7- Gizemli şeyler falan

26 7 7
                                    

                           3 gün sonra

"Gelince uyandırırsınız beni."diyim hafifçe esnedim. Antalya'ya az kalmıştı, ama uykum da vardı. Aslında kafam bir hayli karışıktı. Deniz aklımdan çıkmıyordu, hatırladıkça canım acıyor gözlerim doluyordu. Ona veda bile etmemiştim. Aşık olduğum adam, beni senelerce hiç ama hiç görmemişdi. Gözünün önünde ona duyduğum aşka inanmamıştı.
Kafamda milyon tane soru vardı. Ama sadece biraz tek başıma kalıp kitap okumak kafamı dinlemek istiyordum. Sonuçta geleceğim için bir şeyler yapmam gerekti. Hayallerim sadece Deniz'le sınırlıydı. Sanki o hep etrafımdayken ondan başka bir şey düşünemez olmuştum. Şuan bile onun yokluğu mutlu hissettiriyordu. Bu duyduğum his aşk mı değil mi bilmiyordum ama sırf bir kötü olayla karşılaştım diye de hayatın fırsatlarını geri çevirecek değildim.
Artık o yoktu, ama artık bir çok hayalim vardı. Hatta şimdi aklıma antalyada yapacağım bir çok fikir geliyordu. İlk bu fikirleri liste yapmak vardı. Otele gelince yaparım artık diye içimden konuşurken hafif hafif gözlerimi kapadım. Bütün yorgunluklarım gözlerime gelmişti sanki hemencecik kapanı verdi gözlerim.

"Güney kızım uyan, Güney la eşek sıpası kime diyorum." diye çığlık çığlığa tabiki anamın sesiydi. "Üff tamam tamam, uyandım işte." diye homurdanarak çantamı ayak ucumdan alarak sırtıma taktım.
Kulaklığımı çıkarıp cebime koydum. Arabamız durunca hemen inip valizimi aldım. Ablam ve abimi beklemeye başladım. Onlar da gelince " Bizim odaları bilen var mı ya?" diye çirkefçe söylendim. Hala uykum vardı ve çok yorgundum. Babam gelince telefonla arkadaşını arayıp odaları sordu. Ablam ve abim, inşallah tek tek oda verirler diye totem yapıyorlardı. Çünkü ne kadar anlaşsakta bir arada kedi köpek gibi oluyorduk. Aslında seviyordum öyle ortamı, ama bu sıralar pek çekicek halim yoktu hemen uyumak istiyordum.
Babam konuşmasını bitirdi. Bize doğru dönerek "Lobide vericeklermiş hadi ilerleyelim."dedi. Ordan bir güvenlik hemen gelip valizlerimizi aldı. İçeri girince güzel bir lavanta kokusu vardı. Biraz olsun içime çekerek havayı soludum. Serin ve huzurluydu. Umarım buradaki yaşayacaklarım da serin ve huzurlu olur diye içimden mırıldanıyordum.

"Merhaba efendim, Uras Ailesi değil mi" diyerek babama baktı. Babamda kafa sallayıp gülümsedi. Bizi tanıyordu, yada geleceğimizden haberi vardı her neyse...
"Efendim 6.kat 3 oda var sizin için hepsi müsait birde 5.katın sonunda bir oda var buyrun anahtarları." deyip anahtarları uzattı. Ablam ve abim ilk iki odayı aldılar, babam da 3.odaya bakalım küçükse Güney sen orda kalırsın" dedi. Bense biraz uzaklaşmak istiyordum. Odaya girip baktı aile odası bana dönerek bir şey diyecekti. Annem çoktan içeri yerleşmeye başlamıştı. Bende babamın elinden anahtarı aldım, ve "Tamamdır hadi görüşürüz" diyip hemen kaçtım. Asansör ile bir kat aşağı inip hemen uyumak istiyordum. Düğmeye basınca hemen açıldı bu kattaymış meğer, içeride 3-4 kişi vardı. Bir kaç kat yukarı çıkıp en son aşağı indim.

Arkamdan gelen biri vardı, bir an takip ediliyorum hissine kapıldım lakin yan odama girince içimden bir oh çekmiştim. Odaya girip üstümü değiştirip, pijamalarımı giymiştim. Öğlen olması beni ilgilendirmiyordu, uyumak istiyordum çünkü uyku benim hayat felsefemdi. Sadece yatınca huzur buluyordum. İç çekerek ufak mavi valizi gözümle aradım. Ama odada değildi sadece büyük valizim burdaydı. Annem'i aradım sanırım lobide kaldı deyince tamam tamam diyip kapadım ardından Sena aradı, hemen açtım.

"Hoşgeldin bebeğim, diye çığlık attı." kahkaha attım " Hoşbulduk ayolll" diyerek bende biraz çığlık atmış olabilirim. Biraz konuştuk sonra bana Whatsapp'e girebilir misin sana bir şey atmam gerek dedi. Merak etmiştim aslında " Kanka internetim yok, ama otele sorarım kocaman otel vardır herhalde wi-fi" dedim. "Tamam tatlım" diyip kapadı.

Odanın kapısı birden çalındı, sonra "Valizinizi getirdim" diye bir ses duydum. Hemen kapıyı açtım," Pardon efendim, yük asansörü arıza yapınca orda kalmıştı" dedi görevli. "Sorun değil teşekkürler" dedim hemen ortadan kayboldu. Yan oda açıldı asansörde ki suan sarışın olduğunu fark ettiğim çocuk bana bakıyordu. Gülümsedi bende gülümsedim. Sonra birden interneti soracağımı unuttuğumu hatırladım. Elimi kafama hafifçe vurunca" Bir sorun mu var, acaba" diye sordu sarı. " Iıı Şey internet şifresini soracaktım görevliye" diyip dudağımı büzdüm. " Haa ben biliyorum, isterseniz yazayım size" deyince. Şimdi telefonumu kimseye vermedigimi, arkadaşlarım ailem bile elini dokunamaz diye nasıl anlatırım diye kara kara düşünürken, "Numarama mesaj atabilir misiniz?" diye ağzımdan çıktı. Olabilir, diyip numarasını söyledi. Ekleyip çaldırdım. Hayır yaptığımın mantıkla ilgisi yoktu niye çaldırıyorsam allah allah. Şifreyi hemen attı bende hemen girdim, bildirimlerim gelince, kafamı sallayarak,
"Teşekkürler" diyip, odama geri döndüm

                       Yan Odadaki
Müsait olunca, kafeterya da oturalım mı?

Numaramı niye verdim neden verdim nasıl verdim. Gördünüz salak gibi gittim ve verdim. Uyku gözümden akıyordu ve bende,

"Kusura bakma, çok uykum var ne zaman müsait olurum bilmiyorum"yazıp gönderdim.
                       Yan Odadaki
Peki. Bu arada ben Alper. Sıkılınca bana yazabilirsin. İyi uykular sana.

"Teşekkürler, bende Güney." yazıp yatağa uzandım. Telefonu masaya koydum.
Gözlerim yavaş yavaş kapanıyordu, bende daha fazla direnmeden,  kendimi uykuya bıraktım....

Uyandığımda hava kararmış, ortalık renkli ışıklarla donanmış bir sürü oyun alanı, konserler, eğlence yerleriyle doluydu. Tam da benim odamın camı, herşeyi tüm cıblaklığı ile gösteriyordu. Camdan usulca ayrıldım. Tabi uyku sersemiyle ne zaman camın önüne gittiğimden de haberim yoktu.

Üzerime düz mavi elbise mi, sallanan gümüş küpelerimi ve hafif topuklu siyah bir sandalet giydim. Saçımı tam tepeden toplayarak kendi çapımda yamuk bir topuz yapmıştım. Pekte umrumda değildi zaten. Telefonumu, komidinin üzerinde ararken, ufak bir mektup kağıdı gözüme ilişti. Açıp açmamakla ince çizgide durarken hemen açı verdim. Gözlerim yazıya odaklanmış bir şekilde şok olmuşcasına ellerim karıncalanıyor kalbim hızlanıyordu. Daha yazı beynime ulaşmamıştı bile. Uff ne saçmalıyorsun Güney tesadüftür, diye kendimi teselli ediyordum. Telaşlı duygular ile telefonumu alarak odadan çıktım. Merdivende durarak tekrar nottaki yazı aklıma ilişti.

"Seni arıyordum bende, nihayet notu
bulmuşsun. Kanlı günlere hoşgeldin Elçi"

388-EABP

Ah Başıma GelenlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin