8.Bölüm

2.2K 132 53
                                    

Neredeyse kapkaranlık olan koridorda koşuyorum. Duvarların heryerinde boydan aynalar var ve bu beni geriyor. Üzerimde babamın bizi terk ettiği gün ki kıyafet var, saçlarım dağınık, kahküllerim terden alnıma yapışmış. Icimde büyük bir korku var ve bu beni koşmaya itiyor. İçimden bir ses durmadan koşmamı bu yerden kaçıp gitmemi söylüyor.

Onu dinliyorum arkama bakmadan önümü tam göremesem bile koşuyorum ama koridor sanki her adımımda daha da uzuyor.

Bir anda arkamdan bir kahkaha sesi geliyor, korkuyla arkama bakıyorum ama kimseyi görmüyorum. Bacaklarım tir tir titrerken karşıda beyaz bir kapı beliriyor. Bu kapkaranlık ortamda parlayan şey sadece beyaz bir kapı. Oraya ulaşırsam kurtulacağımı düşünüyorum ve önüme dönüp oraya yöneliyorum.

Kapıya yaklaştığımda titreyen ellerim ile kapıyı açıp içeri giriyorum ve o sırada yerde oturmuş ağlayan bir kadın görüyorum.

O anda bütün korkularım yok oluyor. Sadece aklıma takılan bu kadının kim olduğu oluyor. Yavaş adımlarla ona yaklaşıyorum. Kadın siyah botlarimi gördüğü anda sessizlesiyor ve kafasını yavaşça yukarı kaldırıyor.

Yüzünde ağır yaralar oluşmuş anneme bakıyorum. O anda içimde yine bir korku oluşuyor. Yavaşça "Anne." Diye fisildıyorum. "Neden ağlıyorsun, bunu sana kim yaptı? "

Annem yüzüme ağlamaklı bir şekilde bir kaç saniye bakıyor ve bir anda gözleri arkama kayıyor. Gözleri korku ile büyüyor, geriye giderek kaçmaya çalışıyor.

Annemin tepkisinden dolayi korkarak yavaşça arkama dönüyorum ve alnımda soğuk namluyu hissediyorum.

Evimize bizi tehdit etmeye gelen adamla göz göze geliyorum.

"Aynı baban gibi sende kaçtın." Diyor öfkeyle.

"Hayır kaçmadım!" Diye itiraz ediyorum.

"Borcunu ödemedin cezanı çekeceksin aynı annen gibi..." Diyor. O anda arkama dönüyorum ve yerde kanlar içinde yatan annemi görüyorum. "Hayır! " diye bağırıp adama dönüyorum.

"HAYIR!"

Ve o sırada adam alnimda duran silahı atesliyor.

***
Bir anda beni sertçe dürten elle uyandım. Bakışlarım korkuyla Kim Hyuna kaydı ardından gözlerim tereddüt ile etrafta dolandiktan sonra bana şaşkınca bakan Kim Hyuna baktım.

"İyi misin Afra?" Diye sordu merakla. Zorla yutkunup geriye yaslandım ve terden alnıma yapışmış saçları çektim. "İyiyim sadece bir kabus gördüm. " dedim.

Kim Hyun yüzüme biraz baktıktan sonra geriye yaslandı. "5 dakika sonra bende seni uyandıracaktım birazdan iniş yapacağız. "

"Bu kadar çabuk geleceğimizi tahmin etmemiştim."

"Aslında uzun bir yolculuktu, bindikten 1-2 saat sonra uyuyakaldın. Bende seni uyandırmadım." Dedi tebessümle.

"Kaç saattir uyuyorum?" Diye mirildandim gerilirken.

"Çok uykucusun neredeyse 8-9 saattir uykudasın." Dedi.

"Ah! Gerçekten şaşırmadım. " dedim.

Bakışlarım cama dönerken rahat bir nefes aldım. Gördüğüm rüya o kadar berbattı ki biran önce borcu ödemeye başlamam gerekiyormuş gibi hissetmiştim. Bu adamlar gerçekten başıma bela olacak gibiydi.

Belki şuanda aramaya kalksalar beni zor bulurlardı ama annem... Gerçekten ne yapmama gerektiğini bilemiyordum. İçim rahat olmadığından psikolojim beni pek rahat bırakmayacak gibi bu aralar. Derin bir nefes alırken pilotun sesi duyuldu. Inişe geçtiğimizi söylüyordu.

Dünyanın Yedi Harikası +1 Menajer (BTS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin