1.Bölüm

7K 189 98
                                    

"Seher hanım bence bu fikri bir daha düşünün. Şuan kızınızın geleceği ile oynuyorsunuz."

"Vedat bey ben kızım okumayacak demiyorum. Okuyacak ama bunu başka bir şehirde devam etmesi gerek."

"En azından okullar bitene kadar bekleseydiniz şuan Afra'nin kaydını aldırırsanız başka bir şehirde üniversite bulmak sizin için sorun olacaktır. "

Bakışlarımı beyaz duvardan çekerek birbirine girmiş müdüre ve anneme baktım. Neredeyse iki saate yakın bir süredir benim ve geleceğim hakkında bir tartışma yapıyorlardı. Bu konuşmalardan o kadar sıkıldım ki beni takmaları için sesli bir şekilde nefesimi dışarı üfledim. Fakat ikisi bana bakmaya tenezzül bile etmedi.

"Bu konuyu Afra ile bana bırakın lütfen Vedat bey." Dedi annem. Müdür pes etmişcesine benim gibi nefesini dışarı üfledi ve cebinden çıkardığı beyaz bir mendille terlerini sildi. Yüzüm ister istemez buruşurken müdür konuştu.

"Pekala siz nasıl istersiniz fakat en azından izin verin Afra için bir okul dilekçesi yazayım. Bu dilekçe üniversite bulmakta yardımcı olmak ile birlikte yüksek puanlı bir okulda olabilir."

Annem artık müdürün bu tür ısrarlarına sıkıldığı için sert bir şekilde cevap verdi müdüre.

"Okul hakkında ne sizden yardım istedim ne de başka bir şey. Afra'nin bu konusuyla ben ilgilenicem sizin torpilinize ihtiyacımız yok!"

Annemin sesi yükseldiği anda konunun büyüyeceğini çok net anlamıştım. Artık benim de sabrım taşmaya başladığı için sertce oturduğum deri koltuktan kalktım ve kapıya doğru ilerledim. Müdür ve annem şaşkınca bana bakarken onları umursamadan kapıyı sertçe arkamdan kapattım.

Artık bu tür kavgalardan çok sıkılmıştım. Tekrar dan hayatımızı mafedip giden babama karşı öfkem daha da artıyordu her geçen gün.  Bunlarin sorumlusu her zaman olduğu gibi oydu. Daha ben anne karnında iken bırakıp giden ardından parasi bitince evine geri dönen ama hiçbir zaman ne karısına ne de kızına sahip çıkmayan ayyaş bir babaya sahiptim. Son zamanlarda kendisinde bir tuhaflık olduğunu anladığım halde işler yüzünden onu umursamadım ve sonuç yine aynı oldu. Her zaman ki gibi eline geçen üç kuruş parası ile bizi terk etti.

Öfkeyle elimde tuttuğum bordo bereyi dışarı çıkmadan önce kafama geçirdim ve kahverengi kahkulllerimi düzelttim. Ellerimi giydiğim kot ceketimin ceplerine soktum ve okulun bahçesinde bir banka oturdum.

Ne kadar hayatım berbat olup, durumumuz olmayıp sürünsek bile İzmir'in Ünlü en yüksek puanlı bir üniversitesinde okuyordum. Neredeyse okul hayatımı girdiğim bursluluk sınavları ile geçirerek buralara kadar gelebildim.

Müdür bey benim gibi zeki bir öğrenciyi bu okuldan ayırmak istemiyordu çünkü neredeyse birincisi sayılırdım. Hee bir de IQ puanim var bide.

Neredeyse girdiğim çoğu bursluluk sınavlarını kazandığım için üzerime bir iftira atıldı.  Ne mi? Oda hile yaptığımdı. Sahtekarlık ile suçlanırken iftira atanlar bir gerizekalı olduğumu idda etmişti.  Diskalifiye olmamı istemek ile birlikte IQ testi yapılmasını istemişti.  Ne kadar bu tür sacmaliga katlanmak istemeyip geri çevirdiğim için üstüme daha yüklenmistiler ve testi yaptırmak zorunda kaldım.

Sonuç ne mi çıkmıştı?  Testten tam tamına 143 IQ puanı kazanmıştım. Kısacası gerizekalı değil yüksek zekalıydım. Bunu  görenler anında kendini kurtarmak için bir sürü yalan uydurmuştu fakat işe yaramamıştı. Kısaca buralara gelmekte zorlu yollar aşmışken herşey tek darbede dağılmıştı.

Kimin yüzünden peki? Babam!

İçimde biriken öfke ile dirseklerimi dizlerime yasladim ve kafamı ellerimin arasına aldım. İzmir'den taşınmamızın nedeni babamın üstümüze attığı kumar borcuydu. Hersey şu şekilde başlamıştı...

Dünyanın Yedi Harikası +1 Menajer (BTS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin