12.Bölüm

2.1K 133 40
                                    

Sabah saat 6 gibi uyandıktan sonra yine genel işlerimi hallettim. Dün akşam yemekten sonra etrafı toplayıp odama çekilmiştim. Üyeler ise kendince takılmışlardı gece 12 olduğunda ise ne kadar sorun yaşasamda üyelerin hepsini yatırmayı başarmıştım. Ayrıca süt yapmamı istememişlerdi oysa uykuları hemen gelirdi. Neyse.

Saçlarımı tekrardan bir topuz yaptım ve mutfağa gittim. Telefonumdan kahvaltılık birşeyler araştırdıktan sonra hoşuma giden bir kahvaltı buldum ve malzemeleri çıkarıp yapmaya çalıştım.

Tabi sadece çalıştım.

Yukarıdan tabak alırken yanlışıkla elimden bir tanesi kaydı. Gürültü ile parçalandığında tabak diğer tabakları sertçe tezgaha koydum. Yerde ki kırıkları söylenerek toplarken burnuma gelen yanık kokusu ile ocağa baktım.

"Kahretsin!"

Hızlıca ayağa kalkarken dizimi dolaba çarptım acıyla inlerken zar zor ocağı döndürüp tavayı lavobaya atıp suyu açtım.

Tava büyük bir ses çıkarırken etrafı duman sardı. Kolumlu burnumu kapatırken etraf berbat kokuyordu.

Dizimi ovalayarak yerde ki kırıkları temizleyip çöpe attım. Tabakları tezgaha yerleştireceğim sırada fark ettiğim şey ile yüzüm asıldı.

Tabaklar nasıl çatlamış olabilir?!

Oflayarak buzdolabına gittim. Pişirmeye çalıştığım krepler yanmıştı. Peki ne yapabilirdim?

Telefonumdan saate baktım 06:35 olmuştu ve ben hala birşey yapamamıştım oysa saat 7'de spora gidecektik.

Koreliler genelde kahvaltıda pilav yedikleri için en azından pilav yapmaya karar verdim. Malzemeleri tekrardan çıkardım ve baktığım tarife göre tencereye su koydum. Tekrar ocağı yaktıktan sonra çay yapmaya çalıştım.

Tencereye malzemeleri eklerken üyeleri uyandırmam gerektiği için odalarına gittim. Hepsini tek tek yine müzik setiyle uyandırırken Suga bana yastıkla saldırınca içeri kaçtım.

Hepsi uykulu bir şekilde tezgahın önünde ki sandalyelere otururken pilava baktım.

En azından iyi durumdaydı.

Jungkook mutfağa gelirken "Bu koku da ne?" Diye mırıldandı.

"Şey bir kaç sorun çıktı da." Diye geçiştirdim Jungkooku ardından ise camları açıp yurdun hava almasını sağladım.

Çatlak tabakları hepsinin önüne dizdim. Bardaklari da önlerine koydum ve tek tek hepsine yaptığım çayı koymaya başladım.

Koyduğum çaya Jinin bakışı büyürken "Afra çay biraz daha mı pişmeliydi acaba?" Dedi.

"Yok yok hatta fazla pişti." Dedim hızla.

Jimin ve Jungkook "Yalnız biz çay içmiyoruz." Dediğinde onların bardaklarını lavobaya koyup yeni bardak koydum. Ardından ise buzdolabında ki meyve suyu acele ile onlara koyarken yine burnuma gelen tuhaf bir koku ile meyve suyunu masaya döktüm.

Acele ile ocağa gidip kapattım. Pek yanmış gibi durmuyordu.

Bu yüzden hemen tabaklara pilav koydum. Namjoon pilav ile bakışırken "Sanırım bu çok pişmiş lapaya benziyor." Dedi.

Üyelerin hepsi onaylamaz sesler çıkarırken stresten ne yapacağımı bilemedim. Telefonumdan saate baktığımda 06:55 olduğunu görünce üyelere baktım.

"Iıı şey ben biraz geç kalktığım için böyle oldu bence siz hazırlanın gidelim biz ben size kahvaltı yaptırırım."

"En azından zehirlenmeyiz." Dedi Suga ve bana yan bir bakış atıp odasına geçti. Hepsi oflaya puflaya odalarına gittiğinde arkalarından "Spor giyinin!" Diye bağırdım.

Dünyanın Yedi Harikası +1 Menajer (BTS)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin