmeyi bırakıp ağzındakileri bitirdiğinde sitemle konuştu.

"Bu tatilden yüz kilo olup döneceğim galiba.."

"Yarasın kaptanıma." diyip daha da güçlü kahkahalar atmamıza sebep olurken bir anda ciddileşen yüzüyle komodine yöneldi.

Ne olduğunu bilmiyordum. Pot mu kırmıştım yoksa?

Komodinin üzerindeki telefonunu alıp biraz uğraştıktan sonra sırtını yatak başlığına dayayıp uzandı.

Birkaç saniye içerisinde odayı kaplayan çocuk sesleriyle, neler olduğunu anlamam uzun sürmemişti.

Yatağın diğer ucunda oturup dikkat dağıtmamak en iyisi olacaktı. Yerimde dikleşip prensleriyle özlem gideren kralı izlemeye koyuldum. Yüzünde saf neşe vardı ve Tanrı'm.. bu adam her halükârda nasıl bu kadar mükemmel görünebiliyordu?!

Boğazımın kuruduğunu hissedip mini buzdolabından su almak için ayaklandım.

Bir anlığına kafasını telefondan kaldırıp bana baktığında ve endişeyle adım dudaklarından döküldüğünde, sonrasında olacakları ikimiz de tahmin edemezdik.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jan 29, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

dolor y amor ✤ sergio ramosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin