17.Bölüm

1.8K 107 11
                                    

"Kahretsin! Ne halt yiyeceğim ben şimdi? " Yurtta bir ileri bir geri stresle yürürken bebeğe baktım.

Merakla etrafa bakarken arada kendince tuhaf sesler çıkartıyordu.

Ben kim bebek bakmak kim?

Aklım almıyordu neden, neden babasından kaçıyordu Selin? Bu çocuk onun muydu? Peki nasıl, ne zaman?

Aklım o kadar doluydu ki...

Beni kendime getiren asansörün aşağı doğru hareket etmeseydi.

Korkuyla saate baktığımda ise saatin 7 olduğunu görünce elim ayağım birbirine dolaştı.

Üyelerin saati gelmişti peki bu bebeği napacaktım?

Hızlıca bebeği kucağıma aldım ve odama ilerledim fakat o bu aceleci tavrımdan korktu ve sesli bir şekilde ağlamaya başladı.

"Lütfen, lütfen sus nolur."

Odama girdim ve Alp'i yatağa oturtturdum fakat o bağırarak ağlamakta baya ısrarcıydı.

Susması için saçma sapan hareketker yapsamda o daha çok ağlamaya başladı.

Etrafa ne yapabilirim diye bakınırken yerde ki halıya takıldım ve yere düştüm.

Sinirle elimi yere vurdum bu sırada Alp ağlamayı bıraktı ve benim halime gülmeye başladı.

Aklıma kendimi tokatlamak gelsede bu fikirden vazgeçip ayağa kalktım ve dolabımda yere doğru sarkmış, ışıltılı ceketim dikkatimi çekti.

Ona doğru ilerkedim ve ceketin üzerine elimi sürttüm. Elimi her sağa ve sola götürüşümde ışıltılarin rengi değişiyordu.

Hani vaktim olsa bir saat oynardım. Bu demek oluyor ki benim bu şekilde dikkatimi çektiyse Alp'in de dikkatini çekerdi.

Alp yine ağlamaya hazırlanırken önüne eğildim ve ceketi önüne koydum.

"Alp bak renkleri değişiyor ne kadar değişik bişi değil mi?"

Alp şaşkınca elimi takip etti bir süre ardından kendi oynamaya başladı o sırada Suga'nın meşhur "J-HOPEEEEEEEEEE!" Bağrışını duydum.

Gelmişlerdi.

Alp sessizce ceketimle oynarken "Burda dur ve sakın bir yere gitme, geri geleceğim" desemde beni çok tınladığı sayılmazdı.

Odadan çıktım ve salona doğru ilerledim.

Sahte bir mutlulukla "Hoşgeldiniz! " dedim.

Jin bana bakıp "Kısa ve net bir şekilde söylüyorum. Açım. " dedi.

İçimden kafamı duvara vurmak gelsede bu fikirden vazgeçtim. Alp ile uğraşıcam diye yemek yapmayı unutmuştum.

Namjoon "Bir sıkıntı mı var?" Dedi.

"Hayır. Şey ben yemeği hazırlayım o zaman." Dedim ve mutfağa gideceğim sırada odamdan bir cam kırılma sesi geldi.

Hepimiz irkilip oraya bakarken "Biri mi var? " dedi jimin.

"Aman kedidir canım. " dedim gerginlikli. Bu sözümün ardından ise Alp'in sesi geldi.

"Biri var." Dedi Jungkook Jimin'in dediğini onaylayarak.

"Odamın camı açıktı belki rüzgardır." Dedim bu sefer.

Namioon "Belki hırsızdır polise haber verelim." Dedi.

Odamdan gelen gürültüyle yine Jungkook öne atıldı.

"Ben bakmaya gidiyorum."

Suga, Jungkook'u kolundan tuttu ve "Saçmalama. " dedi.

Dünyanın Yedi Harikası +1 Menajer (BTS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin